Avukatlık Bir Kamu Hizmeti Midir?

Avukatlık Bir Kamu Hizmeti Midir?

Avukatlık kanununda henüz 1. maddeye baktığımızda “avukatlığın kesin olarak bir kamu hizmeti” olduğunu görmekteyiz. Ancak toplum ve dünya dinamiklerinin değişmesiyle kanun lafzını sorgulayabilir halde olmamız gerekir.

Her ne kadar kanun ve çeşitli yargıtay kararları avukatlığın bir kamu hizmeti olduğunu tartışmasız bir biçimde ortaya koymuş olsa da “Avukatlık bir kamu hizmeti midir” sorusunun temelini tekrar kazmakta fayda olduğunu düşünmekteyim.

Avukatlık Bir Kamu Hizmeti Midir?

Avukatın Görev ve Ödevleri

Bilindiği üzere avukatlık kanununda avukatın görevleri şu şekilde tanımlanır: “hukuki ilişkilerin düzenlenmesini, her türlü hukuki sorun ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve genellikle hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını, her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamaktır.”

Avukat, “bu amaçla hukuki bilgi ve deneyimini adalet hizmetine ve aynı zamanda bireylerin yararlanmasına yönelten kişi” olarak kabul edilebilir.

Avukata Sağlanan Bazı Ayrıcalıklar

Kanun, avukatın amacına uygun çalışabilmesi, görevini yerine getirebilmesi için yargı organlarının, emniyet makamlarının, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, iktisadi devlet teşebbüslerinin özel ve kamuya ait bankaların, noterlerin, sigorta şirketlerinin ve vakıfların avukata yardım ile zorunlu olduğunu açık bir biçimde belirlemektedir. Bu şekilde bir ayrıcalık ülkemizde diğer hiçbir meslek grubuna tanınmamıştır.

Avukatlık Kanunundaki düzenlemelerin yanı sıra Türk Ceza Kanununda da kurallar bulunmaktadır. Ceza Kanununun “Tanımlar” başlıklı 6. maddesinin c bendinde kamu görevlisi “kamusal faaliyetin yürütülmesine atanma veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, veya geçici olarak katılan kişi” olarak tanımlanmaktadır.

Kanunda Avukatın Kamu Görevlisi Olduğu Düzenlemeleri

Kanunun işkence suçunu düzenleyen 94. maddesinin 2-b fıkrasında “suçun, avukata veya diğer kamu görevlisine karşı görevi dolayısıyla işlenmesi halinde” sözcükleriyle avukatı kamu görevlisi olarak tanımladığını görebiliyoruz.

Avukatlık Kanunun 62. maddesine göre avukatlar, üstlendikleri görevi yerine getirirken görevi veya yetkiyi ihmal etmeleri veya kötüye kullanmaları halinde ve eylemleri başka bir suç oluşturmadığı takdirde Türk Ceza Kanununun 257. maddesine göre cezalandırılmaktadırlar.

Türk Ceza Kanununun “Millete ve Devlete Karşı Suçlar” kısmında yer alan “görevi kötüye kullanma” suçunun temel özelliği suçu işleyebilecek olanın “kamu görevlisi” olmasıdır. Buna göre, avukatlar, kamusal faaliyetin yürütülmesinde “yargı görevi” yaparak katılmaları nedeniyle yaptıkları hizmetin en azından kamu hizmeti sayılması gerekmektedir. Avukatların serbest meslek mensubu olmalarına rağmen bu bölümde yer alan bir suçu işlemiş sayılmasının ve bu ceza ile cezalandırılmasının nedeni, avukatın yapmakta olduğu görevin kamusal boyutu ile olan ilgisidir.

Bu düzenlemelerle avukatların görevleri dolayısıyla “kamu görevlisi” olarak kabul edilmeleri sonucu özel yasalardaki düzenlemelere gerek kalmadan TCK gereği ‘kamu görevlisi’ olarak kabul edilmeleri gerekmiştir.

Yargılamanın Amacı Kamu Hizmetidir, Öyle ise Avukatların Kurucu Unsur Olmaları Onları Kamu Görevlisi Yapar

Yargılama olarak adlandırdığımız faaliyetlerinin amacı, hukuk düzeninin korunması ve adaletin gerçekleştirilmesidir. Bunun bir kamu hizmeti olduğunda kuşku bulunmamaktadır. Yargının, Anayasanın “Cumhuriyetin Temel Organları” arasında yer alması bunun en belirgin kanıtıdır. Bu nedenle amacın gerçekleşmesinde görev alan yargıçlar, savcılar gibi “yargının kurucu öğesi bağımsız savunmayı temsil eden” avukatlar da en geniş anlamda kamu hizmeti yapmaktadırlar.

Yargıtayın Avukatı Kamu Görevlisi Olarak Tanımlaması

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 23.11.1970 günlü 2497/8629 sayılı bir kararında “Avukat, hukuk konusundaki bilgi ve denemelerin kanunlar ve adalet yararına kullanma ödeviyle bağlı ve yükümlüdür ve avukatlık ödevi bir kamu hizmetidir” şeklindeki görüşüyle bu konuya açıklık getirmektedir.

Anayasal Hakkı İcra Eden Avukat Kamu Görevlisidir

Bireyin kendini savunması kısıtlanamaz, doğal ve kutsal bir haktır. Bu hak, Anayasada “hak arama özgürlüğü” olarak yer almaktadır. Bu hakkını kullanamayacak durumda olanlara veya bizzat kullanmak istemeyenlere avukat tarafından verilen görev bir kamu hizmetidir.  

Adli Yardım Adı Altından Avukatın Yaptığı Kamusal Görev

Ekonomik olanakları yeterli olmadığı için avukatın hukuksal yardımından yararlanamayanlara görevlendirilen avukat tarafından verilen yardım hizmetine adli yardım denmektedir. CMK madde 150’de yer alan durumlarda da zorunlu müdaafi atanması avukatın kamusal görevini ortaya koyar. Bireyin savunmasız kalmaması için müdafi seçemeyecek durumda olana, baronun avukat görevlendirmesini, görevlendirilen avukatın bu görevi yerine getirmekten kaçınması halinde görevi kötüye kullanma suçu işlemiş sayılması avukatın sorumluluğunun bir kamu görevi edasını taşıdığını açıklar niteliktedir.


Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir