Araç Değer Kaybı Bilirkişi Raporuna İtiraz Dilekçesi

Araç Değer Kaybı Bilirkişi Raporuna İtiraz Dilekçesi 1

ADANA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE

DOSYA NUMARASI:

DAVALILAR:

DAVALILAR VEKİLİ:

DAVACI:

VEKİLİ:

DİLEKÇE KONUSU: Bilirkişi raporuna itirazlarımızın sunulmasıdır.

TEBLİĞ TARİHİ:

AÇIKLAMALARIMIZ:

Sayın Mahkemenizin yukarıda esas numarası yazılı dosyası ile ikame edilen davada, bilirkişi raporuna beyanlarımızı ve itirazlarımızı sunuyoruz. Bilirkişi raporunda tümüyle aleyhimize yapılmış olan değerlendirmeleri kabul etmiyoruz. Şöyle ki;

KUSUR ORANINA İLİŞKİN İTİRAZIMIZ:

Müvekkilimizin geçirmiş olduğu trafik kazası ile ilgili olarak; bilirkişi raporuna göre, müvekkilimiz … %100 oranında kusurlu, davacı tarafın aracını kullanan … ise kusursuz olduğu kanaatine varılmıştır. Rapora göre müvekkilimize verilen kusurun tarafımızca kabul edilebilmesi mümkün değildir.

Dava konusu trafik kazasının ardından müvekkilimiz … yoğun bir trafik içinde üstelik arabanın çocuk koltuğunda bulunan yeğeninin de telaşlanmış olması sebebi ile ve davacının sahibi olduğu aracın sürücüsünün de baskısıyla iradesi sakat bir şekilde düzenlenmiş olan kaza tespit tutanağı göz ününe alınmış ancak, müvekkilin şoktan kurtulması ile özgürce beyanını yazdığı ve sürücü … tarafından da imzalanmış ikinci tutanak göz ardı edilmiştir.

Öncelikle bilirkişi raporunun “Kusur Yönünden İnceleme” bölümünde hatalı bir değerlendirme bulunmaktadır. Şöyle ki;

“X Bulvarı katılımına geldiğinde aynı yönde seyir halinde olan davacıya ait …plakalı araca tehlikeli bir şekilde yaklaştığı ve sağ tarafa kontrolsüz direksiyon manevrası ile aracın sol arka kapı kısımlarından çarpmak suretiyle sebebiyet verdiği…”

3.1 Bilirkişi raporunda belirtilen, iki aracında aynı yönde X Bulvarına doğru seyir halinde olduğu tespiti hatalıdır. Savunma dilekçemizde de açıkladığımız üzere, davacının sahibi olduğu aracın sürücüsü X Bulvarına doğru seyir halinde değil, ani şekilde şerit değiştirip Çevre Yoluna çıkan X Bulvarını takip etme çabasındadır. Bu sebeple de ani şekilde ve dikkatsizce sol şeride geçmeye çabalarken, müvekkilimin aracına çarparak zarar vermiştir.

3.2- Cevap dilekçemizde de de sunmuş olduğumuz olay sonrasını gösterir fotoğraflar da bu beyanımızı kanıtlamaktadır. Kaza sonrası davacı tarafın sahibi olduğu araç çevre yoluna doğru giden kavşakta durmuş, müvekkilimizin kullandığı araç ise X Bulvarına doğru devam ederek durmuştur. Şayet davacı tarafın aracını kullanan sürücü X Bulvarına doğru seyir halinde iken söz konusu kaza gerçekleşmiş olsaydı, davacı aracının da o güzergah üzere hareketine devam etmesi ve orada durması beklenirdi. (Dava Dilekçesi EK-4)

3.3- Müvekkilin karşı araca tehlikeli bir şekilde yanaştığı ve sağa manevra yaptığı tespiti de gerçeği yansıtmamaktadır. Zira tam tersine, davacı taraf aracının ani bir şekilde sola manevra yaparak müvekkilin aracına çarptığı kaza sonrası görüntülerinden de ortaya çıkmaktadır.

