Türk Ceza Kanunu Madde 213

TCK 213. Madde

Türk Ceza Kanunumuzun 213. maddesi şu şekildedir:

Kamu Barışına Karşı Suçlar – Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit

Madde 213 – (1) Halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak amacıyla hayat, sağlık, vücut veya cinsel dokunulmazlık ya da malvarlığı bakımından alenen tehditte bulunan kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Suçun silahla işlenmesi halinde, verilecek ceza, kullanılan silahın niteliğine göre yarı oranına kadar artırılabilir.


Başlık

TCK’nın 213. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: İKİNCİ KİTAP: Özel Hükümler – ÜÇÜNCÜ KISIM: Topluma Karşı Suçlar – BEŞİNCİ BÖLÜM: Kamu Barışına Karşı Suçlar

Madde başlığı şu şekildedir: Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit


Gerekçe

Türk Ceza Kanunu’nun 213. maddesinin gerekçesi şu şekildedir:

HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METNİN GEREKÇELERİ

Madde 292. 1989 Türk Ceza Kanunu Tasarısında yer alan bu madde 21/11/1990 tarihli ve 3679 sayılı Kanunla, 1/3/1926 tarihli ve 765 sayılı Kanuna nakledilmiştir. Tasarıda da bu hüküm aynen muhafaza edilmiştir.

Madde, ülkenin belirli bir kısmında mesela, bir köyde veya bir bölgede yaşayan halk kitlelerine yönelik olarak ağır bir tehlike ihdas edileceği tehdidinin yapılmış bulunmasını suç haline getirmiştir. Burada dikkat edilmesi gerekli husus, belirli bir kişinin veya kişilerin barış veya sükununun veya hürriyetinin değil ve fakat gayrimuayyen kişilerden oluşan kitlelerin tehdide muhatap olmuş bulunmalarıdır.

Suçun oluşması için failde özel kast aranacaktır. Tehdidin halkın sağlığı ve malı bakımından bir korku, endişe veya panik yaratmak amacıyla ve maksadıyla yapılmış olması gereklidir. Endişe, korku, panik, kelimeleri, halkta meydana gelmesi gerekli telaş halinin değişik derecelerde olabileceğini ifade maksadıyla kullanılmıştır.

Suçun tamamlanması için, bu hallerin fiilen gerçekleşmiş bulunması şartı yoktur; tehdidin böyle bir hale sebebiyet verebilecek nitelikte olması yeterlidir. Bu itibarla maddedeki suç, neticesi harekete bitişik bir cürümdür. Dolayısıyla, teşebbüs mümkün değildir.

Yapılacak tehdidin icrasında ne gibi vasıtaların kullanılması gerektiğine dair olmak üzere madde metnine bir açıklık getirilmemiştir; suç serbest hareketlidir.

ADALET KOMİSYONU RAPORU

Bölüm başlığı “Kamu Barışına Karşı Suçlar” olarak belirlenmiştir. Kamu barışı kavramından, bireyler arasındaki ilişkilerde hukukun egemen olduğu toplum düzeni anlaşılmalıdır. Bireylerin taşıdığı, barış esasına dayalı bir hukuk toplumunda yaşadıklarına dair duygunun da, kamu barışı kavramı içerisinde düşünülmesi gerekmektedir. Bu kavram, kamu güvenliği kavramından daha geniş bir anlam içeriğine sahiptir.

Madde ile, ülkenin belli bir bölgesinde yaşayan halkın hayat, sağlık, vücut veya cinsel dokunulmazlık ya da malvarlığı bakımından tehdit edilmesi, suç haline getirilmiştir. Suçun oluşması için belirli kişi veya kişilerin değil fakat gayri muayyen kişilerden oluşan kitlelerin tehdide muhatap olması aranır. Tehdidin halkın hayatı, sağlığı, vücut veya cinsel dokunulmazlık ya da malvarlığı bakımından bir korku, endişe veya panik meydana getirmek amacıyla yapılmış olması gereklidir. Endişe, korku ve panik kelimeleri halkta meydana gelecek telaş halinin değişik derecelerde olabileceğini ifade amacıyla kullanılmıştır. Suçun oluşması bakımından bu hallerin fiilen gerçekleşmiş olması aranmaz. Tehdidin objektif olarak böyle bir hale sebebiyet verebilecek nitelikte olması yeterlidir.

İkinci fıkrada, fiilin silahla işlenmesi hali, silahın niteliği de dikkate alınarak bir ağırlaştırıcı sebep olarak öngörülmüştür.


TBMM Kabul Metni

213 üncü maddeyi okutuyorum:

BEŞİNCİ BÖLÜM

Kamu Barışına Karşı Suçlar

Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit

MADDE 213. – (1) Halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak amacıyla hayat, sağlık, vücut veya cinsel dokunulmazlık ya da malvarlığı bakımından alenen tehditte bulunan kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Suçun silâhla işlenmesi hâlinde, verilecek ceza, kullanılan silâhın niteliğine göre yarı oranına kadar artırılabilir.

BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

  • İlk yayınlanma tarihi: 29 Mayıs 2021

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İçindekiler
Bize WhatsApp'tan ulaşın!