Tüketici mahkemesi tazminat davasına cevap dilekçesi örneği

Tüketici mahkemesi tazminat davasına cevap dilekçesi örneği

X TÜKETİCİ MAHKEMESİNE

DOSYA NO    :.

DAVAYA CEVAP VEREN/

DAVALI         :

DAVACI        

KONU            : Davaya cevaplarımdan ibarettir.

AÇIKLAMALAR

1-HUSUMET İTİRAZIM AÇISINDAN:

Davacı davasını işbu dava dosyası kapsamında davasını açarken davalı olarak Cebim Bilişim Elektro Market ve Elektro Marketim olarak açmıştır. Daha sonra 08.11.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile davalının “…………..” olarak düzeltilmesini talep etmiştir. Ancak davalı gösterilen şekilde bir tüzel kişilik mevcut değildir. Ben davaya ilişkin tebligatın tarafıma yapılması nedeniyle işbu davaya cevap verme gereği duydum.

Yargıtay HGK 2013/13-439 E. , 2013/1595 K. Sayılı ilamında “Bir sübjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek olan kişi, o hakka uymakla yükümlü (borçlu) olan kişidir (davalı sıfatı, pasif husumet ehliyeti). Örneğin, bir alacak davasında davalı olma sıfatı o alacağın borçlusuna aittir. Alacak davası, o alacağın borçlusundan başka bir (üçüncü) kişiye karşı açılırsa, davalının davalı (borçlu) sıfatına sahip olmadığından (sıfat yokluğundan, husumetten) dolayı reddedilir. Sıfatın usul hukuku bakımından önemi (usul hukukunu ilgilendiren yönü) şudur: Bir davanın tarafları (veya taraflardan biri) o davada gerçekten (davacı veya davalı olarak) taraf sıfatına sahip değilse, mahkeme, dava konusu hakkın esası (mevcut olup olmadığı) hakkında inceleme yapıp karar veremez. Mahkeme, davanın sıfat (husumet) yokluğundan reddine karar verir. Bu karar, davanın mesmu olmadığına (dinlenemeyeceğine) ilişkin bir karar olmayıp, gene davanın esasına ilişkin bir karardır (taraf olarak gösterilenlerden birinin taraf sıfatının bulunmadığını tespit eden bir karardır).”

3- Meydana gelen olay nedeniyle üzüntü ve keder duyulması, manevi tazminata hükmedilebilmesi için yeterli değildir. Zira haksız fiil nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için haksız fiille birlikte manevi zararın doğması, manevi zarar ile fiil arasında uygun illiyet bağının bulunması ve davalının sorumlu olmasını gerektiren bir kusurun varlığı koşullarının bir arada bulunması gerekmektedir. Bu durumla ilgili Yargıtay 13.HD. 12.06.2014 Tarih, 2014/2737 E. 2014/18863 K. Sayılı kararı “… Olay nedeniyle üzüntü duyulması doğal olup, kişilik haklarının zedelenmesi sonucunu doğurmaz. Mahkemece manevi tazminat isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken bu kalem isteğinde kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.” Şeklindedir. Davacı taraf bu şartların gerçekleştiğini ispata muhtaçtır.

Yargıtay 3.HD. 07.06.2012 Tarih, 2012/11299 E. Ve 2013/14561 K. Sayılı ilamında “ … Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. Maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı

gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Davaya konu olayda; olayın oluş biçimi, kusur durumu, olayın özellikleri, ekonomik olgular ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde mahkemece takdir olunan manevi tazminat miktarı TMK’nun 4. Maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine göre de çok fazladır.”

Yukarıdaki belirtmiş olduğumuz itiraz ve cevaplarımız doğrultusunda haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini talep etmek zarureti hasıl olmuştur.

HUKUKİ NEDENLER : TBK,HMK ve ilgili yasal mevzuat

DELİLLER : Tanık, Yemin, Bilirkişi İncelemesi, Yargıtay Kararları, Her türlü yasal delil.

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan tüm nedenlerle haksız ve hukuka aykırı davanın DAVANIN REDDİ İLE yargılama giderlerinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ederim.

Adana Avukatı – Avukat Saim İNCEKAŞ

  • İlk yayınlanma tarihi: 02 Aralık 2019

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bize WhatsApp'tan ulaşın!