Türk Ceza Kanunu Madde 118

TCK 118. Madde

Türk Ceza Kanunumuzun 118. maddesi şu şekildedir:

Hürriyete Karşı Suçlar – Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi

Madde 118 – (1) Bir kimseye karşı bir sendikaya üye olmaya veya olmamaya, sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir sendikanın faaliyetlerinin engellenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Başlık

TCK’nın 118. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: İKİNCİ KİTAP: Özel Hükümler – İKİNCİ KISIM: Kişilere Karşı Suçlar – YEDİNCİ BÖLÜM: Hürriyete Karşı Suçlar

Madde başlığı şu şekildedir: Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi

Gerekçe

Türk Ceza Kanunu’nun 118. maddesinin gerekçesi şu şekildedir:

HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METNİN GEREKÇELERİ


Madde 484. Madde, Anayasanın 18 inci maddesinde yer alan angarya yasağının yaptırımını getirmektedir. Suç, kişinin “angarya olarak” yani cebir ve şiddet veya tehditle veya her ne suretle olursa olsun zorla ve iradesi dışında çalıştırılması ile oluşacaktır. 167 nci maddenin ikinci fıkrasında yer alan suç ile aradaki fark da budur. Maddeye göre, faile hapis cezası verilmekle birlikte, mahkemece re’sen zorla çalıştırılanlara hakları olan ücretin Devletçe ödenmesine karar verilir. Ödenen bedel bakımından Devletin rücu hakkı, genel hukuk esaslarına göre saklıdır. Böylece mağdurun korunması ilkesi uygulama yeri bulmuş olmaktadır.

Suç, bir memur ve herhangi bir kimse tarafından işlenebilir.

Bu maddeyle ilgili olarak, 167 nci maddenin gerekçesine de bakılmalıdır.

ADALET KOMİSYONU RAPORU

Madde metninde, sendikal hakların kullanılmasını engelleme fiilleri suç olarak tanımlanmıştır. Söz konusu suç tanımında çeşitli seçimlik hareketlere yer verilmiştir.

Maddenin birinci fıkrasına göre, bir kimseye karşı cebir veya tehdit kullanılarak, bir sendikaya üye olmaya veya olmamaya, sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya ya da sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlanması, suç oluşturmaktadır. Bu suçun tamamlanmış şekline göre cezaya hükmedilebilmesi için, cebir veya tehdide maruz kalan kişinin sendikaya üye olması veya olmaktan vazgeçmesi, sendikanın faaliyetlerine katılması veya katılmaktan vazgeçmesi ya da sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılması gerekmemektedir. Bu amaçlarla, kişiye karşı cebir veya tehdit kullanılması, söz konusu suç tamamlanmış gibi cezalandırılabilmek için yeterlidir. Bu bakımdan söz konusu suç, bir teşebbüs suçu niteliği taşımaktadır.

Maddenin ikinci fıkrasında cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir sendikanın faaliyetlerinin engellenmesi ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Bir sendikanın faaliyetlerinin cebir veya tehditle ya da hukuka aykırı başka bir davranışla engellenmiş olması halinde, suç tamamlanmış olur.

TBMM Kabul Metni

118 inci maddeyi okutuyorum:

Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi

MADDE 118. – (1) Bir kimseye karşı bir sendikaya üye olmaya veya olmamaya, sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir sendikanın faaliyetlerinin engellenmesi hâlinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

BAŞKAN – Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Kocaeli Milletvekili Sayın İzzet Çetin; buyurun.

CHP GRUBU ADINA İZZET ÇETİN (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabiî, 118 inci maddemiz, sendikal hakların kullanılmasının engellenmesine ilişkin bir düzenleme. Şimdi, bu maddeyi gördüğüm zaman ben, keşke, bu Ceza Yasasını, yasama yılımızın ortalarında görüşseydik de, haziran, temmuz, ağustos aylarında, Türkiye’de çalışma yaşamı alanında birtakım kavgalara tanık olmasaydık…

Gerçekten, Anayasamızın 50, 51, 53 ve 54 üncü maddeleri, sendikal haklara ilişkin düzenlemeleri içeriyor. 51 inci madde son derece açık; kısaca “Sendikalara üye olmak ve üyelikten ayrılmak serbesttir. Hiç kimse sendikaya üye olmaya, üye kalmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz” hükmünü içermektedir.

Şimdi, yeni Ceza Yasası Tasarımızın 118 inci maddesi de “Bir kimseye karşı bir sendikaya üye olmaya veya olmamaya, sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” hükmünü içeriyor. Sağ olsun Avrupa Birliği, bize böyle bir düzenlemeyi Ceza Yasamıza koydurttuğu için.

Ben, buradan, kamu kesimindeki bürokratlara seslenmek istiyorum; Ceza Yasamızın 118 inci maddesini -Resmî Gazetede yayımlandıktan sonra yürürlüğe girecek bir iki hafta içerisinde, tahmin ediyorum- iyi okusunlar, ona göre hareket etsinler; çünkü, geçtiğimiz günlerde konfederasyonlar arasında bir tartışma yaşandı; bunu hepimiz biliyoruz. AKP’nin Orman Bakanlığında Türk-İşe bağlı Orman-İş Sendikası ile Hak-İşe bağlı Tarım Orman-İş Sendikası arasında işçileri bir gün, bir hafta ya da bir ay fazla çalıştırma baskısıyla ya da sadece işçilere de değil, sendika yöneticilerine Hak-İşe bağlı Tarım Orman-İşe geçme baskısının nasıl yapıldığı, basın toplantılarıyla da sendikalarca anlatıldı, basına da yansıdı.

Çok vahim bir olay da, en acı olay da, 23 Temmuz 2004 tarihinde Antalya Valisine Orman-İş Sendikası Genel Başkanı Mehmet Kafes’in çektiği bir telgraf. Serik’te orman yangını varken, itfaiye orman söndürmeye gideceğine, işçileri, yangın ekibini notere götürüyor ve “yangına ekip tarafından müdahale yoktur, duruma müdahale ediniz” diyor. Buna ilişkin, yani, hükümetinizin belli yerlerdeki kadrolaşmalarına tanık olduk, oluyoruz; Türkiye’de bu acı örnekleri yaşıyoruz. Şimdi, sendikal alanda da açık müdahaleye tanık olmaya başladı Türkiye. O nedenle, böyle bir düzenlemenin Ceza Yasasına girmiş olması… Ben burada isim zikretmeyeceğim. Orman Bakanlığının bürokratlarının, genel müdürünün, müşavirinin, orman işletme müdürlerinin işçileri çağırıp “eğer geçmezseniz, iş akdiniz feshedilecek, çalışmanız iki ayla, üç ayla sınırlı kalacak” tehditlerini nasıl yaptıklarını, hangi ilde kimlerin bu işe başvurduğunu isim isim öğrenmek isteyenler, Orman-İş Sendikasından alabilirler ya da Orman-İş Sendikasının Çalışma Bakanlığına gönderdiği tutanaklardan görebilirler.

Benim dileğim, gerçekten, böyle bir ülke yönetiminde böyle bir tarafgir davranışın yönetim anlayışlarında yer almaması gerektiği. Anayasamızda belirtildiği biçimde, sendikalara üye olmak veya üyelikten ayrılmak ya da üye kalmak hem özgür olmalı hem de müdahale edenlerin ayırımsız cezalandırılması sendikal yaşamım sırasında da bir talebimdi. Bu talebin Ceza Yasasına girmiş olmasını görmüş bulunuyorum ve bu nedenle de büyük bir eksikliğin giderildiğini düşünüyorum.

Maddeyi, bu şekilde bize düzenlettiren ve düzenleyen arkadaşlara, kişilere ve kurumlara teşekkür ediyorum.

Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Çetin.

Madde üzerinde, şahsı adına, Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay; buyurun efendim.

ERSÖNMEZ YARBAY (Ankara) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan tasarının 118 inci maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Ancak, bu tasarı, maalesef, esas tartışması gereken milletvekillerinin ellerine iki gün önce geçti. Tasarı bir aydır tartışılıyor ve dolayısıyla, bu bir aylık tartışma zamanı içerisinde son sözü söylemesi gereken, oy kullanması gereken milletvekilleri bu tasarıyı iki gün önce ellerine alıyorlar. Ben, hızlı hızlı okumaya çalışıyorum, yakalayabildiğim kadarıyla eleştirmeye çalışıyorum; çünkü, o kadar büyük çelişkiler var ki, böyle bir tasarının milletvekillerinin elinde üç ay öncesinde olması veya en azından ilgi duyanların bunu okuyup tartışmaları, araştırıp soruşturmaları gerekmez miydi diye düşünüyorum ve burada, Meclis Başkanını, tabiî, eleştiriyorum. Meclis Başkanlığı milletvekillerinin hakkını korumamıştır. Böyle önemli bir tasarının görüşülmesinde, bu tasarının, hiç olmazsa, onbeş yirmi gün önce milletvekillerinin ellerinde olması gerekirdi.

Şimdi, 118 inci madde sendikal hakların kullanılmasıyla ilgili. Biraz önce, siyasî hakların kullanılması, daha önce de kamu niteliğindeki meslekî kuruluşların haklarının korunması üzerinde durduk ve daha önce o maddeleri kabul ettik. Şimdi, kamu niteliğindeki meslekî kuruluşların -mesela, berberler odası, kasaplar odası, Ankara Ticaret Odası- faaliyetleri engellenirse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası, siyasî hakları engellenirse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası… Çünkü, bunu siyasîler hazırlamış; anladığım kadarıyla, onun için, siyasî hakların engellenmesi biraz daha önem arz etmiş.

Sendikal hakların kullanılmasına gelince; sendikal hakları engellenirse, efendim, burada altı aydan iki yıla kadar… Yani, herkes gücüne göre burada cezalandırılıyor. İşte, en güçlü siyasîler; onun için, siyasal hakları engellendiği zaman beş yıl. Ondan sonra işverenler; işverenlerin hakları engellendiği zaman üç yıl. En garipleri işçiler; onların faaliyetleri engellendiği zaman da altı ayla iki yıl arasında hapis cezası öngörülüyor. Böyle bir tutarsızlık olamaz. Bu tartışılmadığı için böyle tutarsızlıklar var.

Şimdi, Türkiye’de özel sektörde çalışan işçilerin bugün sadece yüzde 6’sı sendikalı; sadece yüzde 6’sı! Sendikalar, bugün, sadece kamu kuruluşlarında kalmışlardır; kamu kuruluşlarının dışında sendika yok. Şimdi, ben, hükümete, tabiî, burada soruyorum: Bu maddeyi getiriyoruz ve bu madde yürürlüğe girdiği zaman, acaba, hükümet, bu maddeyi uygulayabilecek mi?! Bütün işverenler, sendikaya üye olan herkesi atıyorlar ve bir müddet sonra işverenler buraya gelecekler; işveren kuruluşları “bu maddeyi değiştirin; bakın, işyeri barışı bozuluyor, biz zaten zor işçi çalıştırıyoruz; şimdi, siz, işçi çalıştırmadığımız için, sendikal faaliyetlere engel olduğumuz için bizi hapsediyorsunuz, dolayısıyla işyerini bozuyorsunuz; onun için bu maddeyi değiştirin” diyecekler ve bir müddet sonra, bu madde, değişmesi için tekrar buraya gelecek. Dolayısıyla, uygulayabileceğimiz şeyleri tartışmamız lazım. Bugün fiilî durum bu. İşçilerin sadece yüzde 6’sı sendikalı çalıştırılıyor; o da büyük holdinglerde; küçükler, orta büyükler çalıştırmıyorlar. Dolayısıyla, acaba, biz bu kanun maddesini uygulayabilir miyiz; işyeri barışını bozmadan, işverenleri küstürmeden, işçilerin haklarını koruyarak biz bunu uygulayabilir miyiz, bunu çok iyi düşünmemiz lazım.

Ben, sadece düşünülsün ve aradaki çelişkiler… Yani işveren olunca üç yıl, siyasîler olunca beş yıl, işçiler olunca bir yıl, altı ay olmaz; böyle bir ayırımcılık olmaz. Bu, Anayasadaki eşitlik ilkesine de aykırıdır. Bu konuyu dikkatlerinize arz ediyor, saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Yarbay.

Sayın milletvekilleri, 118 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir