ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ HUKUK DAİRESİNE
Sunulmak Üzere
ADANA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE
Dosya No:
İSTİNAF BAŞVURUSUNA
CEVAP VEREN DAVALI :
VEKİLİ : Av.
İSTİNAF İNCELEMESİ
TALEP EDEN DAVACI :
VEKİLİ : Av.
KONU : Davacının istinaf başvurusuna cevaplarımızın ve
itirazlarımızın arzıdır.
AÇIKLAMALAR
Davacı taraf, yerel mahkemenin hükmetmiş olduğu tazminat miktarının orantılı olmadığı gerekçesi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı tarafın, hukuki gerekçe ve dayanaktan yoksun ileri sürmüş olduğu beyanlarının reddi gerekmektedir. Şöyle ki;
İstinaf dilekçesinde iddia edildiği gibi dava konusu olayın yaşanıp “bu olayın yayılmasına bağlı olarak” davacının okulunda mesleğini icra edemediği ve okulundan ayrıldığı durumu asılsız olup dava dilekçesinde de bu hususa değinilmemiştir. Dava dilekçesinde davacının olay sebebiyle üzülmesinden kaynaklı tayin isteminde bulunduğu belirtilmiş, olayın yayılmasına değinilmemiş olup davacının istinaf dilekçesindeki bu iddiasının nazara alınmaması gerekmektedir. Ayrıca ilgili yerlere sorulduğunda davacı tarafın, müvekkilimizin tayin isteminde bulunup başka bir okula tayini çıktıktan sonra davacının tayin isteminde bulunduğu ve buna bağlı olarak tayin isteminin iddia edilen hakaret olayıyla bir ilgisinin olmadığı ortaya çıkacaktır.
Davacı taraf, müvekkilin eşi olan Ahmet’in idareci olarak çalıştığı dönemde, davacının okula geç gelmesinden kaynaklı hakkında tutanak tuttuğundan, davacı kin güderek davalar açıp müvekkile maddi ve manevi zarar vermenin derdine düşmüştür. Bu hususlar göz önünde alındığında, davacı tarafın haksız kazanç elde etmeye çalıştığı ortadadır.
Talep Edilen Manevi Tazminat Talebi Yersiz, Fahiş ve Zenginleşme Aracı Olmaması Kuralına Aykırıdır. Borçlar Kanununda manevi tazminat miktarını, takdir yetkisini kullanarak hakimin belirleyeceği belirtilmiştir. Hakim, bazı kıstasları göz önünde tutmak suretiyle, manevi zararlara karşılık olarak ne kadar manevi tazminat ödenmesi gerektiğine karar verecektir. Hakim, takdir yetkisini kullanırken aşırılığa kaçmamalı, keyfiliğe düşmemeli, şahsi karakterine ve inancına göre karar vermemelidir. Manevi tazminat, maddi tazminat gibi ölçülebilir değildir; somut verilere dayanmaz. Bu sebeple, manevi tazminat miktarını belirlerken titiz davranmak gerekir.
Manevi tazminat miktarının belirlenmesinde en önemli nokta, manevi tazminatın hukuki niteliğidir. Manevi tazminatın, hukuken hangi amaca hizmet edeceği ve zararı ne şekilde gidereceği konusunda varılan sonuca göre manevi tazminat miktarı belirlenecektir.
Tüm bu hususlar nazara alındığında davacının 10.000,00 TL manevi tazminat talebi iddia ettiği vakalar açısından zenginleştirme aracı olup bu miktar üzerinden hüküm kurulması Yargıtay içtihatlarına ve yasaya aykırılık teşkil edecektir. Bu sebeple davacı tarafın hükmedilen tazminat miktarının orantılı olmadığına ilişkin iddiaları da yersiz olup, AİHM ve Yargıtay Kararlarının belirlediği ilkeler kapsamında verilen yerel mahkeme kararının yerinde olup davacı yanın itirazlarının reddedilmesi gerekir.
SONUÇ ve İSTEM: Yukarıda arz ve izah edilen ve re’sen göz önüne alınacak sair sebeplerle; davacı tarafın hukuki dayanaktan yoksun taleplerinin reddine, itirazlarımızın kabulü ile haksız yere istinaf kanun yoluna başvuran davacının, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353. Maddesine göre istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini, vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yüklenmesini vekaleten arz ve talep eder. 31.03.2021
DAVALI VEKİLİ