Türk Ceza Kanunu Madde 281

TCK 281. Madde

Türk Ceza Kanunumuzun 281. maddesi şu şekildedir:

Adliyeye Karşı Suçlar – Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme

Madde 281 – (1) Gerçeğin meydana çıkmasını engellemek amacıyla, bir suçun delillerini yok eden, silen, gizleyen, değiştiren veya bozan kişi, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kendi işlediği veya işlenişine iştirak ettiği suçla ilgili olarak kişiye bu fıkra hükmüne göre ceza verilmez.

(2) Bu suçun kamu görevlisi tarafından göreviyle bağlantılı olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(3) İlişkin olduğu suç nedeniyle hüküm verilmeden önce gizlenen delilleri mahkemeye teslim eden kişi hakkında bu maddede tanımlanan suç nedeniyle verilecek cezanın beşte dördü indirilir.


Başlık

TCK’nın 281. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: İKİNCİ KİTAP: Özel Hükümler – DÖRDÜNCÜ KISIM: Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler – İKİNCİ BÖLÜM: Adliyeye Karşı Suçlar

Madde başlığı şu şekildedir: Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme


Gerekçe

Türk Ceza Kanunu’nun 281. maddesinin gerekçesi şu şekildedir:

HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METNİN GEREKÇELERİ

a) Madde 414. Madde, Devlet dairelerinde veya memur nezdinde bulunan, delil olarak saklanan iz, eserler ve cürüm oluşturan cisim, evrak ve belgeleri ortadan kaldırmak, bozmak veya yok etmek veya değiştirmek fiillerini cezalandırmaktadır.

Cürmün oluşabilmesinin ön koşulu, kanunda sayılan ve cürmü oluşturan cisim ve eşya ve evrak ve belgelerin resmi bir dairede veya Hükümet memurlarının, memuriyetleri dolayısıyla, nezdlerinde bulunmasıdır.

Maddede, uygulamada meydana gelebilecek duraksamaların giderilmesi amacıyla, Devlet dairelerinde saklamanın cisim ve evrak bakımından müşterek unsur oluşturduğu ayrıca belirtilmiştir.

Maddenin ikinci fıkrasında, cürmün failinin, memuriyeti gereği söz konusu cisim ve eşyayı elinde bulundurmakla yükümlü olması, suçun işlenmesindeki kolaylık nedeniyle ve ayrıca memurun sahibi bulunması zorunlu güven unsuruna ihaneti dolayısıyla, ağırlaştırıcı neden sayılmıştır.

Maddenin üçüncü fıkrasında fail bakımından cezayı hafifletici bir etkin pişmanlık haline yer verilmiş ve failin, cisim veya eşyayı değiştirmeksizin geri vermesi cezanın indirilmesi nedeni sayılmıştır. Ancak cezanın indirilmesi için geri vermenin, kendisi veya başkası için herhangi bir yarar elde etmeden ve hakkında kamu davası açılmadan gerçekleşmiş bulunması gerekmektedir.

b) Madde 446. Madde, suçların soruşturulması ve kovuşturulmasında, cezalandırılmasında gerçeğin ortaya çıkarılmasını engelleyici hareketleri cezalandırmaktadır.

Maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan suçun maddi unsurunun netice kısmı suç yerinin durumunu değiştirmektir. (1) numaralı bentte bu neticeye ulaşmak üzere fail tarafından yapılması gereken yardımcı eylemler ise “cürmün eser ve emarelerinin yerine başkalarını koymak, bunları tahrif etmek veya silmek yahut başka yerlere taşımak veya yerlerini değiştirmek veyahut tahrip ve benzeri hareketlerde bulunmaktır”; hareketler sınırlı ve sayılı değildir. Bunlara benzer hareketlerle de suç yerinin durumu değiştirildiğinde fiil gerçekleşmiş olacaktır. Bu itibarla netice, hangi tür hareketlerle gerçekleştirilmiş olursa olsun suç oluşmuş sayılacaktır.

(2) numaralı bentte doğrudan doğruya suçun delillerine yönelik hareketler yer almaktadır. Sayılan deliller, resmi ve özel belgeler, suçun meydana çıkarılmasını kolaylaştıracak nitelikteki şeyler, delillerin araştırılmasını, faillerin beraat veya mahkumiyetini sağlayacak hususlardır. Suçun maddi unsuru bunların tahribi, çalınması, başkalarına devredilmesi veya değiştirilmesidir.

Her iki bentte yer alan suçlar bakımından ön koşul, failin bu hareketleri işlenmesine katılmadığı bir cürüm bakımından yapmış bulunmasıdır. Suçun manevi unsuru ise özel kasttır; eylemlerin, gerçeğin ortaya çıkarılmasını engellemek maksadıyla yapılmasıdır.

(1) ve (2) numaralı bentlerde yer almış bulunan hareketlere aynı ceza verilmiştir. Esasen her iki bentte yazılı hareketler birbirlerine oranla seçimliktir.

Maddenin ikinci fıkrasında, faildeki nitelikle ilgili bir ağırlaştırıcı nedene yer verilmiştir: Söz gelimi suçu jandarma eri veya polis işleyecek olursa verilecek ceza üçte birinden yarısına kadar artırılacaktır.

Maddenin son fıkrasında bu fiillerden dolayı verilecek cezanın asıl cürüm için kanunda belirtilen cezanın belli bir oranını geçemeyeceği ve ayrıca asıl suç yalnız para cezasını gerektirdiği takdirde, fail hakkında bu cezanın yarısının verileceği hüküm altına alınmıştır.

ADALET KOMİSYONU RAPORU

Ceza muhakemesinin amacı, maddi gerçeğin araştırılması ve bu suretle adil bir yargıya varılmasıdır. Maddi gerçeğin araştırılıp ortaya çıkarılması ve bu suretle adil bir yargıya varılması, suç şüphesi altında bulunan kişinin dahi esasta menfaatine bir husustur. Çünkü insan şahsiyetinin tekamülü, ancak hakikat ve adaletle mümkün olabilecektir. Yargı kararlarının gerçeğe uygunluğu, hukuk devletinin ve adil yargılanma hakkının vazgeçilmez şartıdır. Yargı kararları, gerçeğe uygunluğu ölçüsünde kamu vicdanında kabul görür ve otorite sağlar. Bir yargılama faaliyeti sırasında sunulan ve başvurulan delillerin ve hangi sıfatla olursa olsun verilen bilgilerin gerçeğe uygun olması gerekir. Bu bakımdan, işlenmiş olan bir suçla ilgili delil ve eserlerin yok edilmesi, değiştirilmesi veya gizlenmesi, maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasını ve sonuçta ceza adaletinin gerçekleşmesini engelleyecektir.

Bu mülahazalarla, madde metninde, daha önce işlenmiş olan bir suçun delil ve eserlerinin yok edilmesi, silinmesi, gizlenmesi, değiştirilmesi veya bozulması, işlenen suçtan bağımsız bir suç olarak tanımlanmıştır.

Bu suçun konusunu, daha önce işlenmiş olan bir suçun delil ve eserleri oluşturmaktadır. Bir suçtan elde edilmiş olan eşyayı da, suçun eser ve delili olarak kabul etmek gerekir. Bu itibarla, söz konusu suç, önceden işlenmiş bir suçun varlığını gerekli kılmaktadır.

Söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Bu seçimlik hareketler, suçun delil ve eserlerinin yok edilmesi, silinmesi, gizlenmesi, değiştirilmesi veya bozulmasından ibarettir.

Bu suçun oluşabilmesi için, failin gerçeğin meydana çıkarılmasını engellemek amacıyla hareket etmesi gerekir.

Ancak, fıkra metninde bir şahsi cezasızlık sebebine yer verilmiştir. Buna göre, kişiye kendi işlediği veya işlenişine iştirak ettiği suçun delillerini yok etmesi, gizlemesi veya değiştirmesi dolayısıyla ayrıca ceza verilmez.

Maddenin ikinci fıkrasına göre, bu suçun kamu görevlisi tarafından göreviyle bağlantılı olarak işlenmesi, daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektirmektedir.

Üçüncü fıkrada ise, etkin pişmanlık hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, ilişkin olduğu suç nedeniyle hüküm verilmezden önce gizlenen delilleri mahkemeye teslim eden kişi hakkında verilecek cezada indirim yapılacaktır.


TBMM Kabul Metni

281 inci maddeyi okutuyorum:

Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme

MADDE 281. – (1) Gerçeğin meydana çıkmasını engellemek amacıyla, bir suçun delillerini yok eden, silen, gizleyen, değiştiren veya bozan kişi, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kendi işlediği veya işlenişine iştirak ettiği suçla ilgili olarak kişiye bu fıkra hükmüne göre ceza verilmez.

(2) Bu suçun kamu görevlisi tarafından göreviyle bağlantılı olarak işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(3) İlişkin olduğu suç nedeniyle hüküm verilmeden önce gizlenen delilleri mahkemeye teslim eden kişi hakkında bu maddede tanımlanan suç nedeniyle verilecek cezanın beşte dördü indirilir.

BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir