Ara Karardan Rücu/Dönülmesi Talebi Dilekçesi

Tüm hukuk davalarında olduğu üzere; hakim “ara kararından” kural olarak dönebilir ise de, bozmaya ilişkin karar, bu kuralın istisnalarından olduğu için dönemez ve eski kararında direnemez. Taraf lehine usulü kazanılmış hak oluşmuştur. Bu yazımızda hakimin ara karardan dönmesi konulu talep ve dilekçeleri bulabilirsiniz.

Ara Karardan Rücu/Dönülmesi Talebi Dilekçesi -1-


ADANA ( ) TÜKETİCİ MAHKEMESİNE

DOSYA ESAS NO:

DAVACILAR:

VEKİLİ                   : Avukat Saim İNCEKAŞ

DAVALI:

KONU: … tarihli duruşmada alınan .. no’lu ara karardan dönülmesi istemi.

AÇIKLAMALAR

Mahkemeniz nezdinde açmış olduğumuz davada talebimiz;

Davalı bankadan kullanılan kredi nedeniyle davalı sigorta şirketi nezdinde “hayat sigorta sözleşmesi” ile sigortalı müvekkillerin murisi ..’nin vefatı nedeniyle kredi borcundan davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğunun tesbiti olup, davalı sigorta şirketi tarafından murisin vefatının “sigorta teminatı dışında” olduğu savunulmuştur.

Uyuşmazlık konusu da; murisin vefatının kalp hastalığından kaynaklı olup olmadığı ve kalp hastalığından kaynaklı ise murisin bu durumu sigorta poliçesi düzenlenirken davalı sigorta şirketinden gizleyip gizlemediği noktasında toplanmaktadır.

Mahkemenizce, 0.0.2019 tarihli duruşmada; uyuşmazlığın çözümünün hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektirdiği gerekçesiyle bilirkişi raporu alınmasına ve giderlerin davacı avansından karşılanmasına, eksik olan 000,00 TL’nin davacı tarafça 2 haftalık kesin süre içinde mahkeme veznesine depo edilmesine, kesin süre içinde bu masrafın yatırılmaması halinde bu haktan vazgeçmiş sayılacağının ve dosya kapsamına göre karar verileceğinin ihtar edildiğine karar verilmiştir.

Oysa; TTK’nın 1409/2. maddesi “Sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya aittir” düzenlenmesini içermekte olup, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/11482 Esas, 2017/1224 Karar sayılı kararında  “… 6102 sayılı TTK’nın 1409. maddesinin 2. fıkrasında “Sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin ya da bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığının ispat yükü sigortacıya aittir” şeklinde düzenlenmiştir. Bu durumda somut olayda, sigortalı murisin poliçe tarihinden önce, vefat ettiği kanser hastalığı şikayetleri ile tedavi görüp görmediğinin, bu durumu bilip bilmediğinin ispat yükü davalı sigorta şirketine aittir. Dosyadaki mevcut belgeler bu durumu ispata yeterli değildir. O halde, mahkemece murisin bulunduğu yerdeki hastanelere yazılarak poliçe tanzim tarihinden önce ölümüne sebep olan hastalıktan dolayı müracaatı olup olmadığı, tedavi görüp görmediği araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.” Aynı şekilde yine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2014/23577 Esas.,  2017/5650 Karar sayılı kararında “…6102 sayılı TTK’nın 1409. maddesinin 2. fıkrasında “Sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin ya da bazılarının … teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya aittir” şeklinde düzenlenmiştir. Bu durumda somut olayda, rizikonun teminat dışında kaldığını, sigortalı araç sürücüsünün alkollü olduğunu ispat yükü davalı şirketine aittir. Dosya kapsamına göre, davacının işleteni olduğu, davalıya kasko sigortalı otomobilin yaralamalı ve maddi hasarlı çift taraflı kazaya karıştığı, dava dışı sürücü … yanında yolcu olarak bulunan dava dışı bayan arkadaşı …’ın yaralanması nedeniyle kaza yapan otomobili olay yerinde bırakarak arkadaşını taksi ile hastahaneye götürdüğü, bu sırada polis ekiplerince aracın bulunduğu yerden çekildiği anlaşılmaktadır. Olay anında ve sonrasında sürücü …’nın alkollü olduğuna dair bir ölçüm bulunmadığı gibi, bu yönde bir beyan da bulunmamaktadır. Öte yandan yaralandığı dosya kapsamına göre sabit olan dava dışı yolcu …’ın gittiği ilk hastahanede düşerek yaralandığını beyan etmesi, sigortalının doğru beyan yükümlüğüne aykırı davrandığı sonucuna ulaşılamaz ve ispat yükü bu halde yer değiştirmez. Bu halde, ispat yükü kendisine düşen davalı … şirketi; dava dışı araç sürücüsünün alkollü olduğunu yani rizikonun teminat dışında kaldığını ispat edemediğine göre davanın kabulü gerekirken hatalı yorum ve yanlış gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir…” şeklinde karar verilmiştir.

6100 sayılı HMK’nın 324/1. maddesi “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır.” düzenlemesini içermekte olup, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/422 E., 2018/114 K. Sayılı ilamında da belirtildiği üzere “Gider avansından farklı olarak delil avansı ise delillerin ibrazı, ilgili yerlerden getirtilmesi, tanıkların (ve gerekirse bilirkişilerin ya da uzmanların) dinlenmesi için gerekli olan masrafların karşılanması için yatırılan paradır (Atalay, Pekcanıtez Usul, s.2400). DELİL AVANSI, O DELİLLE İDDİASINI İSPATLAYACAK TARAFÇA YATIRILMALIDIR.”

Bu durumda; murisin vefatının sigorta teminatı dışında olduğuna, yani kalp rahatsızlığı nedeniyle ölümün gerçekleştiğine yönelik iddianın TTK’nın 1409/2. maddesi gereğince davalı tarafça ispat edilmesi gerektiğinden davalı sigorta şirketinin bilirkişi deliline başvurması nedeniyle delil avansının o delile yani bilirkişi deliline başvuran davalı sigorta şirketi tarafından yatırılması gerekmektedir. Bu nedenle, mahkemece .. nolu ara karardan dönülerek bilirkişi masraflarının davalı tarafça yatırılmasına karar verilmesini talep etmekteyiz. 

                                                                    Davacılar Vekili

                                                              Av.

Ara Karardan Rücu/Dönülmesi Talebi Dilekçesi -2-


X ASLİYE 1. HUKUK  MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ’NE

GÖNDERİLMEK ÜZERE

X NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ’NE

Esas No:2006/112

DAVALILAR                     :

VEKİLİ                               :

DAVACI                            :

VEKİLİ                               :

KONU                               : Mahkemenizin 08.02.2007 tarihli ara kararından rücu edilmesine karar verilmesi talebimizdir.

AÇIKLAMALAR

1) Mahkemenizin 08.02.2007 tarihli ara kararında yer alan “bu tür uyuşmazlıklarla karşılaşma oranı da değerlendirilerek dosyanın Bilirkişi incelemesi için nöbetçi İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi” yönünde ki karar, 10 yılı aşkın süredir devam eden, verilen kararların 2. kez Yargıtay’ca usule ve esasa ilişkin gerekçelerle bozulan dava konusu uyuşmazlığın çözülmesini geciktirmeye yöneliktir.

2)   Müvekkil 10 yıldır bu dava sebebiyle maddi ve manevi zarara uğramış ve uğramaya devam etmektedir. 1.000.000.-YTL den fazla miktarda menkul ve gayrimenkulü tedbirli ve hacizlidir.  Müvekkil davanın bir an önce sonuçlanmasını istemektedir.

08.02.2007 tarihli duruşmada sözlü olarak ta belirtmiş ve talep etmiş olduğumuz gibi, Yargıtay’ın bozma ilamı çok açık ve gerekçeli olup, bozma ilamı uyuşmazlıkla ilgili olarak hazırlanacak Bilirkişi Raporlarının nasıl hazırlanması gerektiğini açık bir şekilde belirtmiştir.

