Dava, vekâleten temsil görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, yaklaşık 25 yıldır ticari ortaklık yaptığı davalı Y.A.’ya davaya konu taşınmazını dilediğine dilediği bedelle satması için 7.10.1987 günlü vekâletnameyi vermiştir. O da bu vekâletnameye dayanarak diğer davalıya 9.11.1987 günü tapuda 5.600.000 lira bedel göstermek suretiyle temliki gerçekleştirmiş ve aynı gün satış parasından kalan 35.000.000 lira alıcı davalının babasına ait banka hesabından vekilin banka hesabına aktarılmıştır. Uzman bilirkişiler aracılığı ile çekişmeli taşınmazın satış günündeki arsa değerinin 20.000.000 lira ve vekilce yaptırıldığına dair belgeler bulunan üzerindeki bedelinin ise 28.282.800 lira olmak üzere toplam 48.282.800 lira olduğu saptanmıştır.
Temlikten on beş ay sonra davacı ile vekili davalı arasındaki ticari ilişkiye Şubat 1989 tarihinde son verilip sözlü olarak birbirlerini ibra ettikleri kendilerinin de kabulündedir. Vekil davalının, satış bedeli 40 milyon lirayı davacıdan olan alacağından düştüğüne dair savunması bilirkişi raporuyla doğrulanmasına karşın davacı bu hususta ayrıca kanıt getirmiş değildir.
Hemen belirtmek gerekir ki, bunlar arasındaki iş ortaklığı ya da vekâlet bağıtı bakımından iç ilişkilerinin; alıcı diğer davalının hukuki durumunu etkilemesinden veya ağırlaştırmasından söz edilemez.
Hal böyle olunca, davanın reddedilmesi gerekirken, kanıtların değerlendirilmesinde yanılgıya düşülmek suretiyle yazılı biçimde kabulü doğru değildir. Temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA, oybirli ğiyle karar verildi (Y. 1. HD. 3.12.1991 T. 1991/4826 E. 1991/14034 K.)
0 Yorum