Uyuşmazlık konusu olaya özel hükümle birlikte onu tamamlayan genel hükmün de uygulanması gerekebilir. Burada genel hüküm özel hükmü tamamladığı, dolayısıyla birlikte uygulandıkları için aralarında bir çatışma da söz konusu olmaz. Uyuşmazlık konusu aynı olaya genel hükümle özel hükmün birlikte uygulanması ilkesine, yığılma veya birlikte uygulama ilkesi adı verilir.
Örneğin; özel bir hüküm olan TBK. m. 473/I’ de eser sözleşmesinde yüklenicinin temerrüdü nedeniyle iş sahibinin sözleşmeden dönmesi düzenlenmiştir. Ancak, bu maddede yüklenicinin temerrüde düşürülmesi için iş sahibinin ona genel hüküm niteliğindeki TBK. m.117 il ile m.123’te öngörülen ihtarda bulunup bulunmayacağı, temerrüde düştükten sonra sözleşmeden dönmek için ayrıca uygun bir ek süre verip vermeyeceği gibi şartlar düzenlenmemiştir. İşte TBK. m. 473/1′ de düzenlenmiş bulunan özel hükümdeki bu eksiklikleri tamamlamak üzere iş sahibi, genel hüküm niteliğindeki TBK. m. 117/I uyarınca önce ihtar çekip yükleniciyi temerrüde düşürdükten sonra TBK. m. 123’te öngörülen ek süreyi de vererek TBK. m. 125’de olduğu gibi TBK. m. 473/1’e göre sözleşmeden dönebilir.
Aynı şekilde, eser sözleşmesinde özel hüküm niteliğindeki TBK. m. 475/2’de iş sahibinin ayıplı eser tesliminden dolayı uğramış olduğu zararın genel hükümlere göre tazmini saklı tutulmuş, ancak kusur şartından söz edilmemiştir. Ne var ki, genel hüküm niteliğindeki TBK. m. 112’ye göre alacaklının uğradığı zararın giderilmesi için borçlunun kusurlu olması gerekir. İşte bu halde de iş sahibinin uğramış olduğu zararın tazmininde de yığılma ilkesi uyarınca özel ve genel hüküm olaya birlikte uygulanacak ve tazminat ödenmesi için yüklenicinin kusuru aranacaktır.