İş Kazası İstinaf Dilekçesi

ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ HUKUK DAİRESİ’NE

Gönderilmek üzere

ADANA İŞ MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ’NE

Dosya No:

İSTİNAF YOLUNA BAŞVURAN DAVALILAR:

VEKİLİ:

DAVACI:

VEKİLİ:

KONU: X İş Mahkemesi’nin X tarihli ilamına karşı GEREKÇELİ İSTİNAF DİLEKÇEMİZİN sunulmasıdır.

AÇIKLAMALAR

1. Davacı vekili tarafından dava dilekçesi ile; davacı kurumun ölen sigortalı işçinin geride kalan hak sahiplerine yapılan ödemelerin davalıların meydana gelen iş kazasında kusur oranlarının belirlenmek üzere rücuen tahsili talep edilmiştir. Tazminat hukuku açısından kusur sorumluluğu esas olduğundan söz konusu iş kazasında müvekkillere atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığı da tarafımızca yerel mahkeme dosyasına sunmuş olduğumuz delil ve beyanlarımızla sabittir. Ancak mahkeme tarafından yapılan yargılamada bu hususlar değerlendirilmemiş ve hatalı bilirkişi raporlarına itibar edilerek davanın kabulüne ilişkin hüküm kurulmuştur. Yerel Mahkeme’nin kararı usul ve yasaya aykırı olup BOZULMASI gerekmektedir. Şöyle ki;

2. ÖNCELİKLE BELİRTMEK İSTERİZ Kİ YEREL MAHKEME TARAFINDAN YAPILAN İNCELEME SONUCUNDA VE BİLİRKİŞİ RAPORLARIYLA DA TESPİT EDİLDİĞİ ÜZERE ASIL İŞVERENİN DAVALI X VE ALT İŞVERENİN DAVALI MÜVEKKİL OLDUĞU SABİTTİR. Bu hukuki vasıflandırmaya katılmakta olup iş kazasının meydana gelmesinde asıl işverenin asli kusurlu kabul edilmesi gerekecektir. Bu husus bilirkişilerce ve yerel mahkemece kabul edilmesine rağmen sanki müvekkil şirket asıl işverenmiş gibi kusur oranı hesaplanmış ve hatalı kusur oranına itibar edilerek alacak hesap edilmiştir. Ancak iş kazasının meydana gelmesinde etkili olan tüm eksiklik ve kusurların tamamı asıl işveren X’e ait olup davalı müvekkil şirkete kusur atfedilmesinin kabulü mümkün değildir. Yargıtay İçtihatları gereğince de taraflar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunması halinde asıl sorumluluk asıl işverendedir. Asıl işveren ile alt işveren ilişkisine ilişkin açıklamalarımız doğrultusunda; kazanın meydana geldiği iş yerinde asıl işverenin emir ve talimatlarıyla iş yapan müvekkil şirket ile asıl işveren X’e aynı oranda kusur atfedilerek hüküm kurulması açıkça yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve yasaya aykırılık teşkil eder.

3. HÜKME ESAS ALINAN BİLİRKİŞİ RAPORLARI ARASINDA ÇELİŞKİ BULUNMAKTA OLUP ÇELİŞKİ GİDERİLEMEMİŞTİR. Sayın hakimliğiniz tarafından üç farklı bilirkişi heyetinden alınan raporlar arasında çelişki mevcuttur. Bilirkişi raporları arasında çelişki olması durumunda çelişki giderilmeden karar verilmemesi gerekmektedir. Yargıtay 3.Hukuk Dairesi 2013/18116 E. 2014/1449 K. 19.02.2014 tarihli ilamı ile de bu husus açıkça belirtilmiştir: “…Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez…”

4. GEREK HÜKME ESAS ALINAN ÇELİŞKİLİ BİLİRKİŞİ RAPORUNDA GEREK GEREKÇELİ KARARDA MÜVEKKİLE ATFEDİLEN KUSUR ORANININ HANGİ KRİTERLERE GÖRE BELİRLENDİĞİNE DEĞİNİLMEMİŞTİR. Bu sebeplerle de Yerel Mahkeme’nin hukuki dayanaktan yoksun olarak verilen kararının bozulması gerekmektedir.

5. İŞ KAZASININ MEYDANA GELMESİNDE MÜTEVEFFA İŞÇİ AĞIR KUSURLUDUR VE ASLİ KUSURLU OLARAK KABUL EDİLMELİDİR. İş kazasında asli kusurlu olan müteveffa işçiye %20 oranında kusur atfedilmiş ve hatalı kusur oranına itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Ancak aklı selim hiç kimse, karton kalınlığındaki eternitin üzerine çıkmaması gerektiğini bilir. Hiçbir işçi böyle bir harekette bulunmaz, hiçbir işveren de işçiyi böyle bir çalışmaya zorlayamaz. Ayrıca dosyada mevcut tanık beyanlarından da sabit olduğu üzere müteveffa işçi “bana bir şey olmaz” mantığıyla hareket ederek kendi ölümüne sebep olmuştur. Meydana gelen olay ne kadar elem ve üzücü olsa dahi işçinin ağır kusuru göz ardı edilemez. Buna rağmen kaza müteveffa işçinin ihmalkâr davranışı nedeniyle meydana gelmişken üstüne düşen tüm yükümlülükleri yerine getiren müvekkile daha fazla kusur atfedilmesi kabul edilemez.

SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle;

-Hukuka ve hakkaniyete aykırı olarak verilen Adana İş Mahkemesi’nin X Karar Sayılı ilamının BOZULMASINA,

-Yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini arz ve talep ederiz.

Yazar Hakk覺nda: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir