Görevden Uzaklaştırma İşleminin İptali Talebi
- Davalı kurumun müvekkil hakkında tesis etmiş olduğu idari işlemi idare hukukuna egemen olan idari işlemlerin sebep, amaç, konu ilkelerinin ihlalini oluşturmaktadır. İdari işlemin belli bir sebebe dayanması gerektiği açık bir kuraldır. Ayrıca bu sebep, bir hukuk kuralına dayanmalıdır. Dolayısıyla idari işlemin sebebinin olmaması ya da sebebinin hukuka aykırı olması halinde işlem, iptal edilir. İdarenin dayandığı sebep kanuni olabilir ancak gerçeğe ve hukuka aykırı ise yine iptal edilmelidir. Söz konusu olayda ise idarenin dayandığı herhangi bir sebep sunulmadığı gibi yürürlükteki yönetmeliğe de aykırıdır. YukarIda izah ettiğimiz sebeplerden ötürü işbu idari işlemin iptali davasını açma zarureti hasıl olmuştur
ADANA NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA
Gönderilmek Üzere
X NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE
YÜRÜTMEYİ DURUMA TALEPLİDİR.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : X VALİLİĞİ
KONU : X Valiliği İl Jandarma Komutanlığı’nın X tarih, X Sayılı müvekkilimiz hakkındaki görevden uzaklaştırma kararının öncelikli Yürütmenin Durdurularak görevine İadesi ve devamında idari işlemin İPTALİ istemidir.
AÇIKLAMALAR :
1-) Müvekkilimizin X İli ……. Karakolunda Jandarma Astsubay Kıdemli Çavuş olarak görev yapmakta iken, X Valiliği İl Jandarma Komutanlığı’nın …..2020 tarih, ……….. Sayılı kararı ile 1 yıl süreyle görevden uzaklaştırılmıştır. Müvekkil göreve geldiği tarihten …2020 tarihine kadar, 6 yıldan fazla bir süre görevine kesintisiz devam etmiştir. Müvekkilimiz bu görevi boyunca davalı idare tarafından verilen her görevi eksiksiz yerine getirmiştir.
2-) Müvekkilimize davalı idare tarafından görevden uzaklaştırıldığına dair gerekçesiz evrak ……..2020 tarihinde kendisine tebliğ edilmiştir.(EK-1:TEBLİĞ BELGESİ) Davalı idare müvekkilimize vermiş olduğu tebliğ evrakında; “Şırnak İl J.K.lığı emrinde görevli Ekte kimlik bilgileri belirtilen personel hakkında FETÖ/PDY soruşturması kapsamında ilgi (a) gereğince idari şoruşturma yürütüldüğü belirtilmiş ve terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilren yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veyailtisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirildiğinden, haklarında disiplin soruşturması başlatılmıştır…”şeklinde belirtilmiştir. Davalı kurumca yapılan bu idari işlem açıkça yasaya ve hukuka aykırıdır. Müvekkilin Şırnak Valiliği tarafından yayınlanmış olan görevden uzaklaştırılanlar listesinde yer almasını gerektirecek herhangi bir disiplinel faaliyeti ve hareketi olmamıştır. Hakkında açılmış her hangi bir adli soruşturma da yoktur.
3-) Müvekkilimizin işine son verilmesi prosedürü gayri hukukidir. Davalı idare müvekkilimize herhangi bir savunma hakkı tanımadan, gayri keyfi ve hukuksuz bir şekilde müvekkilimizi görevden uzaklaştırmıştır. Müvekkilimiz X yılından beri görevini yapmakta olup bugüne kadar herhangi bir disiplinlik mevzusu dahi olmamıştır. Ancak davalı idare tarafından yayınlanmış olan listede müvekkilin de ismi yer almış ancak davalı idarenin müvekkile tebliğ etmiş olduğu evrakta hiçbir hukuki gerekçe ve dayanak sunulmamıştır. Hal böyle iken müvekkilin bu şekilde görevden uzaklaştırılması gayrı hukuki olduğu gibi adalet duygusunu da yerle bir etmiştir. Müvekkilin görevden uzaklaştırılmasına ilişkin idari işlemin gayri hukuki olduğunu destekler nitelikte Danıştay kararı da şu şekildedir:
Danıştay 5.Dairesinin 19.10.2005 tarih ve 82/811 esas, 83/4210 sayılı kararında da: “657 sayılı Yasanın 137. maddesi uyarınca “görevden uzaklaştırma”nın, Devlet kamu hizmetlerinin gerektirdiği hallerde görevi başında kalmasında sakınca görülecek Devlet memurları hakkında alınan ihtiyati bir tedbir olduğu; bakılan davada, davacının Batman İlinde görev yaparken işlediği ileri sürülen “……” eylemiyle ilgili olarak hakkında soruşturma açılmış olmasının ilgilinin Edirne İlindeki görevinden uzaklaştırılmasını gerektiren bir durum olarak değerlendirilmesine yasal olanak bulunmadığı, bu nedenle dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği” ifade edilmiştir. Davacının, Batman ilinde görev yaparken işlediği ileri sürülen fiil nedeniyle Edirne ilindeki görevinden uzaklaştırılmasına ilişkin işlemin hukuka aykırı olduğu kararda vurgulanmıştır.”
4-)Yukarda belirttiğimiz gibi müvekkilimize hiçbir gerekçe sunulmadan görevden uzaklaştırıldığını belirtilmiştik. Müvekkilimiz görevden uzaklaştırılmadan 3-4 gün önce alınan savunmasında FETÖ/PDY terör örgütüyle hiçbir alakasının olmadığı belirtmesine rağmen, hukuka aykırı olarak görevden uzaklaştırılmıştır. Bugüne kadar müvekkilim hakkında tek bir suç ihbarı, bırakın mahkumiyeti tek bir adli soruşturma kararı bile bulunmazken ilgili idarece gerekçesiz bir şekilde müvekkil hakkında masumiyet karinesine aykırı olarak hareket edilip disiplin cezası olan görevden uzaklaştırılmaya ilişkin idari işlem ihdas edilmiştir. Masumiyet karinesine aykırılık nedeni ile de davalı idarenin idari işlemi hukukun temel ilkelerine aykırılık teşkil etmektedir. Bu durum açıkça AİHS md. 6/2 “Bir suç ile itham edilen her şahıs suçluluğu kanunen sabit oluncaya kadar masum sayılır.” ve Anayasamızın 38/4. maddesindeki “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.” ifadelerine aykırıdır. Ayrıca masumiyet karinesinin; Anayasa’nın 15/4. maddesinde, “savaş, seferberlik, sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde dahi dokunulması mümkün olmayan çekirdek haklar” kategorisinde yer aldığı da belirtilmelidir. Ayrıca AHİM ve Komisyona göre, AİHS’ in 6/2. maddesi, sadece yargılama makamlarını değil, devletin bütün resmi makamlarını bağlar. Ayrıca ilgili idarece müvekkilime ne bir savunma hakkı tanınmış ne de gerekli bir araştırma yapılmadan oldubittiye getirilerek hakkında adeta Anayasal ve yasal hakları kullandırılmadan haksız yere görevle ilişiği kesilmiştir. Savunma hakkının kutsallığı ve kullandırılması gerekliliğine ilişkin yasal düzenlemeler şunlardır: Anayasamızın 129. maddesinin 2. fıkrasına göre: “Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez.” 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 130. maddesine göre: “Devlet Memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemez. Soruşturmayı yapanın veya yetkili disiplin kurulunun 7 günden az olmamak üzere verdiği süre içinde veya belirtilen bir tarihte savunmasını yapmayan memur savunma hakkından vazgeçmiş sayılır.”Danıştay da vermiş olduğu birçok kararda, bu ilkenin uygulanmasının soruşturmanın hukukiliği açısından ne kadar önemli olduğunu gösteren neticelere varmıştır:
Danıştay 8. Dairesinin 14.04.1997 tarihli 1996/394 Esasa 1997/1325 Sayılı Kararında
“ Olay hakkında Görevden Çıkarma cezası önerilen davacıya savunma hakkının tanınmadığı görülmektedir. Görevden Çıkarma Cezası sonucu itibarıyla çok ağır bir ceza olduğundan, Yüksek Disiplin Kurulunca ayrıca savunma alınmadan, davacının anılan ceza ile cezalandırılmasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır. ”
Yargılama süresince, savunma hakkının sanık için yararı ve gereği tartışma götürmez. Savunma, hak arama özgürlüğünün ve adil yargılamanın vazgeçilemez bir koşuludur. Savunmanın tam olarak yapılmasında kamu yararı da vardır. Savunma, suçlamaya karşı sanığın yararına yürütülen; onu hukukî ve fiilî açıdan korumayı amaçlayan bir faaliyettir. Bu hak Anayasa’da, taraf olduğumuz milletlerarası sözleşmelerde ve kanunlarımızda yer almıştır. İHAS 6/3-b bendi : “ Savunmasını hazırlamak için gerekli zamana ve kolaylıklara sahip olmak” hükümlerinde yer alan savunma hakkının her sanığın yararlanması gereken temel haklar arasında sayılmıştır denilmek suretiyle bu hususa işaret edilmiştir. Bu temel hak disiplin hukukunda da geçerli evrensel bir haktır. İsnadı öğrenme hakkı, müdafaa hakkının temel unsurlarındandır. Dava konusu işlemde, işleme dayanak yapılan suçun ne olduğu, yeri, zamanı, kime karşı işlenmiş olduğu hiçbir suretle bildirilmemiştir. Hatta suçun ismi dahi bildirilmemiştir. Müvekkilimin “İSNADI ÖĞRENME HAKKI” ve “SAVUNMA HAKKI” gibi temel hakları elinden alınmıştır. Bir ceza ya da hukuk davasında tarafların gösterilen tüm delillerden ve sunulan tüm mütalaalardan haberdar olması ve görüş bildirebilme olanağı bulunmalıdır. Bu bağlamda ADALETİN ADİL İDARESİ görünümüne özellikle önem verilmelidir. Bu ilkeler ceza hukukunda uygulandığı gibi disiplin hukukunda da uygulanmaktadır. Ancak iptal davasına konu işlemi tesis eden idare, müvekkilim hakkında ayrıntılı soruşturma dahi yapmadan “görevden uzaklaştırma” işlemi tesis etmiştir. Dava konusu işlemin tek gerekçesi bile sunulmamıştır. Hiçbir somut delil sunulmadan müvekkilim hakkında uygulanan disiplin cezası açıkça hak ihlaline sebebiyet vermiştir. Hiçbir yargılama yapılmadan, AİHS’ in 6/3 maddesindeki en asgari sanık haklarından hiçbiri sağlanmadan somut delil sunulmadan mahkûm etmek, AİHS’ in 6/1, 6/2 ve 6/3 hükmündeki tüm güvenceleri ihlal etmiştir. Sonuç olarak müvekkilim hakkında somut delil dahi sunulmadan görevden uzaklaştırma cezası verilmiş ve bu idari işlem neticesinde müvekkilim haksız bir şekilde kamuoyu nezdinde mahkûm edilmiş olunması AİHS’ in 6. maddesindeki tüm güvenceleri açıkça ihlal etmiştir.
Değindiğimiz hükümler çerçevesinde, olağanüstü hal dönemlerinde dahi idarelerce gerçekleştirilen işlemlerin, taraf olduğumuz uluslararası sözleşme hükümleri ile T.C. Anayasasında yer alan hükümler doğrultusunda gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Müvekkil hakkında davalı idare tarafından hiçbir soruşturma dahi yapılmadan müvekkilim kamu görevinden uzaklaştırma cezası gibi ağır bir yaptırım ile karşı karşıya bırakılmış bulunmaktadır. Ancak, soruşturma kapsamında tarafımıza yöneltilen suçlamanın niteliği ve sebebinden haberdar edilmediği gibi; savunma hazırlamak için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkı da engellenmiştir.
Müvekkilin idari soruşturma geçirmesine sebep olacak tek bir adli soruşturma dosyası mevcut değildir. Müvekkil eğer FETÖ/PDY terör örgütü ile bağlantılı ise neden tek bir soruşturması dahi yoktur? Müvekkil 6 yıldan fazladır görevini ifa etmekte ve bu süre zarfında örgütle iltisaklı olduğu düşündürtecek en ufak bir emare bile yoktur. Davalı İdarenin müvekkili 1yıl süre ile müvekkili hukuka aykırı olarak görevden uzaklaştırması hem kamu vicdanını yaralamış hem de müvekkil ve ailesini perişan etmiştir.
5-) Müvekkil ………yıldan fazladır görevinin başında ve 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasın da Çanakkale İli Eceabat ilçesinde görevlidir. Darbe esnasında Valiyi korumak için Valinin talimatıyla bölükte bulunan komandoları Valiyi korumaya göndermişlerdir. Kendisi de o sıra nöbette ve kesinlikle dışarı dahi çıkmamışlardır. Müvekkilin FETÖ/PDY terör örgütüyle bağlantılı olduğunu düşündürtecek en ufak bir delil yoktur.
Ceza devalarında bazı kriterler FETÖ/PDY terör örgütüne üyelik veya iltisaklı olmak için belirlenmiştir; Bylock, Bankasya’ya para yatırma, belirli yayınlara üyelik, 17-25 aralık sonrası ev veya etkinliklerine gitme vb. gibi. Davacı müvekkilde bu kriterlerin hiçbirisi mevcut değildir. Kanımızca bu sebeplerle müvekkil hakkında adli soruşturma açılmamıştır. Sadece yalan yanlış bir bilgiye dayanarak müvekkili 1 yıl görevinden uzaklaştırılması, müvekkile hem maddi hem de manevi büyük zararlar verecektir.
6-)Davalı kurumun müvekkil hakkında tesis etmiş olduğu idari işlemi idare hukukuna egemen olan idari işlemlerin sebep, amaç, konu ilkelerinin ihlalini oluşturmaktadır. İdari işlemin belli bir sebebe dayanması gerektiği açık bir kuraldır. Ayrıca bu sebep, bir hukuk kuralına dayanmalıdır. Dolayısıyla idari işlemin sebebinin olmaması ya da sebebinin hukuka aykırı olması halinde işlem, iptal edilir. İdarenin dayandığı sebep kanuni olabilir ancak gerçeğe ve hukuka aykırı ise yine iptal edilmelidir. Söz konusu olayda ise idarenin dayandığı herhangi bir sebep sunulmadığı gibi yürürlükteki yönetmeliğe de aykırıdır. Yukarda izah ettiğimiz sebeplerden ötürü işbu idari işlemin iptali davasını açma zarureti hasıl olmuştur.
HUKUKİ NEDENLER :İdari Yargılama Usulü Kanunu, 442 Sayılı Kanun, Anayasa AİHS, İdarenin işlemi, tanıklar Ve sair deliller.
SONUÇ VE İSTEM :Yukarıda açıkladığımız sebeplerle, müvekkilimiz hakkında tesis edilen Şırnak Valiliği İl ………. Komutanlığı’nın ….2020 tarih, ………. Sayılı müvekkilimiz hakkındaki görevden uzaklaştırılmasına ilişkin idari işlemin öncellikle;
- YÜRÜTMENİN DURDURULARAK MÜVEKKİLİN İVEDİ BİR ŞEKİLDE GÖREVİNE İADESİ,
- Dava sonucunda söz konusu İDARİ İŞLEMİN İPTALİNE,
- Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini, müvekkilimiz adına vekâleten arz ve talep ederiz. tarih
Davacı Vekili
EKLER:
1-İdarenin Tebliğ Evrakı
2-Vekaletname
3-Emsal Danıştay kararı