Arabuluculuk Telekonferans Talebi

Arabuluculuk sürecinde, tarafların fiziksel olarak bir araya gelmesi geleneksel bir uygulamadır. Ancak, günümüzde teknolojinin ilerlemesiyle telekonferans gibi iletişim araçları daha sık kullanılmaya başlanmıştır.

Türk Hukukunda, arabuluculuk sürecinde telekonferans yoluyla görüşmeler yapılabilmesi konusunda net bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu konuda henüz Adalet Bakanlığı veya Cumhurbaşkanlığı tarafından yayınlanmış bir duyuru mevcut değildir. Bu durum, uygulamada ve doktrinde farklı yorumlara neden olmaktadır.

Arabuluculukta Telekonferans Nasıl Yapılır?

Arabuluculukta telekonferans yöntemi 2024 yılı itibariyle her ne kadar tartışmalı olsa da, pratikte sıklıkla uygulanmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken, arabuluculuk görüşmeleri telekonferans yoluyla yapılıyorsa, telekonferans yöntemiyle katılan tarafın yetkili ve ehil olup olmadığının görüntülü arama yolu ile belirlenmesi gerekmektedir. Bu belirleme işleminin nasıl yapıldığı açıkça tutanağa yazılmalıdır.

Arabuluculuk süreci esnek bir süreçtir ve arabulucu tarafından sesli veya görüntülü görüşmeler yapılabilir. Arabulucu, ispat sorununu azaltmak için davet mektubunu yazılı olarak taraflara gönderir ve görüşmeye katılan kişilerden vekaletname, yetki belgesi ve imza sirkülerleri gibi temsil kabiliyetini kanıtlayan belgeleri yazılı olarak talep eder. Görüşmeler tamamlandıktan sonra, tutanaklar e-imza veya kargo ile ıslak imza ile imzalanır ve tutanaklar arabulucuya ulaştıktan sonra sisteme kaydedilir.

Telekonferans yoluyla yapılan arabuluculuk görüşmelerinde imza sorunun nasıl çözüldüğüne kısaca değinmem gerekirse:

Islak imzaların alınması için, tutanaklar kargo ile taraflara gönderilmekte veya arabulucu tarafından e-posta yoluyla gönderilen tutanaklar vekiller tarafından e-imza ile imzalanmaktadır. E-imza ile imzalanan tutanaklar, ıslak imza ile imzalanan tutanaklarla aynı nitelikte kabul edilmekte ve arabulucu tarafından görüşmenin tamamlandığına dair sisteme yüklenebilmektedir. Bu yöntemler, taraflar için zaman ve ekonomi açısından avantajlıdır. Bu sanal görüşmelerde iyi niyet esas alınmalıdır ve taraflar, arabulucuyu zor durumda bırakacak hukuka veya usule aykırı bir yöntem kullanmamalıdır.

Arabuluculukta Telekonferansın Faydaları

Telekonferansın arabuluculuk sürecinde kullanılmasının bazı avantajları bulunmaktadır. İlk olarak, zaman ve maliyet tasarrufu sağlayabilir. Tarafların farklı coğrafi bölgelerden gelmeleri durumunda, seyahat masraflarının ve zaman kaybının önüne geçilebilir. İkinci olarak, telekonferans yöntemiyle görüşmelerin gerçekleştirilmesi, arabulucuya ve taraflara daha fazla esneklik sağlayabilir. Özellikle, acil durumlarda veya beklenmedik olaylar nedeniyle fiziksel toplantıların gerçekleştirilememesi durumunda, telekonferans yöntemiyle görüşmelerin yapılabilmesi büyük bir avantaj sağlayabilir.

Arabuluculukta Telekonferansın Riskleri

Ne yazık ki, Türk Hukukunda 2024 yılı itibariyle telekonferans yöntemiyle görüşmelerin kullanılabilmesine ilişkin net bir düzenleme yoktur. Bu durum bazı hukuki sorunlara yol açabilir. Örneğin mahkemece arabuluculuk sürecinin usulüne uygun işletilmediği öne sürülerek işlemler iptal edilebilir, davanın reddedilmesi gibi olumsuzluklar ortaya çıkabilir.

Bir diğer yandan, teknik sıkıntılar veya bağlantı sorunları yaşanabilir, canlı olarak yüz yüze müzakerenin etkisi tam olarak telekonferansta hissedilmeyebilir.

