TCK 250. Madde
Türk Ceza Kanunumuzun 250. maddesi şu şekildedir:
Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar – İrtikap
Madde 250 – (1) (Değişik fıkra: 02.07.2012 – 6352 S.K/Madde 86) Görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi icbar eden kamu görevlisi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kamu görevlisinin haksız tutum ve davranışları karşısında, kişinin haklı bir işinin gereği gibi, hiç veya en azından vaktinde görülmeyeceği endişesiyle, kendisini mecbur hissederek, kamu görevlisine veya yönlendireceği kişiye menfaat temin etmiş olması halinde, icbarın varlığı kabul edilir.
(2) Görevinin sağladığı güveni kötüye kullanmak suretiyle gerçekleştirdiği hileli davranışlarla, kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi ikna eden kamu görevlisi, üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) İkinci fıkrada tanımlanan suçun kişinin hatasından yararlanarak işlenmiş olması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(4) (Ek fıkra: 02.07.2012 – 6352 S.K/Madde 86) İrtikap edilen menfaatin değeri ve mağdurun ekonomik durumu göz önünde bulundurularak, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.
Başlık
TCK’nın 250. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: İKİNCİ KİTAP: Özel Hükümler – DÖRDÜNCÜ KISIM: Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler – BİRİNCİ BÖLÜM: Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar
Madde başlığı şu şekildedir: İrtikap
Gerekçe
Türk Ceza Kanunu’nun 250. maddesinin gerekçesi şu şekildedir:
HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METNİN GEREKÇELERİ
Madde 402. Madde, 21/11/1990 tarihli ve 3679 sayılı Kanunla, 1989 Türk Ceza Kanunu Tasarısından 1/3/1926 tarihli ve 765 sayılı Kanuna nakledilmiştir.
Tasarının bu hükmü, icbar, inandırma ve hatadan yararlanma suretiyle irtikap olarak tanımlanan fiilleri bir madde içinde toplamaktadır. Her üç fiilin de koruduğu hukuki yarar, halkın memurlara karşı duyması gerekli olan inanç ve güvendir. Bu nedenle fiillerin bir madde içinde düzenlenmesi mantık gereği olduğu kadar teknik bakımdan da uygun sayılmıştır.
Maddenin birinci fıkrasında, “icbar” kelimesinden manevi cebri anlamak gerekir. Maddi cebir kullanılması halinde fiil esasen yağma suçunu oluşturur. Cebir unsuru, manevi baskı (tazyik) ile gerçekleşecektir. Mağdurda meydana getirilen korkunun etkisi altında suçun işlenmesi halinde icbar gerçekleşmiş sayılacaktır.
Maddi unsurun netice kısmı, failin kendisine veya başkasına haksız olarak para verilmesi veya başka yararların sağlanması halinde tamamlanmış olacağından irtikap suçuna teşebbüs olanağı vardır.
Suçun oluşması ayrıca bir hukuka aykırılık unsuruna da bağlı kılınmıştır. Maddede geçen “haksız olarak” deyimi bu unsuru yansıtmaktadır.
Maddenin ikinci fıkrasında, inandırmak suretiyle irtikap (ikna suretiyle irtikap) cürmü yer almıştır. İnandırmaktan maksat failin yeteneklerini kullanarak ve hatta aldatıp kandırarak mağduru kendisine haksız bir yarar sağlama veya vaadetme gereğine ikna etmesidir. Suçun bu şeklinin maddi unsuruna ait netice kısmı bakımından birinci fıkranın gerekçesinde açıklanan hususlar tekrarlanmalıdır.
Madde, üçüncü fıkrasında hatadan yararlanma suretiyle irtikap cürmünü cezalandırmaktadır. Doktrinde “selbi irtikap” olarak da tanımlanan bu halde, mağdurun hatasından yararlanarak, memur, almaması gereken bir şeyi almaktadır.
ADALET KOMİSYONU RAPORU
Madde metninde çeşitli şekillerde gerçekleştirilen irtikap fiilleri suç olarak tanımlanmıştır. İrtikabın varlığı için, kamu görevlisinin kişilerden kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekir. Ancak, bu yarar sağlama olgusu çeşitli şekillerde gerçekleşebilir. Madde metninde bu yararlanma olgusunun gerçekleştiriliş şekilleri göz önünde bulundurularak suç tanımlaması yapılmıştır.
Maddenin birinci fıkrasında icbar suretiyle irtikap suçu tanımlanmıştır. İcbar suretiyle irtikap suçunun oluşabilmesi için; kamu görevlisinin, bir başkasını kendisine veya başkasına yarar sağlamaya veya bu yolda vaatte bulunmaya icbar etmesi gerekir. Bu icbarın, yürütülen görevin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmiş olması gerekir. Ancak, bu icbarın, yağma suçunun oluşumuna neden olan cebir veya tehdit boyutuna varmaması gerekir. Aksi takdirde, gerçekleşen suç, icbar suretiyle irtikap değil, gasp suçu olur.
İcbar teşkil eden fiillerin etkisinde kalan kişi, hukuka aykırı olduğunu bilmesine rağmen, karşılaşabileceği daha ağır zararların önüne geçebilmek için, bu baskının etkisiyle, kamu görevlisinin şahsına veya gösterdiği üçüncü kişiye bir yarar sağlamaktadır.
Yarar vaadinde bulunulması halinde de, kamu görevlisinin tamamlanmış icbar suretiyle irtikap suçundan dolayı sorumlu tutulması gerekmektedir. Bu durumda aslında icbar suretiyle irtikap suçu henüz tamamlanmamıştır; ancak, izlenen suç politikası gereğince, failin tamamlanmış suçun cezası ile cezalandırılması öngörülmüştür.
Maddenin ikinci fıkrasında ikna suretiyle irtikap suçu tanımlanmıştır. İkna suretiyle irtikap suçunun oluşabilmesi için; kamu görevlisinin, hileli davranışlarla bir kimseyi kendisine veya başkasına yarar sağlamaya veya bu yolda vaatte bulunmaya ikna etmesi gerekir.
İkna suretiyle irtikap suçunu oluşturan hileli davranışların da kişinin yerine getirdiği kamu görevinin sağladığı güven kötüye kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmesi gerekir.
İkna suretiyle irtikap suçunu oluşturan hilenin icrai veya ihmali davranışla gerçekleştirilmesi mümkündür. Bu bakımdan, hatadan yararlanmak suretiyle irtikap, ikna suretiyle irtikap suçunun sadece bir işleniş şeklinden ibarettir. Maddenin üçüncü fıkrasına göre, bu durumda ikna suretiyle irtikap suçunun cezasında indirim yapılması gerekmektedir.
TBMM Kabul Metni
250 nci maddeyi okutuyorum:
İrtikâp
MADDE 250. – (1) Görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi icbar eden kamu görevlisi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Görevinin sağladığı güveni kötüye kullanmak suretiyle gerçekleştirdiği hileli davranışlarla, kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi ikna eden kamu görevlisi, üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) İkinci fıkrada tanımlanan suçun kişinin hatasından yararlanarak işlenmiş olması hâlinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.