Bilirkişi raporunda müvekkilin kusur oranının %100 olarak belirlenmiş olması tamamen haksız ve hatalıdır. Raporda müvekkilin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 46. Maddesine aykırı davrandığı tespiti yapılmıştır. İlgili madde:

“Karayollarında trafik sağdan akar. Aksine bir işaret bulunmadıkça sürücüler:

c) Trafiği aksatacak veya tehlikeye sokacak şekilde şerit değiştirmemek zorundadırlar.” şeklindedir.

Müvekkilimizin şerit değiştirdiği kanaatine nereden varılmıştır, buna ilişkin gerekçe nedir, bu soruların cevabı söz konusu raporda yoktur. İzah ettiğimiz üzere, şerit değiştiren müvekkilimiz değil, davacı tarafın aracının sürücüsüdür. Bunun delili de kaza sonrası araçların durduğu yerdir. Bu sebeple ilgili madde ile kusur atfedilmesi gereken davacı taraftır. Davacının aracı müvekkilimizin aracı ile aynı yönde giderken bir çarpmaya maruz kalmış olsaydı, kuşkusuz ki; müvekkilin devam ettiği yönde durması gerekirdir. Oysa en sol şeride sert bir geçiş yaparak çevre yolu istikametinde durmaktadır. Bu haliyle bilirkişi raporu, tamamen eksik ve dava dilekçesi esas alınarak hazırlanmıştır.

Cevap dilekçemizde sunmuş olduğumuz tramer raporunda, müvekkilin ve davacının %50 oranında kusurlu bulunduğu görülmektedir. Sigorta şirketi tarafından yapılan bu değerlendirmenin dahi ötesinde bir kusur tespit edilmesi, raporun hatalı olduğunun kanıtıdır. Ticari bir faaliyet yürüten sigorta şirketi dahi müvekkilimize daha az kusur yüklemişken, söz konusu raporun bu haliyle yanlış değerlendirme içerdiği ortadadır.

Davacı tarafın aracını kullanan tarafından ihlal edilen tek kural, KTK’NIN 46. maddesi ile de sınırlı değildir. Aynı kanunun 52. maddesi:

“Hızın gerekli şartlara uygunluğunu sağlamak:

Madde 52 – Sürücüler:

a) Kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak, zorundadırlar.”

İfadesini taşımaktadır. Oysa davacı tarafın aracı, hızını kesmemiş, dikkatsiz bir şekilde sol şeride geçerek, çevre yolu istikametine ilerlemeye çalışmış bu sebeple de müvekkillerimizi mağdur etmiştir.

KTK Yönetmeliği’nin 101. maddesi de söz konusu durumu açıklamaktadır:

“Hız Sınırlarına Uyma ve Hızın Gerekli Şartlara Uygunluğunu Sağlama

Madde 101- Sürücüler,

a) Kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya ve hemzemin geçitlerine, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak,

b) Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun getirdiği şartlara uydurmak, zorundadırlar.”

diyerek 52. Maddeyi açıklamaktadır. Savunma ve beyanlarımızdan görüleceği üzere, davacı tarafın aracı, ani bir şekilde sol şeride geçmeye çabalamış, bunu yaparken de KTK m. 52 ve KTKY m. 101’i ihlal etmiştir. Tüm bunları değerlendirmeden hazırlanmış bilirkişi raporunun kabul edilmesi mümkün değildir.

KUSUR ORANININ TRAFİK BİLİRKİŞİSİ TARAFINDAN TESPİT EDİLMESİ GEREKMEKTEDİR:

Yukarıda açıkladığımız üzere, kusur oranı sayın bilirkişi tarafından fahiş hatalar yapılarak tespit edilmiştir. Bu sebeple, bu oranın tespitinin işin uzmanınca gerçekleştirilmesi ehemmiyet taşımaktadır.

KTK M. 83:

“Trafik kazalarına el koyma ve bilirkişilik:

Madde 83 – Trafik kazalarına;

Trafik zabıtası, usul kanunlarına göre görevlendirilirse, trafik kazalarında bilirkişilik yapar.

Trafik kazaları, kaza tahkik memurluğu, bilirkişilik ve bunlarda aranacak şartlar ile diğer esaslar yönetmelikte gösterilir.”

KTK Yönetmeliği M. 158:

“Kaza İnceleme (Tahkik) Görevlileri ve Bilirkişiler

b) Bilirkişilik;

Trafik zabıtası veya genel zabıtanın trafik birimlerinde görevli personeli usul Kanunlarına göre görevlendirilmeleri veya yetkililerce seçilmeleri halinde, trafik kazalarında bilirkişilik yapar.”

Hükümleri de göz önüne alınarak, kusur oranının tespiti için dosyanın trafik uzmanı bir bilirkişiye teslimi ile yeni rapor alınmasını isteme zorunluluğu doğmuştur.

HASARA İLİŞKİN İTİRAZIMIZ:

Bilirkişi raporunda hasar toplamı davacı tarafın beyanıyla birebir kabul edilmiş, bunu takiben değer kaybı hesabına girişilmiştir. Değer kaybı öncelikle 779,56-TL hesaplanmış bunu takiben gerekçesi açıklanmamış bir şekilde 4.050,00-TLolarak hesaplanmıştır. Bilirkişi tarafından yapılan bu hesaplama fahiştir ve hukuki olarak itiraz edebilmemiz için ikinci rakamın gerekçesi açıklanmamıştır.

Raporda onarım süresi “4 gün yerindedir” tespiti yapılmıştır. Oysa rapordan ulaşmayı beklediğimiz bilgi, söz konusu hasarın en az kaç gün içinde giderilebileceğidir. Bu bilgiye ulaşmadan talep edilecek mahrumiyet zararı hatalı olacaktır.

Bu sebeplerle bilirkişiden ek rapor alınmasını isteme zarureti doğmuştur.

SONUÇ VE TALEP:

Açıklanan ve mahkemenizce re’sen dikkate alınacak nedenlerle;

1) Dosyanın kusur yönünden rapor alınması için bir trafik bilirkişisine verilerek kusur yönünden yeniden rapor alınmasına,

2) Hasar yönünden ise aynı bilirkişiden ek rapor alınmasına, karar verilmesini talep ederiz.

Davalılar Vekili
Adana Avukatı – Avukat Saim İNCEKAŞ

Araç Değer Kaybı Bilirkişi Raporuna İtiraz Dilekçesi 2

SİGORTA TAHKİM KOMİSYONUNA

Başvuru Tarihive Sayısı:

Başvuran:

Başvuran Vekili:

Sigorta Kuruluşu:

Uyuşmazlık Tutarı:

Sigorta Hakemi:

Konu:  … tarihli bilirkişi raporuna itirazımızdır.

AÇIKLAMALAR

Öncelikle başvuru sahibi Ahmet’e ait olan 42 plakalı araçta kaza öncesi hiçbir hasar kaydı değişen veya boya yoktur ve araç donanım olarak 2010 model 103.505 Km’de Mercedes – Benz C180 AMG Blue Efficiency Kompressor modelidir.

Bilirkişi raporunda 2 parça değişim 2 parça onarım ve 3 parça boya olan özel serviste yapılmasına rağmen 12.136,64 TL hasar kaydı oluşan aracın değer kaybının 2.200,00 TL olduğu söylenmiştir.

Bilindiği üzere Türkiye ikinci el araç satımı konusunda oldukça hırçın alıcının ve satıcının her şeyi didik didik araştırdığı sıradan bir vatandaşın bile araç hasarları konusunda aşağı yukarı bilgisinin olduğu bunları fiyat kırmak konusunda titizlikle dile getirdiği zorlu bir piyasadır.

Tüm bu hususlar dikkate alındığı takdirde sol tarafı ağır bir şekilde işlem görmüş 2 kapısı değişmiş ve boyanmış sol arka çamurluk onarım geçirmiş ve boyanmış hatta ve hatta çok daha önemlisi araç alırken herkesin özellikle baktığı daha da ileriye giderek ustalara kontrol ettirdiği orta direk onarım görmüştür.

