- TÜRK VATANDAŞLIĞININ TESPİTİ
Bir kimsenin vatandaşlığı konusunda tereddüt bulunması halinde bunu belirleme yetkisi içişleri Bakanlığına aittir. (TVK. md. 39) Türk Vatandaşlık Kanunu uyarınca vatandaşlığı kaybedenler “yabancı” statüsüne tabi oldukları halde, vatandaşlıktan çıkartılanların malları tasfiyeye tabidir. O halde öncelikle miras bırakanın ölüm tarihinde davacı Faruk’un vatandaşlık durumu kuşkuya yer bırakmayacak biçimde İçişleri Bakanlığından sorulup belirlenmesi, ölüm tarihinde vatandaşlığı kaybetmişse; yabancı durumunda olacağından; tabiyetinde olduğu ülke ile Türkiye arasında Tapu Kanunu 35. maddesine göre karşılıklılık (mütekabiliyet) koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması gerekir. Bunlar yapılmadan eksik araştırmayla yazılı olduğu şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. (Y. 2. HD’nin 29.09.2003 gün 10530-12257 s. kararı)
- DOĞUMLA TÜRK VATANDAŞLIĞINI KAZANMIŞ OLUP DA SONRADAN BAKANLAR KURULU’NDAN ÇIKMA İZNİ ALMAK SURETİYLE YABANCI BİR DEVLETİN VATANDAŞLIĞINI KAZANAN KİŞİLERİN HUKUKİ DURUMLARI
Davacı, malik bulunduğu taşınmazın tapu kaydında Mehmet Ali yazılı isminin Mehmet Ali olarak düzeltilmesini istemiş, mahkeme davacının Türk Vatandaşlığını kaybettiği, vatandaşlığı kaybeden kişinin mülk edinmesi, dolayısı ile mülk edinmeye dayalı bir tür dava açmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile davayı reddetmiştir.
Dosyada mevcut İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün 1.5.2000 tarih ve 034323 sayılı cevabi yazısından davacı Mehmet Ali’nin; 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 20. maddesi uyarınca, Bakanlar Kurulunun 23.10.1998 gün ve 98/10902 sayılı kararı ile Türk Vatandaşlığından çıkma belgesini teslim aldığı, 21.9.1998 tarihinde Kanunun 23. maddesi uyarınca Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığını kaybettiği, nüfus kütüklerindeki kaydının kapatılması için Erzurum Valiliğine 5.4.2000 gün ve 30158 sayılı yazıyla talimat verildiği anlaşılmış ve adı geçenin T.C. Vatandaşlığını muhafaza etmediğinin bildirildiği görülmüştür.
403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun ikinci bölümünde Türk Vatandaşlığının kaybı halleri hükme bağlanmış olup; Türk Vatandaşlığının yetkili makam karan yoluyla kaybı, buna ilişkin çıkma şartları ile müracaat mercii ve çıkma ve izin belgelerine ilişkin hükümler 20, 21 ve 22. maddelerde açıklanmış, 23. maddede ise Türk Vatandaşlığından çıkmanın hükmü belirtilmiştir,
Aynı Kanunun 7.6.1995 tarih ve 4112 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik “TV, Kaybın sonuçlan 1. Yabancı muamelesi ve saklı tutulan haklar” kenar başlıklı 29. maddesinde ise; “Bu kanun gereğince Türk vatandaşlığını kaybeden kişiler kayıp tarihinden başlayarak yabancı muamelesine tabi tutulur. Ancak, doğumla Türk Vatandaşlığım kazanmış olup da sonradan Bakanlar Kurulundan çıkma izni almak suretiyle yabancı bir devlet vatandaşlığını kazanan kişiler ve bunların kanuni mirasçıları Türkiye Cumhuriyetinin milli güvenliği ve kamu düzenine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla ülkede ikamet, seyahat, çalışma, miras, taşınır ve taşınmaz mal iktisabı ile ferağı konusunda Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam ederler. 33 ve 35. maddeler hükümleri saklıdır.” hükmü getirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün cevap yazışma göre davacının 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 20 ve 23. maddeleri gereğince Bakanlar Kurulunun izni ile Türk Vatandaşlığından çıktığı ve izin belgesini aldığı, aynı Kanunun 33 ve 35. maddelerinin davacı hakkında uygulanmasının da söz konusu olmadığı anlaşıldığından, Yasanın 29. madde hükmü nazara alınarak davacının davasının dinlenebilir olduğu gözetilmeksizin, anılan gerekçeyle davanın reddi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. oybirliğiyle karar verildi. (Y. 10. HD’nin 15.12.2000 gün ve 5272- 8476 s. kararı)