CMK Madde 164
Ceza Muhakemesi Kanunumuzun 164. maddesi şu şekildedir:
Adli kolluk ve görevi
Madde 164 – (1) Adli kolluk; 04/06/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununun 8, 9 ve 12 nci maddeleri, 10/03/1983 tarihli ve 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanununun 7 nci maddesi, 02/07/1993 tarihli ve 485 sayılı Gümrük Müsteşarlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 8 inci maddesi ve 09/07/1982 tarihli ve 2692 sayılı Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanununun 4 üncü maddesinde belirtilen soruşturma işlemlerini yapan güvenlik görevlilerini ifade eder.
(2) Soruşturma işlemleri, Cumhuriyet savcısının emir ve talimatları doğrultusunda öncelikle adli kolluğa yaptırılır. Adli kolluk görevlileri, Cumhuriyet savcısının adli görevlere ilişkin emirlerini yerine getirir.
(3) Adli kolluk, adli görevlerin haricindeki hizmetlerde, üstlerinin emrindedir.
Başlık
CMK’nın 164. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: İKİNCİ KİTAP: Soruşturma – BİRİNCİ KISIM: Suçlara İlişkin İhbarlar ve Soruşturma – İKİNCİ BÖLÜM: Soruşturma İşlemleri
Madde başlığı şu şekildedir: Adli kolluk ve görevi
Gerekçe
Ceza Muhakemesi Kanunumuzun 164. maddesinin gerekçesi şu şekildedir:
ADALET KOMİSYONU RAPORU
Tasarıya 163 üncü maddeden sonra gelmek üzere adli kollukla ilgili yeni 164, 165, 166 ve 167 nci maddeler eklenmiştir.
TBMM Kabul Metni
Kanun maddesi mecliste tartışılırken şu konuşmalar geçmiştir:
164 üncü maddeyi okutuyorum:
Adlî kolluk ve görevi
MADDE 164. – (1) Adlî kolluk; 4.6.1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununun 8, 9 ve 12 nci maddeleri, 10.3.1983 tarihli ve 2803 sayılı Jandarma Teşkilatı, Görev ve Yetkileri Kanununun 7 nci maddesi, 2.7.1993 tarihli ve 485 sayılı Gümrük Müsteşarlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 8 inci maddesi ve 9.7.1982 tarihli ve 2692 sayılı Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanununun 3 üncü maddesinde belirtilen soruşturma işlemlerini yapan güvenlik görevlilerini ifade eder.
(2) Soruşturma işlemleri, Cumhuriyet savcısının emir ve talimatları doğrultusunda öncelikle adlî kolluğa yaptırılır. Adli kolluk görevlileri, Cumhuriyet savcısının adlî görevlere ilişkin emirlerini yerine getirir.
(3) Adlî kolluk, adlî görevlerin haricindeki hizmetlerde, üstlerinin emrindedir.
BAŞKAN – Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Niğde Milletvekili Orhan Eraslan?.. Yok.
Şahsı adına, Malatya Milletvekili Sayın Muharrem Kılıç; buyurun.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ceza Muhakemesi Kanunu Tasarısının 164 üncü maddesiyle adlî kolluk düzenlenmektir; maddenin adı “Adlî kolluk ve görevi”. Ancak, adının “adlî kolluk” olması, bizim, yıllardır savunmakta olduğumuz cumhuriyet savcısına bir adlî kolluk teşkilatının bağlanması noktasındaki görüşümüzle hiç bağdaşmamaktadır.
Değerli arkadaşlarım, soruşturma, bir yargılama işlemidir. Yargılama işlemini, yargılamanın unsurları yapmak zorundadır; ancak, bizde kim yapıyor; zabıta yapıyor, jandarma yapıyor, polis yapıyor. Güya, bunlar, cumhuriyet savcılarının talimatları doğrultusunda bu soruşturmayı yapıyorlar; ancak, polis olsun, jandarma olsun, bunlar, yargının unsurları değil, her ikisi de idarenin unsurlarıdır, idareye bağlıdır, yürütmeye bağlıdır, yönetime bağlıdır; bu nedenle, soruşturmalar konusunda, yürütmenin ve idarenin büyük baskısı altındadırlar. İşte bu nedenle Türk hukukçuları, yıllardır, özlük haklarıyla, teftiş ve denetimiyle, büyük ölçüde cumhuriyet savcısına bağlı olacak bir adlî kolluk istemekte. Bunu, sadece biz istemiyoruz; şu anda, girmek istediğimiz AB kriterlerine göre de bu böyle isteniyor. 17 Aralığa kadar çıkarılması gerektiği belirtilen kanunlardan bir tanesi de adlî kolluk; ancak, bu, sadece -hem Türk hukukçularına “işte, biz, adlî kolluğu düzenliyoruz” hem de AB’ye “bak, işte, dediğiniz gibi adlî kolluğu getirdik” diye- göz boyamadan başka bir anlam taşımıyor; açıkça söyleyeyim.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) – Hiç de öyle değil; çok güzel bir düzenleme yaptık.
MUHARREM KILIÇ (Devamla) – Değerli arkadaşlar, şimdi, Salih Bey “hiç de öyle değil” diyor; ancak, bu adlî kollukla ilgili düzenlemede, 166 ncı maddede, sadece, cumhuriyet savcılarının adlî kollukla ilgili her yıl değerlendirme raporu vereceği belirtiliyor; onun dışında, cumhuriyet savcılarının adlî kolluk üzerinde herhangi bir yetkisi yok. Ne yapacak; değerlendirme raporunu düzenleyecek, onu mülkî idare amirlerine gönderecek. Zaten zabıtayı yanlış yönlendiren mülkî idare; o değerlendirme notları gönderilse ne olur gönderilmese ne olur, neyi değiştirecek? Yani, bu apaçık kandırmacadır; bunu açıkça söyleyelim, açıkça bilelim. Adlî kolluğu çıkardık diye, Türk hukukçularını kimse aldatmaya kalkmasın. Üstelik, adlî kollukla ilgili getirilen, hiçbir anlam ifade etmeyen bu düzenlemeye bile ne yazık ki şu anda zabıta çok büyük bir direniş gösteriyor; ille bu da olmasın diyor. Hatta odalarımıza bilgi notu gönderiyorlar.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) – Muharrem Bey, demek ki iyi bir şeyler yapıyoruz yani.
BAŞKAN – Müdahale etmeyelim.
MUHARREM KILIÇ (Devamla) – Bilgi notunun altında isim ve imza da yok, kimin gönderdiği de belli değil. Ancak, o bilgi notunda çok ilginç şeyler var. “Adlî kolluğun sicil, terfi, atama ve sair özlük hakları itibariyle savcıya bağlanması biçiminde bir uygulama gerçekleşirse, kolluk ve savcının ayrı kuruluşlara bağlı olmasından doğan denge ortadan kalkacak, kolluk, savcının hukuk dışına taşabilecek emirlerini de yerine getirmek zorunda kalacaktır” deniliyor. Yani, zabıtanın verdiği hukukdışı emirler doğru da, savcıya mı güvenmiyoruz, savcı mı o hukuksuz emirleri verecek?
Değerli arkadaşlar, lütfen biraz daha düşünelim. Adlî kolluk olayı bizim hukuk sistemimizde, soruşturma olayından çok önemli; çünkü soruşturma tümüyle cumhuriyet savcısının gözetim ve denetimindedir, onun sorumluluğu altındadır, onun sorumluluğu altındaki bir olayı biz sadece zabıtanın denetimine bırakırsak çok yanlış yapmış oluruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Toparlayın lütfen.
MUHARREM KILIÇ (Devamla) – Değerli arkadaşlar, kaldı ki, zabıtada adlî kollukla ilgili gerçek anlamda eğitilmiş bir personel de yok. Zabıtanın biryığın işi var, o işlerden zaman artakalırsa, amirleri de talimat verirse o işe bakacak; çünkü zabıtamızın, polisimizin, jandarmamızın asayişle ilgili çok büyük görevleri var; onlar görevleri üstlensinler, asayişi temin etsinler, bir şey demiyoruz; ancak, cumhuriyet savcısının yapması gereken soruşturmayı, adlî kolluk adı altında düzenlenecek bir birim üstlensin ve bu birim, gerçek anlamda hukukî soruşturma yapacak ölçüde eğitilsin. Hatta, gerekirse bu birimlere hukukçu alalım, hukukçular yerleştirelim. Bunların, gerçek anlamda ifade nasıl alınır, delil nasıl toplanır, bu noktalarda tam anlamıyla yetiştirilmeleri gerekir. Demin arkadaşımız da belirtti, bunlar olmadığı için, gelişigüzel, hukuka uygun olmayan biçimde soruşturmalar sürdürüldüğü için, davalar büyük ölçüde uzuyor; hakîmlerimiz, ne yazık ki, duruşma başladıktan sonra, sil baştan geriye dönüyorlar, ilk günkü delilleri bulmaya çalışıyorlar, bulamayınca da soruşturmalar tıkanıp kalıyor.
Değerli arkadaşlar, bu nedenle, lütfen birbirimizi kandırmayalım. Gerçek anlamda bir adlî kolluk kanunu düzenleyelim. Böyle, bir kanunun içinde 4 madde getirip, biz adlî kolluğu düzenledik diye işin içinden çıkamayız. Bunu özellikle belirtiyorum; çünkü, biz, cumhuriyet savcılarımızın elini güçlendirirsek yargının elini güçlendirmiş olacağız, yargının elini güçlendirirsek de Türkiye’yi gerçek anlamda bir hukuk devleti yapmış olacağız.
Ben, Sayın Bakanımızdan, hükümetten, bu konuyu bir daha düşünmelerini rica ediyor; derli toplu, özlük haklarıyla, teftişiyle büyük ölçüde cumhuriyet savcılarına bağlı olacak, gerçek anlamda bir adlî kolluğun kurulması gerektiğini dile getiriyorum ve bu düşüncelerle, Yüce Heyete saygılarımı sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.