Orta direk arabanın iskeleti işlevini gören çok çok önemli bir parçadır. Bir bina için kolon ne ifade ediyorsa araç için şasi ve orta direklerde bunu ifade etmektedir. İşlem görmüş bir metal parça işlem görmemiş olana oranla çok daha kolay kırılır ve eğilir çünkü atomlar arası bağ zayıflamıştır. Bunun bilimsel izahatını bilmeyen sıradan bir araba alıcısı bile direkleri işlem görmüş aracı almaya kaçınırken ve oluşan hasar kaydının 12.136,64 TL olduğu görülürken bilirkişinin 2.200.00 TL değer kaybı vermesi oldukça ironiktir.

Başvuru sahibinin aracının hasarsız emsal modellerini rapora sunan bilirkişi başvuru konusu aracın AMG donanım seviyesinde bir araç olduğunu gözden kaçırıp emsal olarak daha alt bir donanım seviyesi olan FASCİNATİON donanım seviyesindeki araçları sunmuştur. Emsal araçlara bakılan Sahinden.com adlı sitede yapılacak çok küçük bir araştırma ile AMG donanım seviyesi seçilerek emsal araçlar incelendiğinde başvuru sahibinin araç değerinin 97.000,00 TL – 110.000,00 TL olduğu görülecektir.

İSTEM VE SONUÇ:  Serbest piyasa şartlarında 10.000,00 TL nin üstündeki hasar kayıtlarının AĞIR HASAR KAYDI olarak bilindiği ve başvuru sahibinin aracının hasar kaydının 12.136,64 TL olduğu, sol kapılarının değiştiği sol arka çamurluğunun boyandığı ve en önemlisi aracın iskeleti olan sol orta direkte onarım yapıldığı göz önüne alındığı takdirde bilirkişice 2.200,00 TL olarak takdir edilen değer kaybının kabul edilemez olduğu gözükmektedir. Serbest piyasa değeri ortalama 100.000,00 TL olan ve 12.136,64 TL hasar kaydı olan direğinden işlem görmüş bu aracın değer kaybı çok daha fazladır.

Araç Değer Kaybı Bilirkişi Raporuna İtiraz Dilekçesi 3

ADANA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE

DOSYA NO:

RAPORA İTİRAZ EDEN :

VEKİLİ :

KONU : Bilirkişi raporuna itirazlarımız ve beyanlarımız doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınması talebinden ibarettir.

AÇIKLAMALAR :

2021 tarihli dilekçemizde sayın mahkemece tayin edilecek uzman bir bilirkişi refakate alınarak, müvekkilin ………. Plakalı PEUGEOT 307 SW COMF 1.6 BVA marka …… Şase No’lu aracındaki değer kaybının, gizli ayıbın ve araçtaki gizli ayıbın tamir bedelinin (parça, işçilik, vb…) belirlenmesi, aynı nitelikteki emsal bir araç ile arasındaki değer kaybının belirlenmesini talep etmiştik.

Ancak tebliğ edilen bilirkişi raporunda, aracın sadece parça ile işçilik gideri tespit edilmiş olup, eksik rapor hazırlanmıştır. Şöyle ki;

Aracın parça ve işçilik bedeli de piyasanın çok altında olup hiçbir emsal gösterilmemiştir. Bilirkişi parça ve işçilik için nasıl bir araştırma ve belirleme yaptığını raporda belirmemiş olup soyut ifadelerle rapor hazırlamıştır.

Yetkili servis fiyat listesi dikkate alınarak ek bir rapor hazırlanması gerekmektedir.

Ayrıca müvekkilin aracının motorunun tamir görmesi neticesinde araçta bir değer kaybı olacağını bu nedenle aynı nitelikteki emsal bir araç ile arasındaki değer kaybının belirlenmesini talep etmiştik. Ancak bilirkişi raporunda bu durumu piyasa koşullarına göre değerlendirmemiş olup eksik rapor hazırlamış Şöyle ki;

Bilirkişi 2021 tarihli raporunda “Benzinli motorlarda ortalama motor ömrü 500.000 Kilometre ve satın alınan aracın davacı beyanından kilometresinin 226.000 olduğundan hareketle motor revizyonu sonucunda araçta değer kaybı yerine değer kazancı oluşacaktır. Satın alınan araç bu kilometrede normal aşınmalar kabul edilerek alındığı için davacının motoru yeni motor olacağından, 226.000 kilometrelik bir kazancı olacaktır. ” yanlış, eksik ve soyut bir değerlendirme yapmıştır.

Reel piyasada motoru tamir görmüş bir aracın emsallerine göre fiyatı daha düşük olacağı gibi satışı da bir o kadar zorlaşmaktadır.

İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ 2019/1799 E. 2020/1159 K. Numaralı ve 05.11.2020 tarihli kararında;

” Bütün bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde , davacının davalıdan satın aldığı

Araçta 20.06.2016 tarihinde meydanagelen arazın Araçtaki gizli ayıptan dolayı oluştuğu, davalı tarafından ayıbın giderilmesi için yapılan Motor değişimi işlemi nedeniyle Araçta değer kaybı meydana geldiği, her ne kadar davalı tarafça yeni Motor takılması nedeniyle araçta değer kaybı oluşmayacağı ileri sürülmüş ise de Motoru ve motor numarası değişen bir Aracın piyasada daha az rağbet Göreceği ve bu nedenle değerinde düşüş olacağı bilinen bir gerçek olduğu,

Her ne kadar bilirkişi raporunda teknik olarak motoru tamir görmüş araç için müvekkilin karlı olacağını belirmiş olsa da piyasa koşullarında motoru tamir görmüş bir aracın piyasada daha az rağbet görür. Bu doğrultuda değerinde düşüş olacağı yadsınamaz bir gerçektir.

YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ’NİN 2019/534 E. 2019/1140 K. Sayılı ve 25.02.2019 tarihli kararnda ;

“Mahkemece yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davaya konu Aracın (0) km satın alındığı, Aracın garanti süresi içinde Motor arızası verdiği, garanti kapsamında davalı tarafından Motor yenileme işlemi yapılarak Aracın davacıya teslim edildiği, arızanın imalat kaynaklı olup Motor yenilemesi ile Aracın değer kaybına uğradığı, garanti kitapçığında yazıldığı gibi Aracın 30 iş gününde davacıya teslim edildiği bu nedenle Araç mahrumiyet zararının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabûlüne karar verilmiştir.”

Emsal kararlar doğrultusunda aracın motorunun tamir olması neticesinde araçta değer kaybı oluştuğu sabittir. Bu nedenle araçtaki değer kaybının hesaplanması gerekmektedir.

Ayrıca müvekkilin aracının tamir görmesi gizli ayıp neticesinde olmuş olup kendi iradesiyle gerçekleşen bir durum olmayıp bu durumdan müvekkilin bir karı olmadığı ortadadır. Bu nedenle parça ve işçilik bedelinin tamamının aleyhine tespit istenene ait olması gerekmektedir.

Yukarıda detaylı olarak açıkladığımız sebeplerden ötürü bilirkişi raporu eksik, soyut ve gerçeği yansıtmamaktadır. Bu nedenle bu raporu kabul etmemiz mümkün değildir. Bu sebeple Sayın Mahkemenizden yukarıda belirtilen eksikliklerin giderilmesi için bilirkişiden ek bir rapor alınmasını talep etmek zarureti hasıl olmuştur.

SONUÇ VE İSTEM:

Yukarıda arz ve izah edilen sebeplerden dolayı, eksik ve hatalı bir şekilde hazırlanmış olan 2021 tarihli bilirkişi raporunu kabul etmediğimizi belirtir, müvekkilin mağduriyetin gerçek anlamda telafi edilebilmesi için belirtmiş olduğumuz nedenler doğrultusunda dosyanın ek rapor alınması için bilirkişiye tevdiine karar verilmesini sayın mahkemenizden saygılarımızla vekâleten arz ve talep ederiz. 2021

Rapora İtiraz Eden Vekili

EK-1: YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ’NİN 2019/534 E. 2019/1140 K. Sayılı ve 25.02.2019 tarihli kararı

EK-2: İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ 2019/1799 E. 2020/1159 K. Numaralı ve 05.11.2020 tarihli kararı

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir