Davada vekilin azledildiği iddiası yanında vekâlet akdinin kötüye kullanılması hukuki sebebine de dayanıldığına göre bu yönde araştırma yapılmalıdır.
Davacı, vekili, vekâletten azledildiğini bildiği halde vekilin, sağır ve dilsiz olan müvekkiline ait 12 parsel sayılı taşınmazı, muvazaalı olarak davalılara devir temlik ettiğini ileri sürerek iptal ve tecil istemiştir.
Hukuk Yargılama Usulü Yasasının 179. maddesinde belirtildiği üzere, davanın dayanağını oluşturan tüm maddi olguları bilmek yanlara, aynı Yasanın 74. maddesine göre de, bildirilen bu olguları gerektiğinde yeterince açıklığa kavuşturarak, tarafların amacına ve yasaya uygun biçimde hukuksal nitelendirmeyi yapmak ve uyuşmazlığı çözüme ulaştıracak yasa hükmünü bulup uygulamak da Yargıtay’a aittir.
Öte yandan, 19.1.1974 gün 972/2-584/14 sayılı Hukuk Genel Kurulu kararında belirtildiği üzere, “bir davada birkaç hukuki sebebin bir arada gösterilmesinde ilke olarak usul hukuku yönünden bir sakınca yoktur. Hukuki sebeplerden birinin diğer hukuki sebebin incelenmesine olanak tanıdığı sürece, ehemmiyet ve lüzum derecesine göre birden fazla dava sebebi bir arada incelenebilir.”
Davacı vekâletten azil yanında, muvazaadan, vekille davalıların el ve işbirliği içerisinde olduklarından söz etmek suretiyle “vekâlet akdinin kötüye kullanılması” sebebine de dayanmıştır. Bu iki dava sebebinin aşamalı olarak bir arada inceleme konusu yapılmasında usul açısından bir sakınca olmadığına göre, vekâletin kötüye kullanılması nedeni üzerinde yeterince durulup, bu yönde taraf kanıtlarının toplanması, taşınmazların satış tarihindeki gerçek değerlerinin uzman bilirkişiye tespit ettirilmesi, bedeller arasında aşırı fark bulunup bulunmadığının saptanması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu gibi hüküm kurulması isabetsizdir. Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi (Y. 1. HD. 2.4.1990 T. 1990/4658 E. 1990/4723 K.)
0 Yorum