TCK 214. Madde
Türk Ceza Kanunumuzun 214. maddesi şu şekildedir:
Kamu Barışına Karşı Suçlar – Suç işlemeye tahrik
Madde 214 – (1) Suç işlemek için alenen tahrikte bulunan kişi, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Halkın bir kısmını diğer bir kısmına karşı silahlandırarak, birbirini öldürmeye tahrik eden kişi, onbeş yıldan yirmidört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Tahrik konusu suçların işlenmesi halinde, tahrik eden kişi, bu suçlara azmettiren sıfatıyla cezalandırılır.
Başlık
TCK’nın 214. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: İKİNCİ KİTAP: Özel Hükümler – ÜÇÜNCÜ KISIM: Topluma Karşı Suçlar – BEŞİNCİ BÖLÜM: Kamu Barışına Karşı Suçlar
Madde başlığı şu şekildedir: Suç işlemeye tahrik
Gerekçe
Türk Ceza Kanunu’nun 214. maddesinin gerekçesi şu şekildedir:
HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METNİN GEREKÇELERİ
a) Madde 291. Maddede yer alan suçun maddi unsuru, halk kitlelerinin silahlandırılarak diğer bir halk kitlesini öldürmeye kışkırtılmasıdır. Bu konuda 128, 129 ve 130 uncu maddelere ve gerekçelerine de bakılmalıdır. Suç, milleti oluşturan nüfus kesim ve gruplarından, kısımlarından bir kısmını silahlandırarak diğer bir kısmını öldürmeye kışkırtmak veya bu maksatla girişilen eylemleri yönlendirmek veya yönetmektir. Belirli kişilerin öldürülmesinin kışkırtılması halinde bu madde uygulanmaz; bu halde yerine göre adam öldürme veya nitelikli öldürme ve buna iştirak hükümlerinin uygulanması söz konusu olur. Suçun oluşması için silahlandırılarak kışkırtma yeterlidir; ayrıca ölümlerin gerçekleşmesi gerekmez.
Öldürme, fiilen gerçekleştiğinde harekete katılanlar hakkında maddenin ikinci fıkrasındaki ceza uygulanır. Katılan kişinin fiili ile belirli bir kimseyi öldürdüğü sabit olduğunda bu fıkra değil ve fakat adam öldürme suçundan dolayı sorumlu olması gerekir ve ayrıca ikinci fıkradan dolayı ceza verilmez.
b) Madde 293. Maddeyle, neticesinden müstakil olarak bir suçun işlenmesine tahrik, suç haline getirilmiştir. Tasarıda bazı belirli suçlara alenen tahriki özel olarak cezalandırılan hükümler de vardır.
Suçun işlenmesine tahrik aslında işlenilmesi istenilen suça oranla bir hazırlık hareketidir. Ancak kanun koyucu, bazı hazırlık hareketi niteliğindeki fiilleri, meydana getirebilecekleri büyük tehlike nedeniyle icra hareketi ve dolayısıyla suç sayabilir. Burada da o suretle hareket olunmuştur.
Suç bütün Batı kanunlarında yer almaktadır. Menşei itibarıyla XIX. Yüzyılın ortalarından itibaren anarşistlerin her türlü suça başvurmak suretiyle, toplumu istikrarsız hale getirip amaçlarına ulaşmak çabaları ile ortaya koydukları eylemleri karşılama amacına yönelik bulunmuştur.
Suçun maddi unsuru failin belirli olmayan kimseleri suça tahrik etmiş bulunmasıdır; belirli kişiler, belirli suçlara tahrik olunduklarında iştirak hükümlerinin uygulanacağı açıktır.
Tahrik, esasen bu suçları işlemek niyetinde bulunan kimselere yöneltilmiş de olsa yine de suç teşkil edecektir. Ayrıca suçun oluşması için tahrik edilen suçun işlenmesi de şart değildir. Esasen maddenin son fıkrasında bu halde tahrikte bulunanların, suçu fiilen işlemiş olanlar derecesinde cezalandırılacakları açıklanmıştır.
Suçun manevi unsuru genel kasttır. Tahrik, taksir ile gerçekleştirildiğinde fiil suç teşkil etmeyecektir. Ancak failin tahriki ciddiye alması yani tahrikin neticesi olarak suçların işlenmesini de arzu etmesi koşulu aranmamıştır. Kastın harekete yönelik olması yeterlidir. Söz gelimi bir tahrikçi ajan, polisin zamanında geleceğini umarak tahrikte bulunmuş olsa da suçu gerçekleşmiş saymak gerekecektir. Muhatapların tahriki ciddiye almamaları halinde de suç gerçekleşmiş sayılır.
Tahrikin icrasıyla beraber suç tamamlanmış olacağından yani fiil neticesi harekete bitişik bir suç oluştuğundan, icra hareketinin kısımlara bölünebilmesinin olanaklı bulunması nedeniyle suçta sadece eksik teşebbüs söz konusu olabilir.
Ayrıca failin tahrik ettiği fiilin suç oluşturduğunu bilmesine de gerek yoktur. Ancak failde kişileri belirli ve ağır bir hareketi icraya tahrik etme iradesinin var olması gereklidir.
Suçun oluşması için hareketin alenen icra edilmiş bulunması gereklidir. Söz gelimi bir mitingde, bir toplantıda kişilerin suça tahrik edilmiş olmaları gibi. Esasen suçun oluşması için belirli bir kimsenin suça yönelik olarak tahrik edilmiş bulunması yeterli olmadığından, aleniyet suçun niteliği içindedir.
Suçun esasında, tahrikin kitle içinde yer alanların duygu ve içgüdülerine yöneltilmesi ve onların kötü hareketleri icra etmelerinin temin edilmesi söz konusudur.
Maddenin ikinci fıkrasında, tahrikin belirli araçlar marifetiyle yapılması bir ağırlaştırıcı neden sayılmıştır. Kitle iletişim araçlarından maksat, basın ve yayın araçları, radyo, televizyon ve filmleri ve internettir. Ses kayıt bantları ve ses ve görüntü yayın araçları deyimine her türlü kasetler ve video kasetler dahildir. 4 üncü maddenin (11) numaralı bendinde tanımı yapılan araçların kullanılması da, elbette ki, ağırlaştırıcı nedendir.
Bu gibi hallerde yapılan tahrikin hedefe ulaşması olasılığı çok daha fazla olduğundan, Tasarı bunları ayrıca ağırlaştırıcı neden saymış bulunmaktadır.
ADALET KOMİSYONU RAPORU
Maddenin birinci fıkrasında, suç işlemeye alenen tahrik fiili, iştirak ilişkisinden bağımsız bir suç olarak tanımlanmıştır. Burada bir tehlike suçu söz konusu olduğundan, suç işlemeye tahrik suçunun tamamlanabilmesi için tahrik konusu suçların işlenmesi gerekmemektedir. Suç işlemek için tahrik, aslında tahrik konusu suça bir hazırlık hareketi niteliğindedir. Ancak aleni olarak gerçekleştirilen bu tür fiillerin, kamu barışı açısından ifade ettiği tehlike nedeniyle, zararlı neticenin doğmasını beklemeden ve iştirak kurallarından bağımsız olarak ceza yaptırımı altına alınması gerekmiştir. Burada önemli olan, belirli olmayan kimselerin suç işlemeye tahrik edilmesidir. Eğer muayyen kişiler, belli bir suçu işlemek için teşvik veya azmettirilmiş ise, meselenin iştirak kuralları çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir.
Maddenin ikinci fıkrasında, halk kesimlerinin silahlı şekilde birbirlerine karşı öldürmeye tahrik edilmesi iştirak hükümlerinden bağımsız olarak cezalandırılmaktadır. Suç, halkın bir kısmını diğer bir kısmına karşı silahlandırarak, birbirini öldürmeye tahrik edilmesiyle oluşur. Suçun tamamlanabilmesi için öldürmenin ya da fiili saldırının başlaması gerekmez. Belirli kişilerin öldürülmesinin istenmesi, tahrikin bu doğrultuda yapılmış olması halinde; fıkra hükmü uygulanmaz. Bu halde de konunun iştirak kuralları çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir.
Üçüncü fıkra hükmüne göre, tahrik konusu suçların işlenmesi halinde, tahrikçi bu suçların her birinden dolayı azmettiren sıfatıyla sorumlu olacaktır.
TBMM Kabul Metni
214 üncü maddeyi okutuyorum:
Suç işlemeye tahrik
MADDE 214. – (1) Suç işlemek için alenen tahrikte bulunan kişi, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Halkın bir kısmını diğer bir kısmına karşı silâhlandırarak, birbirini öldürmeye tahrik eden kişi, onbeş yıldan yirmidört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Tahrik konusu suçların işlenmesi hâlinde, tahrik eden kişi, bu suçlara azmettiren sıfatıyla cezalandırılır.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.