ADLİ YARDIM TALEPLİDİR
… BÖLGE İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’ NA
İletilmek Üzere
… İDARE MAHKEMESİ’NE
Gönderilmek Üzere
… NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESI NE
ESAS NO:
KARAR NO:
ISTİNAF KANUN YOLUNA
BAŞVURAN(DAVACI):
DAVALI: … Valiliği
VEKİLİ:
KONU: … İdare Mahkemesi’ nin tarihli ve Esas, Karar sayılı Kararının Istinaf incelemesi neticesinde kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi talebinden ibarettir.
KARARIN ÖZETİ: … İdare Mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde;
Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunun Uygulamasına llişkin Yönetmeliğin 101. maddesinin 3. fikrası uyarınca * Uluslararası Koruma Değerlendirme Komisyonuna itiraz edilmesi, ilgili kişinin yetkili idare Mahkemesine başvurma hakkını engellemez ve dava açma süresini durdurmaz hükmü gereği süre aşımı nedeniyle davanın incelenmeksizin reddine dair karar verilmiştir. Ancak anılan karar usul ve yasaya aykırı bir karardır ve kaldırılarak esasın incelenmesine ve davanın kabulüne karar verilmesi gerekmektedir.
Şöyle ki:
SÜRE YÖNÜNDEN REDDE İLİŞKİN BAŞVURU SEBEPLERİM : Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunun Uygulamasına llişkin Yönetmeliğin 102. Maddesinin 1. fikrası uyarinca ” Başvuru sahipleri hak ve yükümlülükler. yaptırımlar ve itiraz usullerine ilişkin konularda bilgilendirilir hükmü yer almaktadır. Aynı maddenin ikinci fikrasında ise başvuru, kayıt ve mülakat ile idare tarafından gerekli görülecek diğer süreçlerde, tercüman olmaksızın istenilen düzeyde iletişim kurulamayacağının anlaşılması durumunda tercümanlık hizmetleri ücretsiz olarak sağlanır denilmektedir.
Dolayısıyla hakkımda davalı idare tarafından alınan “Uluslararası Koruma Başvurumun geri çekilmiş sayılmasına ilişkin” davaya konu kararın yukarıda belirttiğim hükümlere uygun olarak yerine getirilmesi gerekirken bu hükümlere uyulmadan karar alınması ve tebliği sonucunda hak kayıpları yaşamama neden olunmuştur.
Tercüman olarak atanan kişi karara karşı sadece Uluslararası Koruma Değerlendirme Komisyonuna itiraz hakkım olduğuna dair tarafıma bilgi vermesi, yasal süresi içerinde dava açmam gerektiğini belirtmemesi neticesinde ben de sadece Komisyona itirazı gerçekleştirdim. Dava açma hakkım olduğu ve süresi belirtilmediğinden ben de itiraz yoluna başvurdum. Zaten davaya konu karar ve tebliğ evraklarında, dava usullerine ilişkin tarafıma kendi dilim olan Arapça alarak hiçbir bilgilendirme yapılmadığı görülmektedir. Dolayısıyla dava açma süresi bu hakkımı öğrenmem ile başlar ve itiraz sonucumun tarafıma tebliği ile bu hakkımı öğrendiğimden davayı yasal süresi içerisinde açmış bulunmaktayım. Mahkemenin vermiş olduğu karar bu yönüyle usul ve yasaya aykınlık teşkil etmektedir. Yazılı evrak ile tebliğ yeterli olmayıp ilgili yönetmeliğin 102/1. maddesi uyarınca kendi ana dilim olan Arapça da gerekli bilgilendirmenin yapılması şarttır.
Bu hususa ilişkin Izmir Bolge İdare Mahkemesi 6. Idare Dava Dairesinin 06.04.2017 tarih ve 2017/511 E. ve 2017/571 K. sayılı ilaminda:
“.. Yukarıda anılan yasa ve yönetmelik kurallan ile 6458 sayılı Yasanın. Maddesi uyarınca sınır dişi etme kararlarının tebliği bakımından yaptırıma ilişkin yazılı tebligin yeterli görülmediği, itiraz usulleri bakımından “bilgilendirme zorunluluğu getirildiği görülmektedir. Bu durumda yazılı olarak tebliğin, yaptırım kararının kendi dilinde olsa dahi yazılı olarak tebliğ edilmesinin hak düşürücü nitelikteki yargısal başvuru süresinin başlaması için yeterli olmadığı” şeklinde karar verilmiştir.
Yönetmeliğin 102. Maddesinde de “bilgilendirmeden” söz etmektedir. Yukarıda açıkladığım üzere tarafıma ana dilimde bu yönde bir bilgilendirme yapılmamıştır ve evraktan da bu bilgilendirmenin yapılmadığı bariz şekilde bellidir. Dolayısıyla dava dilekçesini yasal süresi içerisinde verdiğimden işin esası incelenerek karar verilmesi yerine anılan kararın verilmesi usul ve yasaya aykırılık teşkil etmektedir.
Ayrıca Uluslararası Koruma başvurusunu Irak a dönmem halimde hayati tehlikemin bulunduğu gerekçesiyle gerçekleştirdim, Türkmen asıllıyım ve Irak’ da yaşadığın şehirde Türkmenlere yönelik adeta bir soykırım gerçekleştirilmiştir. Irak’ a dönmem halinde öldürüleceğim adata kesin bir sonuçtur. Tüm ailem yasal olarak Türkiye’de bulunmaktadır. Irak a dönmem halinde gidecek yerim dahi yoktur. Bu kapsamda:
Usul hukukunda aşırı şekilcilik yasağı AIHM’ nin vermiş olduğu (Raisa M. Shipping SRL/Romanya No: 37576/05, 08/01 2013 29. paragraf) karanında; Usul kurallarını yorumlamanın ve uygulamanın öncelikle ulusal makamlara ait olduğu doğru olsa da bu kuralların uygulanmasında taraflardan birinin zaranna asin sekilcilik. AIHS 6, Maddesine aykırı olabilir” denilmektedir. Bu nedenle esas yönünden inceleme yapılmaması geriye dönülemez zararlara neden olacağı gibi Irak a dönmem halinde bu sürecin hayatımı kaybetmem ile sonuçlanacağı korkusunu taşımaktayım.
Mahkeme kararı bu yönleriyle de hukuka ve usule aykırılık arz etmekte olup iptali gerekmektedir.
SONUÇ VE İSTEM :
Yukarıda arz edilen ve sayın mahkemenizce re’sen dikkate alacağı diğer sebeplerle:
Adli Yardım talebimin kabul edilmesini, … idare Mahkemesi’nin hukuka aykırı olarak verdiği tarihli ve Esas, Karar sayılı Kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılması, davanın kabulü ile yargılama masraflarının davalı idareye yüklenmesini arz ve talep ederim.
DAVACI
