ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNE
GÖNDERİLMEK ÜZERE
HATAY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ ARACILIĞI İLE
ERZİN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE
Dosya No : 2015/… Esas, 2019/…. Karar
İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN
DAVALI : …………
VEKİLİ : ………….
DAVACI : ………………
VEKİLİ : Av. …………
KONU :Erzin 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin ….. tarih ve2015/…. E 2019/……. K sayılı kararının bozulması istemi ile istinaf nedenlerimizin sunulmasına ilişkindir.
AÇIKLAMALAR :
Erzin 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin ……… tarih ve ….. E ……. K sayılı kararı usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmektedir. Şöyle ki;
Sayın Yüksek Mahkeme; Yerel Mahkeme işbu dava dosyasını karara çıkarırken DAVACININ MALULİYETİNİN HANGİ ORANDA OLDUĞU NOKTASINDAKİ ÇELİŞKİYİ GİDERMEMİŞTİR. DSİ’nin yapmış olduğu ihaleyi alarak İsalı Deresinin ıslah çalışmasını yürüten müvekkil şirket işçilerinin dere yatağına yerleştirmek üzere getirmiş olduğu kaya parçalarına davacının çarpması neticesinde davacı yan yaralanmış ve bunun üzerine maddi ve manevi tazminat istemli işbu dava açılmıştır. Yerel Mahkemece Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından aldırılan maluliyet raporunda davacının maluliyet oranı %53 olarak tespit edilmiştir. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesinden verilen raporda ise maluliyet oranı %40 olduğu olarak tespit edilmiştir. Sayın Yüksek Mahkeme; Söz konusu raporlar arası çelişki giderilmeden yerel Mahkemece %53 maluliyet oranı dikkate alınarak hesap raporu aldırılmış , tahkikat aşaması bitirilmiş ve %53 maluliyet oranına göre davanın kabulüne karar verilmiştir. Yerel mahkeme maluliyet arasındaki çelişkiyi dosyayı Adli Tıp Genel Kuruluna göndererek (2. Üst Kurula) gidermesi gerekirken tahkikat aşamasını ivedi şekilde bitirmesi hukuka aykırıdır. Tarafımızca bu husus yerel mahkemeye izah edilmiş ancak yerel mahkeme itirazımızın reddine karar vermiştir. Tarafımızca da bu sebeple Erzin 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/33 Esas Sayılı dosyası ile maluliyet oranının tespiti davası açılmış ancak Erzin 1. Asliye Hukuk Mahkemesince bu hususu istinaf sebebi yapmamız gerektiği hususunda karar verilerek davamızı dava şartı yokluğundan usulden reddetmiştir. Buna ilişkin karar da dilekçemiz ekindedir. (Ek- Erzin 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/….Esas, 2019/….. Karar sayılı kararı) Ayrıca Mahkeme dosyasına davacı yanın fotoğrafları sunulmuş olup söz konusu fotoğraflardan da açıkça görüleceği üzere bırakın davacının %53 oranında maluliyetinin olmasını %40 oranında dahi maluliyetinin olması mümkün değildir.
Yüksek Mahkemenizce hukuka aykırı olan yerel mahkeme kararının bozulmasını önemle talep ediyoruz.
Ayrıca Yerel Mahkemece davacıya Sosyal Güvenlik Kurumunca bağlanan peşin sermaye değerli gelir bağlanıp bağlanmadığı araştırılmamıştır. Davacı yana peşin sermaye değerli gelir bağlanmış ise söz konusu gelirin maddi tazminattan düşümünün yapılması gerekmektedir. Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesi T. 18.9.2017 E. 2016/5052 K. 2017/7819 sayılı kararında; “….. Bu durumda mahkemece; davaya konu olay sebebiyle … Başkanlığı tarafından davacıya ödenen peşin sermaye değerli gelirin, 506 Sayılı Kanun kapsamında rücuya tabi olup olmadığı, rücuya tabi ise zarar sorumluları aleyhine rücu işlemi yapılıp yapılmadığı hususlarının araştırılması; anılan ödemenin rücuya tabi bir ödeme olduğunun tespiti durumunda, aynı zararın birden çok kez tazmini suretiyle sebepsiz zenginleşmeye yol açmayacak biçimde davacının hak kazanacağı tazminat miktarının belirlenmesi konusunda ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi de doğru görülmemiştir.” şeklinde karar vermiştir.
Yine Yerel Mahkeme kararının bozulmasını gerektiren bir başka husus hükme esas alınan aktüerya raporunda davacının 4 yıllık üniversite mezunu olduğu gözetilerek hesaplamanın yapılmış olmasıdır. Davacı yan 2 yıllık ön lisans mezunudur. Bu hususta da Yerel Mahkemeye gerekli itirazlarımız yapılmış olmasına rağmen itirazlarımız dikkate alınmamıştır. Yerel Mahkemece de davacı yanın 4 yıllık üniversite mezunu olduğu varsayılarak yapılan hesap hükme esas alınmıştır. Biz bu sebeple de yerel mahkeme kararının bozulmasını önemle talep ediyoruz.
Sayın Yüksek Mahkeme; Yerel Mahkeme kararının bozulmasını gerektiren bir başka husus da yargılama giderleri ile ilgili hükmün kısa kararda yer almamasıdır. Kısa karar hüküm bakımından eksiktir. Yüksek Mahkemenizce bu sebeple de yerel mahkeme kararının bozulmasını talep ediyoruz.
Yerel mahkemenin verdiği kararın gerçekle ilgisi olmadığı ve hukuk kurallarıyla bağdaşmadığı açık olup mahkemece verilen kararın bozulması adına tarafınıza başvurma zorunluluğu hasıl olmuştur.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda belirtilen ve resen dikkate alacağınız nedenlerle, Erzin 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin ……. tarih ve …….. E …….. K sayılı kararının bozulmasına karar verilmesini vekaleten arz ve talep ederim. 20.04.2019
DAVALI VEKİLİ
EK- Erzin 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/….. Esas, 2019/……. Karar sayılı