
ÖZET: Akıl hastalığına dayalı evliliğin iptali davasında gerekirse Adli Tıp Genel Kurulundan rapor alınmalıdır.
Dava; TMK md 145/2’de düzenlenen eşlerden birinin evlenme sırasında sürekli bir nedenle ayırt etme gücünden yoksun bulunması sebebine dayalı evliliğin iptaline ilişkin olup, mahkemece, 09.02.2011 tarihinde davanın kabulüne ilişkin verilen karar, davalı kadının temyizi üzerine, Dairemiz tarafından, yapılan inceleme neticesinde, “Akit tarihi olan 19.03.2002 tarihinde davalının “psikotik bozukluk” denilen akıl hastalığına maruz bulunduğu, bu nedenle ayırt etme gücünden yoksun olduğu, Adli Tıp 4. İhtisas Kurulunun 21.04.2010 tarihli 1362 sayılı raporu ile belirlenmiştir.
Ne var ki aynı raporda, davalının kurulda 25.02.2009 tarihinde yapılan muayenesinde “fiil ehliyetine müessir, hareket serbestisi ile olayları kavrayıp onlardan sağlıklı sonuçlara varabilme yeteneğini kaldıracak mahiyet ve derecede herhangi bir
psikotik araz saptanmadığından” söz edilmiş, bunun devamında ise “remisyonda psikotik bozukluk tespit edildiği” ifadesine yer verilmiştir.
Adli Tıp 4. İhtisas Kurulunun sözü edilen raporu, davalının muayenesinin yapıldığı tarih itibarıyla ayırt etme gücünü kazandığını veya hastalığının iyileştiğini gösterir nitelikte olmayıp kendi içinde çelişkilidir. Bu durumda davalının akıl hastalığının sonradan iyileşip iyileşmediği veya ayırt etme gücünü sonradan kazanıp kazanmadığı hususunda 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanununun 15. maddesi gereğince Adli Tıp Genel Kurulundan rapor alınması ve hasıl olacak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinden” bahisle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyulduğu halde, Adli Tıp Genel Kurulunun 18.09.2014 tarihli “davalı kadının evlilik tarihinde akıl hastalığına maruz bulunduğu, bu nedenle ayırt etme gücünden yoksun olduğuna” ilişkin raporu ile yetinilip, bozma sebebine uygun rapor tanzimi sağlanmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. (Y2HD, 07.09.2015, E. 2015/330, K. 2015/15040)
0 Yorum