Davacı, taşınmazlarının kiralarını alan davalının 50425 lirayı ödemediğini, oğullarının 2295 lira vergi borcunu ödediği, kendisine 2000 lira ödünç verdiği, köydeki mercimeklerini 600 liraya sattığı halde bu paraları da ödememiş bulunduğunu, 2500 lira değerindeki mallarını de geri vermediğini ileri sürerek toplam 58760 liranın ödetilmesini istemiştir.
Davalı süresinde yetki itirazında bulunmuş, yerel mahkemece davalının yerleşme yerinin Yerköy olduğundan söz edilip dilekçenin yetki yönünden reddine karar verilmiştir.
Sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda, sözleşmenin (borcun) yerine getirileceği (ifa edileceği) yer mahkemesinde de dava açılabilmesi, HUMK. md. 10 gereğindendir. Sözleşmenin yerine getirileceği yer, öncelikle, yanların açık ya da örtülü (zimní) isteğine göre belirlenir. Tersi durumda ise, sözleşmenin yerine getirileceği yer, BK. md. 73 uyarınca saptanır. Öyle ki, davanın konusu sözleşmeden doğan bir para borcu olup da, sözleşmede tersi kararlaştırılmamış idiyse, bu para borcu, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşme yerinde (ikametgahında) ödenir (BK, md. 73/1). Eş deyişle bu para borcunun yerine getirileceği yer, alacaklının yerleşme yeridir.
Durum böyle olunca alacaklı, bu para borcunun ödenmesi için kendi yerleşme yerinde dava açabilir. Şu yönü de önemle vurgulayalım ki, BK. md. 73/ hükmü, götürülecek, yani alacaklının yerleşme yerinde ödenecek borçlar yönünden uygulama alanı bulabilir. Aranacak ya da aldırılacak borçları, BK. md. 73/1 kapsamaz. Çünkü, bu borçlar borçlunun yerleşme yerinde bulunduğu yerde ödenir (Bkz. Prof. Dr. Baki KURU, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Yıl: 1979, C. I., Sh. 296).
Temyiz incelemesinin konusunu oluşturan bu davada, istemlerin yığılması (objektif dava birleşmesi) durumu vardır. Şöyle ki; istemlerden bir bölümü ödünç sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Öte yandan davalının topladığı kira ve mercimeklerin satım paraları için de yanlar arasında vekillik ilişkinin varlığına dayanılmaktadır. Gerçekten vekil, aldığı parayı faizi ile birlikte vekillik verene ödemek zorundadır. (BK. md. 392). Böylece, yığılan istemlerde baskın nitelik para borcuna ilişkin olmasından ötürü bu yönünden, BK. md. 73/1 anlamında götürülecek, yani alacaklının yerleşme yerinde ödenecek borçlar söz konusu bulunmaktadır. Davacının yerleşme yerinin Ankara olduğunda ise bir uyuşmazlık yoktur. Öyleyse, HUMK. md. 10’a göre, Ankara mahkemesinin yetkisini kabul etmek gerekir.
Yerel mahkemece, tüm bu yönlerin gözetilmemesi, yetkisizliğe karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hükmün BOZULMASINA karar verildi (Y. 13. HD. 18.2.1981 T. 248 E. 1085 K.)
0 Yorum