Ceza Muhakemesi Kanunu Madde 170

CMK Madde 170

Ceza Muhakemesi Kanunumuzun 170. maddesi şu şekildedir:

Kamu davasını açma görevi

Madde 170 – (1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir.

(2) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.

(3) Görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede;

a) Şüphelinin kimliği,

b) Müdafii,

c) Maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği,

d) Mağdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanuni temsilcisi,

e) Açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimliği,

f) şikayette bulunan kişinin kimliği,

g) Şikayetin yapıldığı tarih,

h) Yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri,

i) Yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,

j) Suçun delilleri,

k) Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri,

gösterilir.

(4) İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır.

(5) İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.

(6) İddianamenin sonuç kısmında, işlenen suç dolayısıyla ilgili kanunda öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerinden hangilerine hükmedilmesinin istendiği; suçun tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişi hakkında uygulanabilecek olan güvenlik tedbiri açıkça belirtilir.


Başlık

CMK’nın 170. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: İKİNCİ KİTAP: Soruşturma – İKİNCİ KISIM: Kamu Davasının Açılması – BİRİNCİ BÖLÜM: Kamu Davasının Açılması

Madde başlığı şu şekildedir: Kamu davasını açma görevi


Gerekçe

Ceza Muhakemesi Kanunumuzun 170. maddesinin gerekçesi şu şekildedir:

Tasarı bu maddesi ile kamu davasını açmak görevini, doğrudan doğruya Cumhuriyet savcısına vermiş bulunmaktadır. Kanunların gösterdiği istisnalar dışında dava Cumhuriyet savcısı tarafından açılacaktır.

Bu konuda karşılaştırmalı mevzuatta birbirinden farklı usullere başvurulduğu görülüyor. Türkiye’nin de dahil bulunduğu tipteki mevzuatlar, soruşturmayı yürütenin kamu davasını da açmasını kabul etmektedir. Alman Usul Kanunu l70 nci maddesinde bu usulü kabul etmiş bulunuyor. Şüpheli bakımından daha fazla güvence oluşturmak amacı ile soruşturma ajanı ile, soruşturma sonuçlarına göre kamu davası açacak olan ajanları ayıran ülke mevzuatı da vardır; Fransa, Belçika gibi. Common Law ülkelerinde davanın açılmasına duruşmalı bir aşamayı gerçekleştiren ayrı bir merci karar vermektedir.

Tasarının bu maddesinin ikinci fıkrası, soruşturma evresinin sona ermesi kararından sonra Cumhuriyet savcısının bir iddianame ile kamu davasını açmasını kabul etmiştir; toplanan delil, iz, eser ve emareler, adı geçenin kanaatına göre, kamu davasının açılmasını gerektirecek nitelik ve yeterlikte ise yani söz konusu esaslar şüpheyi “yeterli güçte şüphe” saydıracak düzeyde ise, kamu davası açılacaktır. Ancak kamu davasının, münhasıran Cumhuriyet savcısının kararı ile açılması, kişi bakımından tam bir güvence oluşturmadığından ve ayrıca noksan soruşturma ile açılan davaların kovuşturma evresinin uzamasına neden olarak bir duruşmada davayı neticelendirme ilkesini ihlal ettiğinden, Tasarıda Türkiye’nin koşullarına uygun olarak soruşturma ve kovuşturma evreleri arasında bir “orta aşama” kabul edilmiştir. Almanya’da da benzeri bir usul kabul edilmektedir. Soruşturma ile dava açma evre ve aşamalarını ayıran ülkelerde bu tür bir orta aşama yoktur.

Orta aşamayı oluşturan hükümler 178 ila 181 inci maddelerde yer almış bulunduğundan bu hususta söz konusu maddelerin gerekçelerine bakılmalıdır.

Böylece Tasarı, kamu davasının açılması yönünden yasallık sistemini benimsemiş, yani yeterli kuvvette şüphe halinde Cumhuriyet savcısını kamu davasını açmaya mecbur kılmıştır. Oysa yasallık sistemi, günümüz Batı hukukunda gittikçe yer kaybetmekte ve maksada uygunluk sistemi gelişmekte bulunduğundan 172 nci maddede yasallık sistemini yumuşatıcı bir istisna kabul edilmiş bulunmaktadır. Bu hususta sözü geçen maddenin gerekçesine bakılmalıdır.

Maddenin dördüncü fıkrası iddianamesini veren Cumhuriyet savcısına duruşmaya başlanmadan önce, yeni haller ve nedenlerle sanık lehine olarak iddianamesini değiştirmek veya geri almak yetkisini vermektedir.

Maddenin beşinci fıkrasında Adalet Bakanının Cumhuriyet savcısından davayı açmasını isteyebileceği ve bu istemin yerine getirileceği kaydedilmiştir. Maddenin son fıkrasına göre, valiler de Adalet Bakanından bu yetkisini kullanmasını isteyebileceklerdir.

ADALET KOMİSYONU RAPORU

Tasarının 172 nci maddesinden sonra gelen İkinci Kısım, Birinci Bölüm başlığı “Kamu Davasının Açılması” şeklinde değiştirilmiştir. Tasarının 173 üncü maddesinin başlığı bölüm başlığına uygun olarak değiştirilmiş, son fıkra gereksiz görülerek metinden çıkarılmış ve madde daha ayrıntılı bir biçimde düzenlenerek 170 inci madde olarak kabul edilmiştir.


TBMM Kabul Metni

Kanun maddesi mecliste tartışılırken şu konuşmalar geçmiştir:

170 inci maddeyi okutuyorum:

İKİNCİ KISIM

Kamu Davasının Açılması

BİRİNCİ BÖLÜM

Kamu Davasının Açılması

Kamu davasını açma görevi

MADDE 170. – (1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir.

(2) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.

(3) Görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede;

a) Şüphelinin kimliği,

b) Müdafii,

c) Maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği,

d) Mağdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanuni temsilcisi,

e) Açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde, ihbarda bulunan kişinin kimliği,

f) Şikayette bulunan kişinin kimliği,

g) Şikayetin yapıldığı tarih,

h) Yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri,

i) Yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,

j) Suçun delilleri,

k) Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri,

Gösterilir.

(4) İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır.

(5) İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da, ileri sürülür.

(6) İddianamenin sonuç kısmında, işlenen suç dolayısıyla ilgili kanunda öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerinden hangilerine hükmedilmesinin istendiği; suçun tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişi hakkında uygulanabilecek olan güvenlik tedbiri, açıkça belirtilir.

BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir