“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde 1.636,03 TL itirazın iptali %40 icra inkar tazminatının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece mahkemenin görevsizliği cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
YARGITAY KARARI
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların evli olduklarını, ancak fiili olarak ayrı yaşadıklarını aralarındaki boşanma davasının halen derdest olduğunu belirterek, davalı kocanın alışveriş merkezine olan borcunu icra tehdidi altında ödemek zorunda kalan müvekkili kadın (eş)’in ödediği 1.636 TL davalı (koca)’dan tahsili amacıyla yapılan takibe vaki itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; tarafların resmi evlilikleri devam ettiği sürece eşler arasındaki hukuki itilafların çözüm yeri aile mahkemesi olduğundan bahisle, mahkemenin görevsizliğine karar vermiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Yasa’nın değişik 4. maddesine göre işbu mahkemelerin görevleri üç bent halinde belirtilmiş olup buna göre:1. bendde, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun üçüncü kısmı (vesayet) hariç olmak üzere ikinci kitabı ile 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli hakkındaki kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işler, 2.bendde, 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanuna göre aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi,3.bendde, kanunlarla verilen diğer görevler olarak düzenleme yapılmıştır.
Böylece kural olarak “Aile hukukundan” doğan dava ve işlere Aile Mahkemelerinde bakılır. Ne var ki; “Aile hukukundan doğma” ölçütü karı koca arasındaki hangi türden olursa olsun tüm uyuşmazlıkları içine almamaktadır.
Somut olayda; dava konusu alacak, kocanın alışveriş merkezine olan borcunun davacı kadın tarafından ödenmesine dayanmaktadır. Böylece uyuşmazlık, “aile hukukuna ilişkin” bulunmadığı gibi, TMK’nun 2. kitabındaki düzenleme içinde de yer almadığına göre, hukuki nitelemede yanılgıya düşülerek dosyanın Aile Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece, iddia ve savunma doğrultusunda taraf delilleri toplanıp varılacak uygun sonuç çerçevesinde işin esası hakkında hüküm kurulmalıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24/04/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.(3. Hukuk Dairesi 2012/6922 E. , 2012/10821 K.)
0 Yorum