Arabuluculuk Telekonferans Talebi Yargıtay ve Bölge (BAM) Kararları

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2485 E, 2019/1674 K numaralı kararında bu konuyla ilgili özet olarak aşağıdaki şekilde görüş belirtmiştir:

“Bölge adliye mahkemesi, işe iade davasında, davanın açılıp açılmadığının belirlenmesi amacıyla, telekonferans yöntemiyle gerçekleştirilen arabuluculuk işleminin geçerliliğini incelemiştir. Mahkeme, telekonferans yönteminin yasalarda düzenlenmediği ve telekonferansa katılan kişinin ehil ve yetkili olup olmadığının tespitinin mümkün olmadığı konularını dikkate alarak, telekonferans yoluyla yapılan arabuluculuk görüşmelerinde tutanak tarihinin belirlenmesi ve anlaşmazlık tarihinde yasal hak düşürücü sürelerle ilgili tereddüt durumlarında, bu süreleri içeren kişinin lehine yorum yapılması gerektiğini ifade etmiştir.”

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/2541 E, 2019/2294 K numaralı kararında bu konuyla ilgili özet olarak aşağıdaki şekilde görüş belirtmiştir:

“Davalının telekonferans yoluyla arabuluculuk görüşmelerine katıldığı belirlenmektedir. Arabulucu tarafından 8.1.2018 tarihinde son görüşme tutanağı düzenlendiği görülmektedir. Davacı vekili ise davalının tutanağı imzalamadığını, tutanak örneğinin kendisine verilmediğini, daha sonra davalı tarafça imza eksikliği tamamlandıktan sonra evrakın kendilerine 17.1.2018 tarihinde kargo ile gönderildiğini ve 22.1.2018 tarihinde de kendilerine ulaştığını, bu durumda işe iade davasını yasal süre içinde açtıklarını iddia etmektedir. Dosyada bulunan 18.1.2019 tarihli arabulucu tutanağı da davacının iddiasını doğrulamaktadır. Ancak davacının dilekçesine eklemesi gereken, tarafların imzalarını taşıyan, usulüne uygun düzenlenmiş ve uzlaşmaya varılamadığını belirten bir tutanak 9.1.2018 tarihinde mevcut değildir. Arabulucu tarafından 18.1.2019 tarihinde düzenlenen tutanak ve davanın açıldığı tarih doğrultusunda, davanın yasal süre içinde açıldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkeme kararı iptal edilmiştir.”

Arabuluculuk Daire Başkanlığının Görüşü

Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan “Ticari Uyuşmazlıklarda Dava Şartı Arabuluculuk” adlı kitapta, telekonferans yoluyla arabuluculuk görüşmelerinin yapılabileceği aşağıdaki şekilde ifade edilmiştir:

Özellikle tarafların bir araya gelmesinde fiili imkânsızlık bulunduğu ya da tarafların menfaatlerinin gerektirdiği hâllerde tarafların arabuluculuk görüşmelerini telekonferans yöntemiyle yürütmeleri mümkündür. Bununla birlikte, telekonferans yöntemi arabuluculuk sürecini bir formaliteye dönüştürmek amacıyla kullanılmamalı ve süreç yönetiminden sorumlu olan arabulucu da tarafların bu yöndeki taleplerini kabul etmemelidir.”

Telekonferans Arabuluculuk Tutanak ve Dilekçe Örneği

Telekonferans yoluyla arabuluculuk görüşmeleri gerçekleştirilmesi durumunda, görüşmelerin yazılı veya ses kaydı şeklinde dokümantasyonu oldukça önemlidir. Her bir görüşme için tarihi, saatleri, katılımcıların isimlerini, görüşmenin konularını ve herhangi bir alınan veya verilen kararı içeren dokümantasyon yapılmalıdır. Aşağıda 2 sayfadan oluşan örnek bir telekonferans arabuluculuk tutanak örneği bulacaksınız.

Sonuç

Sonuç olarak, günümüzün hızla değişen teknolojik gelişmeleri göz önüne alındığında, Türk Hukuku’nun arabuluculuk sürecinde telekonferans yöntemine ilişkin net bir düzenleme yapmasının gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bu konuda Birleşmiş Milletler Arabuluculuk Konvansiyonu (UNCITRAL) ve diğer ülkelerin örneklerinden faydalanmak ve bir mevzuat düzenlemesi yapmak, arabuluculuk sürecini geliştirebilir ve daha etkili bir şekilde kullanılmasına olanak sağlayabilir.

    • Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanlığı
    • Avukat Saim İncekaş
    • İncekaş Hukuk Bürosu
    • Mevzuat ve içtihatlar

    Sayfa dinamik bir konuyu ele almaktadır. Bilgiler en son 2024 Ağustos ayı itibariyle günceldir.

İlgili Kanunlar

Arabuluculuk Kanunu Madde 2 (Tanımlar)

Tanımlar

MADDE 2 – (1) Bu Kanunun uygulanmasında;

a) Arabulucu: Arabuluculuk faaliyetini yürüten ve Bakanlıkça düzenlenen arabulucular siciline kaydedilmiş bulunan gerçek kişiyi,

b) Arabuluculuk: Sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, tarafların çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması hâlinde çözüm önerisi de getirebilen, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyarî olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemini,

c) Bakanlık: Adalet Bakanlığını,

ç) Daire Başkanlığı: Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü bünyesinde oluşturulacak Arabuluculuk Daire Başkanlığını,

d) Genel Müdürlük: Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünü,

e) İdare: 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan idare ve kurumlar ile 5018 sayılı Kanunda tanımlanan mahalli idareler ve bu idareler tarafından kurulan işletmeleri, özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluşları, kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunların bağlı ortaklıkları, müessese ve işletmelerini, sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıkları,

f) Kurul: Arabuluculuk Kurulunu,

g) Sicil: Arabulucular sicilini, ifade eder.

Arabuluculuk Kanunu Madde 8 (Taraflarla görüşme ve iletişim kurulması)

Taraflarla görüşme ve iletişim kurulması

MADDE 8 – (1) Arabulucu, tarafların her biri ile ayrı ayrı veya birlikte görüşebilir ve iletişim kurabilir.

Arabuluculuk Kanunu Madde 15 (Arabuluculuk faaliyetinin yürütülmesi)

Arabuluculuk faaliyetinin yürütülmesi

MADDE 15 – (1) Arabulucu, seçildikten sonra tarafları en kısa sürede ilk toplantıya davet eder.

(2) Taraflar, emredici hukuk kurallarına aykırı olmamak kaydıyla arabuluculuk usulünü serbestçe kararlaştırabilirler.

(3) Taraflarca kararlaştırılmamışsa arabulucu; uyuşmazlığın niteliğini, tarafların isteklerini ve uyuşmazlığın hızlı bir şekilde çözümlenmesi için gereken usul ve esasları göz önüne alarak arabuluculuk faaliyetini yürütür.

(4) Niteliği gereği yargısal bir yetkinin kullanımı olarak sadece hâkim tarafından yapılabilecek işlemler arabulucu tarafından yapılamaz.

(5) Dava açıldıktan sonra tarafların birlikte arabulucuya başvuracaklarını beyan etmeleri hâlinde yargılama, mahkemece üç ayı geçmemek üzere ertelenir. Bu süre, tarafların birlikte başvurusu üzerine üç aya kadar uzatılabilir.

(6) Arabuluculuk müzakerelerine taraflar bizzat, kanuni temsilcileri veya avukatları aracılığıyla katılabilirler. Uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlayabilecek uzman kişiler de müzakerelerde hazır bulundurulabilir.

(7) Tarafların çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması hâlinde arabulucu bir çözüm önerisinde bulunabilir.

(8) Arabuluculuk müzakerelerinde idareyi, üst yönetici tarafından belirlenen iki üye ile hukuk birimi amiri veya onun belirleyeceği bir avukat ya da hukuk müşavirinden oluşan komisyon temsil eder. Komisyon, arabuluculuk müzakereleri sonunda gerekçeli bir rapor düzenler ve beş yıl boyunca saklar.

(9) Komisyon üyelerinin arabuluculuk faaliyeti kapsamında yaptıkları işler ve aldıkları kararlar sebebiyle açılacak tazminat davaları, ancak Devlet aleyhine açılabilir. Devlet ödediği tazminattan dolayı görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanan üyelere ödeme tarihinden itibaren bir yıl içinde rücu eder.

(10) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça yürürlüğe konulan yönetmelikle düzenlenir.

Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Madde 10 (Taraflar Görüşme ve İletişim Kurulması)

Arabulucu, tarafların her biri ile ayrı ayrı veya birlikte görüşebilir. Bu amaçla her türlü iletişim aracını kullanabilir.

Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Madde 17 (Taraflar Görüşme ve İletişim Kurulması)

Taraflarca kararlaştırılmamışsa arabulucu; uyuşmazlığın niteliğini, tarafların isteklerini ve uyuşmazlığın hızlı bir şekilde çözümlenmesi için gereken usul ve esasları göz önüne alarak arabuluculuk faaliyetlerini yürütür.

Bölge Mahkemesi Kararları

  • Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2485 E, 2019/1674 K numaralı kararı
  • Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/2541 E, 2019/2294 K numaralı kararı

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir