ADANA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ’NE
DOSYA NO :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
KONUSU : Davacı vekilince sunulan 27 Kasım 2020 tarihli dilekçeye karşı beyanımızdır.
AÇIKLAMALAR
1- Davacı vekili 27 Kasım 2020 tarihli dilekçesi ile mahkemenizce “ kredinin kullanıldığı ve ipoteğin tapuya işlendiği tarih ile davacının1/2 hisseyi satın aldığı tarihin farklı tarihler olmasının” nedenini açıklamamızın istenmesi karşısında yapmış olduğumuz açıklama ve açıklamanın belgelendirilmesine yönelik sunmuş olduğumuz belgelerin “ yeni delil sunma olduğunu, savunmanın genişletilmesi anlamına geldiğini, HMK 140/5 maddesi uyarınca dayanıp sunmadığımız ve getirtilmesi için gerekli açıklamayı yapmadığımız ve bu nedenle tüm delillerden vazgeçmiş sayılmamıza karar verilmesini” talep etmiştir.
2-Davalı şirket vekilinin mahkemenize sunmuş olduğu dilekçe ve dilekçe içeriği hukuki mesnetten yoksun olduğu gibi davacının kötü niyetini de bir kez daha ortaya koymuştur ki sektöründe öncü olan bir şirketin imzaladığı bir sözleşmeyi dilekçemiz ekinde sunduğumuz sözleşme ile öğrendiğini beyan etmesi ise abesle işgal olup, sunmuş olduğumuz sözleşme, davacı şirket yetkilisinin kendi imzası ile imzalanmış ve tüm süreç davacı, müvekkil şirket yetkilisi, krediyi kullanmak için görüşmeleri yürüten yabancı finans kuruluşu yetkilisinin karşılıklı mailleşmelerinden kaynaklı olarak bilgimiz dahilindedir.
3- Mahkemenizde açılan davada davacı dava dilekçesinde dayandığı delillerde İTO kayıtllarını delil olarak bildirmiş tarafımızda banka kayıtlarını delil olarak bildirmişken ve karşı tarafın sunacağı delillere karşı delil sunma hakkımızı saklı tutarak tüm deliller demişken davacı tarafın üstelik mahkemece açıklamamızı istenen bir hususta yapmış olduğu itiraz ve beyanları hukuki değildir.
Şöyle ki;
HMK 140/5 “ Ön inceleme duruşmasında taraflara dilekçelerinde gösterdikleri ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başkaca yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verilir” olup, tarafımızca sunulan banka kaydı ve ito kayıtları madde amacına ve ruhuna uygun olup yeni delil değildir.
4-Ayrıca mahkemenin tarafımızca açıklamasını istediği husus “ davacının dava dilekçesinde dile getirdiği, davasının savunma argümanı ve delili olan bir hususta olmayıp mahkemenin kendiliğinden açıklamamızı istediği bir husus” olup, HMK. md 145 te şöyle bir imkanı taraflara tanımıştır.
“ Taraflar kanunda belirtilen süreden sonra delil gösteremezler ancak bir delilin sunulması sonradan ileri sürülmesi yargılamayı geciktirme amacı taşımıyorsa veya süresinde ileri sürülememesi ilgili tarafın kusurundan kaynaklanmıyorsa, mahkeme o delilin sonradan gösterilmesine izin verebilir”
5-Anılan maddenin madde gerekçesinde de “ Uygulamada davaların uzamasının temel sebeplerinden birinin de gereksiz yere yeni delil sunulması ve bu konuda taraflara verilen sürelere uyulmaması olduğu bilinmektedir. Maddenin ilk fıkrasıyla kanunda belirtilen sürelerden sonra davada yeni delil sunulmasının yasak olduğu kural olarak benimsenmiştir. Fakat iki istisna kabul edilmiştir. Yeni delil sunulması talebi yargılamayı geciktirme amacı taşımıyorsa veya delilin süresinde sunulmaması ilgili tarafın kusuru dışında bir sebebe dayanıyorsa, hakim gerekçesini de belirtmek suretiyle yeni delil sunulmasına izin verebilir. Bu şekilde delil sunma kuralına istisna getirilmesi, hukuki dinlenme hakkının tabii bir sonucudur” denilmekte olup anılan madde ve madde gerekçesi de davacının kötü niyetli beyanının hukuki mesnetten yoksun olduğunu ortaya koymaktadır ki müvekkilin sunduğu belgeler davacı ve davalının delil listesinde bildirdiği delillerin dosyaya getirtilmesi ve mahkemenin sorduğu soruya açıklama yapılırken, açıklamanın da hukuki zemine oturtulması anlamında HMK na uygun düşmektedir.
6-Açıkladığımız nedenlerle davacının itirazı hukuki mesnetten yoksun olup, davacının dava dilekçesinde yer alan iddianın da delili olmayıp mahkemece dosyaya sunulan ve getirtilen delillerden yola çıkarılarak esasa dair verilecek karara etkili bir hususun tespitiyle tarafımızca açıklanması istenen bir husustur ki kendi delil listesindeki müvekkil şirketin sicil kayıtların dosyaya celbi istenmiş ve sicil kayıtlarında da davacı şirket yetkilisi ve kullanılan kredinin müteselsil kefillerinden biri olan Mehmet Köseoğlu kredinin kullanıldığı tarih olan 15.05.2015 tarihinden öncesinde 29.04.2015 tarihinde müvekkil şirketin ½ hissedarı oluşu, hukuken kendisini korumaya almış oluşu ve buna ilişkin deliller yeni delil değil dosyaya sunulan delillerin toplanması olarak kabul edilecektir.
NETİCE VE İSTEM: Dilekçemizde arz ve izah olunan nedenler, sayın mahkemece resen nazara alınacak yasa maddeleri birlikte değerlendirilmek suretiyle,
Davacının hukuki mesnetten yoksun beyan ve taleplerinin reddine,
Tarafların tacir oluşu nedeniyle … tarihli Sulh Sözleşmesi’nin tarafları kesin olarak bağlayıcı bir sözleşme olması nedeniyle davacının açtığı davanın ve dava ile birlikte ileri sürdüğü tüm hususların hukuki mestten yoksun olması nedeniyle reddine,
Davanın reddine ve davacının kötü niyetli olarak açtığı takip ve dava nedeniyle %20 den az olmamak kaydıyla hakkında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine,
Yargılama giderleri ve ücreti vekaletin işbu davanın açılmasına sebebiyet veren davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini, saygılarımla bilvekale talep ederim. 08/12/2020
Davalı Vekili