Hileye dayanan davalar 1 yıllık hak düşürücü süreye tabidir.
Davacı, oğlu olan davalıya vekâletname verdiğini, davalının da vekâletnameye dayanarak kendisine ait taşınmazları 3. kişilere sattığını, yapılan satışların iptali için davalar açtığını, bu davalar sırasında davalının ibraname sunduğunu, bu ibranamenin hile ve sahtecilik ürünü olduğunu ileri sürerek, ihbarnamenin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, ibraname altındaki imzanın davacıya ait olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Davacı baba, vekil olarak tayin ettiği davalı oğlunu ibra etmediğini ve davalının dayandığı ibranamenin elinden hile ile alındığını iddia ederek ibranamenin iptalini istemiştir. Bir kimse kendi aleyhinde düzenlenen veya mevcut hak ve alacağı ortadan kaldıran bir belgenin hile sebebi ile iptali gerektiğini iddia ederek iptal davası açabilir. Çünkü bunda hukuki yararı vardır. Öte yandan, hileye dayanan iptal davaları ayrıca 1 yıllık hak düşürücü süreye tâbidir. O bakımdan her zaman ileri sürülebilecek ve mahkemece nazara alınabilecek itiraz ve defileden değildir. Bu nedenle davanın esası incelenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, böyle bir dava açılmayacağından bahisle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün BOZULMASINA karar verildi (Y. 13. HD. 15.2.1992 T. 66 E. 1213 K.).