Ara kararda Yapılacak bilirkişi incelemesinde ve bilirkişi seçiminde dosyanın İstanbul’a gönderilmesinde “bu tür uyuşmazlıkla karşılaşma oranının az veya fazla olması” hususunun dikkate alınmasının hiçbir önemi yoktur. Bu karar yargılamanın uzamasından başka hiçbir fayda sağlamayacaktır.

3)  Duruşmada  talep etmiş olduğumuz gibi dosyanın yerel bilirkişilere gönderilmesi yargılamanın bir an önce bitirilmesi açısından önem arz etmektedir. Kaldı ki dosya içerinde yer alan  ilk yerel Bilirkişi  raporu bozma ilamına en uygun rapordur. Aksi durumda yargılama gereksiz yere uzayacak ve müvekkilin mağduriyeti devam edecektir. Yargıtay’ın bozma ilamlarından da anlaşılacağı üzere 10 yıllık süre içerisinde dosya içerinde alınan kararlar ve konulan tedbirler hukuki dayanaktan yoksun olup, usule aykırı işlemlerle yargılama uzatılmıştır.

NETİCE VE TALEP          : Yukarıda izaha çalıştığımız nedenlerle;

Mahkemenizin 08.02.2007 tarihli ara kararında yer alan “bu tür uyuşmazlıklarla karşılaşma oranı da değerlendirilerek dosyanın Bilirkişi incelemesi için  nöbetçi İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi” yönünde ki ara kararından rücu edilmesine ve dosyanın Bilirkişi incelemesi için yerel bilirkişiye gönderilmesine, kararın taraflara tebliğine karar verilmesini arz ve talep ederim. tarih

                                                                                                       Davalılar  Vekili

                                                                                                                  Av.

Ara Karardan Rücu/Dönülmesi Talebi Dilekçesi -3-


X ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE

DOSYA NO         :

DAVACI               :

VEKİLİ                :

DAVALI               :

KONU                   : Ara karardan dönülmesi ve dosyanın ek rapor alınması için bilirkişiye tevdi talebidir.

AÇIKLAMALAR  :

Sayın Mahkemenizce … tarihli celsede verilen 2 numaralı ara karar ile tarafımıza ıslah dilekçesi sunmak ve harç makbuzunu ibraz etmek için iki haftalık mehil verilmiştir.

İşbu dosya kapsamında müvekkilin hak ettiği destekten yoksun kalma tazminatının hesabı için 12/10/2017 tarihinde Bilirkişi Raporu alınmış olup söz konusu raporda müvekkilin hak ettiği destekten yoksun kalma tazminatı miktarının 319.161,42 TL olduğu tespit edilmiştir. Ancak işbu dosya kapsamındaki beyanlarımızdan görüleceği üzere daha evvel davalı kurumca müvekkile ödeme yapılmıştır. Ancak MÜVEKKİLE YAPILAN ÖDEME DOSYA KAPSAMINDA ALINAN BİLİRKİŞİ RAPORUNDA DİKKATE ALINMAMIŞTIR. BU NEDENLE RAPORDA BELİRLENEN HATALI ALACAK MİKTARINA GÖRE TARAFIMIZCA ISLAH YAPILMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR. Buna ek olarak, müvekkile davalı kurum tarafından daha evvel yapılan ödemenin bilirkişi raporunda yer verilen alacak miktarından düşülmesi teknik hesaplamalar yapılmasını gerektiren bir husus olduğundan raporda belirlenen rakam üzerinden müvekkilin alacak hesabının tarafımızca yapılabilmesi de mümkün değildir.

Açıklanan nedenlerle MÜVEKKİLİN ALACAĞININ DAHA EVVEL YAPILAN ÖDEME DÜŞÜLEREK HESAPLANMASI AMACIYLA DOSYANIN EK RAPOR ALDIRILMAK ÜZERE BİLİRKİŞİYE TEVDİ gerekmektedir.

Dosyanın geldiği aşama itibariyle müvekkilin alacağının tam ve net olarak hesap edilmemiş olduğu göz önünde tutulduğunda bu aşamada hatalı alacak belirlemesine dayalı yapılacak ıslah işlemi de hukuka uygun olmayacağından Mahkemenizce 06/11/2019 tarihli celsede tarafımıza ıslah dilekçesi sunmak ve harç makbuzu ibraz etmek üzere mehil verilmesi yönündeki ara karardan dönülmesini talep ederiz.

NETİCE VE İSTEM: Yukarıda izah edilen nedenlerle 06/11/2019 tarihli celsede verilen 2 numaralı ARA KARARDAN DÖNÜLMESİNE VE DOSYANIN EK RAPOR HAZIRLANMAK ÜZERE BİLİRKİŞİYE TEVDİNE karar verilmesini vekaleten arz ve talep ederiz.

Saygılarımızla.

DAVACI VEKİLİ

Adana – Avukat Saim İNCEKAŞ

Ara Karardan Rücu Dilekçesi 4

ADANA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ NE

Dosya No        :

Davacı             :  

Vekili              :

Davalı             :

Konu               : Ara karardan rücu edilmesi talebimiz hk.

Açıklamalar     :

26.3.2021 TARİHLİ ARA KARAR İLE; … Aile Mahkemesinin ……E. sayılı dosyasındaki dava konusunun katılma alacağına ilişkin olması nedeniyle davacıya şahsi bir talep hakkı verdiği, davacının iş bu davada şahsi talep hakkının tahsilini sağlamak için tasarrufun iptalini talep etmediği, kaldı ki bu halde bile … Asliye Hukuk Mahkemesinin …………. esas sayılı dosyasında derdest dosya bulunduğu, taşınmazın BK 19. kapsamında ayni hakka dayalı olarak tasarrufun iptali talep edebilmek için davacının korunmaya değer bir hukuki menfaatinin bulunması gerektiği, davalı …’nın kısıtlı olduğu dönemdeki tasarrufların iptalinde davacının korunmaya değer menfaatinin bulunduğu yaklaşık olarak ispat edilememesi gerekçesiyle ihtiyati tedbir kararı kaldırılsa da  bu gerekçe hukuki dayanaktan yoksundur. Şöyle ki;

Mahkeme nezdinde de belirtildiği gibi işbu davada ispat aranmaktadır. Davamızın haklı gerekçelere dayandığı ve delillerle ispat edildiği açıktır.

……… 1. Aile Mahkemesinin ……. E. sayılı dosyası Yargıtay 8. HD’nin …….E. sayılı dosyası derdesttir ve mal tasfiyesi davası süre içerisinde 2015 yılında işbu taşınmaza ilişkin tedbir kararı hiçbir gerekçe sunulmadan kaldırılmıştır.

Uyuşmazlığa konu işbu taşınmaz; … hakkında kısıtlılık kararı varken muvazaalı olarak devredilmiştir. Yani devir işlemi …..1. Sulh Hukuk Mahkemesi ……… E. sayılı dosyasında 2018 yılına kadarki kısıtlılık kararı varken gerçekleşmiştir.

Önemle belirtmek isteriz ki, ….1. Aile Mahkemesi Hakimliğince ……. E. sayılı dosyada mal rejimine konu olan işbu davadaki taşınmaza ilişkin 2017/79 Talimat dosyasıyla alınan Bilirkişi raporu ile … TL gelir olarak hesaplanmıştır. Bu hesaplama Aile Mahkemesince bile göz ardı edilmiş ve bilirkişi raporu alınmamış gibi bir tavır sergilenmiştir. Müvekkil, bu husus hakkında gerekli ve ilgili yerlere şikayette bulunmuştur.

Somut bilgiler ışığında daha önce kaldırılan tedbir kararı sonucu muvazaalı olarak satış gerçekleştiği ortadadır. Kısacası, bu sebeple müvekkilin hakkına kavuşması gecikmektedir.

Karşı taraf vekilinin de iddiaları yerinde değildir. Çünkü … Asliye Hukuk Mahkemesi …… E. ile …..2. Asliye Hukuk Mahkemesi …… E. sayılı dosyaların konuları tamamen birbirinden farklıdır. Derdestlik; aynı davanın daha önceden açılmış ve devam eden halidir ve bu durum HMK’da artık bir dava şartı olarak belirtilir. Aynı dava ise tarafları, sebebi ve konusu aynı olan davaları ifade etmek için kullanılmaktadır. Dolayısıyla derdestlik iddiasında da bulunulamaz. Karşı taraf vekilinin iddialarının aksine müvekkilin işbu davada hukuki yararı bulunmaktadır.

Müvekkilin açmış olduğu sözü geçen davalar celp edilip konuları da incelenince işbu huzurda görülmekte olan davayla ilgisi olmadığı açıkça ortaya çıkacaktır. Bu nedenle de …… Asliye Hukuk Mahkemesi … E. ile …2. Asliye Hukuk Mahkemesi … E. sayılı dosyaların celbini talep etmekteyiz.

  • Mahkemenizin … tarihli duruşmasının 1 no’lu ara kararı gereğince davalı vekilinin ihtiyati tedbire itirazının kabulü ile … İli, … İlçesi, . Mahallesi, ….ada, …. parsel üzerindeki ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, ilişkin ara karar oluşturulmuştur.
  • Aynı tarihli duruşmanın 2 nolu ara kararı gereğince de tedbirin kaldırılması için ….. Tapu Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına karar verilmiştir
  • Ancak mahkemeniz tarafından düzenlenen duruşma zaptında davacı vekiline ihtiyati tedbirin kaldırılmasına ilişkin itirazlarımızın sunulması hakkında 2 hafta süre verilmiştir.
  • Yukarıda izah edildiği üzere mahkemenizce ihtiyati tedbirin kaldırılmasına ilişkin itirazlarımızın sunulması hakkında 2 hafta süre karar verilmiş olmasına rağmen tedbirin kaldırılması için Manavgat Tapu Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına karar verilmesinden dolayı 25.03.2021 tarihli duruşmanın 2 nolu ara kararından rücu edilmesi gerekmektedir. 
  • SONUÇ OLARAK, İHTİYATİ TEDBİR TALEBİMİZİN REDDİNE DAYANAK TEŞKİL EDEN ….. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NİN ……. E. SAYILI DERDEST DOSYASINA İLİŞKİN KARAR HENÜZ KESİNLEŞMEMİŞ OLMAKLA BERABER MAHKEMENİZİN … TARİHLİ ARA KARARI İLE AÇIKLANAN KORUMAYI SAĞLAYAMAMIŞTIR.  BAHSİ GEÇEN DAVALARIN İŞBU HUZURDA GÖRÜLMEKTE OLAN DAVA İLE İLİŞKİSİ OLMADIĞINDAN VE MÜVEKKİLİN HUKUKİ MENFAATİ BULUNDUĞUNDAN, İSPATA KONU OLAN DAVAYA İLİŞKİN DELİLLER İBRAZ EDİLMİŞ OLDUĞUNDAN İLGİLİ DOSYLARIN CELP EDİLMESİNİ TALEP ETMEKTEYİZ. BU NEDENLERLE İTİRAZLARIMIZ DOĞRULTUSUNDA İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN REDDİNE İLİŞKİN KARARIN KALDIRILARAK İŞBU DAVAYA KONU TAŞINMAZIN HUKUKA AYKIRI DEVRİNİN ÖNÜNE GEÇİLEBİLMESİ İÇİN BU KONUDA İHTİYATİ TEDBİR KARARININ DEVAM EDİLMESİNE KARAR VERİLMESİNİ TALEP EDERİZ.

Netice-i Talep: Arz ve izah edilen vech ile;

Mahkemenizin tarihli duruşmanın 1 no’lu ara kararı gereğince davacı vekiline ihtiyati tedbirin kaldırılmasına ilişkin itirazların sunulması için 2 haftalık süre içerisinde verilmesinden dolayı bu maddi hatanın düzeltilmesini,  mahkemenin 2 no’lu ara kararından rücu edilmesini bilvekale arz ve talep ederiz.

Davacı Vekili

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir