İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
İLGİLİ HUKUK DAİRESİ’NE
Gönderilmek üzere
İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
SAYIN HÂKİMLİĞİ’NE
Gönderilmek Üzere
İZMİR ( ) ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
SAYIN HAKİMLİĞİ’ NE
TEHİRİ İCRA TALEPLİDİR
DOSYA NO :
DAVALI :
VEKİLİ : Avukat Saim İNCEKAŞ
DAVACI :
VEKİLİ :
TALEBİN KONUSU :Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 2018/4 Esas 2018/ Karar, 2018/İ- 2018/İHK- 12.03.2019 tarihli itiraz hakem heyeti kararı
AÇIKLAMALAR :
Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından görevlendirilen hakem heyeti tarafından oluşturulan karar, mevzuata ve uygulamalara aykırı bir şekilde tesis edilmiş olup 2018/İHK-411 01.03.2018 tarihli İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen hükmün kaldırılmak suretiyle tümden reddi gerekmektedir. Şöyle ki;
- %6,3 MALULİYET ORANI UYGUN DEĞİLDİR. DAVACININ KALICI SAKATLIĞI BULUNMAMAKTADIR.
Başvuranın Sayın Komisyona sunduğu 05.05.2016 tarihli Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi raporuna göre %6,3 oranında meslekte kazanma gücü kaybı olduğu belirlenmiştir. Bu rapor teyit amaçlı medikalimize gönderilmiştir. Medikal incelemede davacının kalıcı iş göremezliğinin bulunmadığı belirlenmiştir.
Bu sebeple tek taraflı maluliyet raporunun hükme esas alınmasını kabul etmiyoruz.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/844 E. ve 2017/2631 K. sayılı kararına göre;
- SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU TARAFINDAN EKSİK İNCELEME YAPILMIŞTIR.
Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından yapılan inceleme eksiktir. Başvuru sahibi tarafından 05.05.2018 tarihinde (başvuru tarihi olan 05.12.2018 öncesi) alınan maluliyet raporu Sayın Komisyon’a sunulmuştur. Bunun üzerine komisyonca herhangi bir maluliyet raporu alınmaksızın, söz konusu maluliyet raporu karara esas alınmış, dolayısı ile eksik inceleme yapılmıştır.
İşbu dosyada maluliyet raporu alınmadan davacının hasar sırasında konu etmiş olduğu 05.05.2016 tarihli %6,3 oranındaki maluliyet raporunun baz alınması kesinlikle hatalıdır.
Gerek Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında gerekse ADLİ TIP KURUMU KANUNU açıkça belirttiği üzere maluliyetin tespitine yönelik Adli tıp 3. İhtisas dairesinden rapor alınması gerekmekteyken eksik inceleme yapılarak karar verilmesi bozma sebebidir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 04.10.2012 tarihli 2016/8233 E. ve 2016/7686 K. sayılı kararına göre;
- EKSİK İNCELEMEYE DAYALI MALULİYET RAPORU ESAS ALINARAK TAZMİNAT HESABINDA BULUNULMASI HUKUKA AYKIRIDIR.
Hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda başvuranın dosyaya sunmuş olduğu Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nden alınan davacıda %6,3 oranında maluliyet olduğu gösterir Engelli Sağlık Kurulu raporu dikkate alınmıştır. Cevap dilekçemizde de belirttiğimiz üzere dosyaya sunulan engelli sağlık kurulu raporu hükme esas alınacak nitelikte değildir, zira söz konusu rapor hem Üniversitenin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınmamış hem Sayın Komisyona başvurulmadan önce tek taraflı olarak alınmış hem de raporda belirtilen maluliyet oranı medikal firma tarafından uygun bulunmamış, başvuranın maluliyetinin bulunmadığı belirlenmiştir. (Ek 1: Medikal firma görüşü) Buna rağmen bilirkişi hesap raporunda Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi tarafından tespit edilen maluliyet oranı üzerinden hesaplama yapılmış, bu doğrultuda hüküm kurulmuştur.
İşbu itiraz dilekçemiz ekinde sunulan Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 30.03.2016 tarihli, 2016/8233 Esas ve 2016/7686 sayılı kararında işbu başvurudaki itiraz konusu ayrıntılı olarak incelenmiş ve şu kanaate varılmıştır; “Davacı vekilince dosyaya sunulmuş olan maluliyet raporuna itiraz edilmiş olup hasar dosyasında yaptırdıkları medikal eksper incelemesine göre raporun güvenirliliği olmadığı savunulmuştur. Mahkemece hükme esas alınan maluliyet raporu davacı tarafça kişisel müracaat sonucunda tek taraflı sunulan delillerle hazırlandığından ve davalı tarafın delilleri nazara alınmadığından somut olayın şartlarına göre söz konusu sağlık kurul raporu hükme esas alınmaya yeterli değildir.
Bu durumda mahkemece kazayla ilgili tüm tedavi evrakları celbedilerek yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında davacıda meydana gelen maluliyet oranının tespit edilmesi, geçici iş göremezlik süresinin belirlenmesi ve davacının iyileşme döneminde bir başkasının sürekli bakımına muhtaç olup olmadığının tespit edilmesi için Adli Tıp Kurumu’ndan denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.”
Yukarıdaki kararda, kişisel müracaat sonucunda tek taraflı alınmış sağlık kurulu raporunun kesinlikle kabul edilemeyeceği belirtildiği gibi, medikal eksper incelemesine göre RAPORUN GÜVENİRLİLİĞİ OLMADIĞI SAVUNULDUĞU taktirde maluliyet bilirkişi raporu olarak Adli Tıp Kurumu raporu ya da Üniversite Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı raporu dışında hiçbir raporun kabul edilmemesi gerektiği açıkça belirtilmektedir. İtirazımıza konu kararda Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen raporun Üniversitenin Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenmemiş bir rapor olması sebebiyle kanuna ve Yargıtay kararlarına aykırı tesis edilen işbu kararın bozulması gerekmektedir. Zira Yargıtay kararında; “Üniversite Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen rapor dikkate alınmalıdır” denilmektedir.
BUNUN NEDENİ İSE Üniversitelerin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınmayan HASTANE RAPORLARINDA DAVACININ RAHATSIZLIĞI İLE KAZA ARASINDA İLLİYET BAĞININ OLUP OLMADIĞI HUSUSUNUN ARAŞTIRILMIYOR OLMASIDIR.
Tüm bu nedenlerle medikal firma tarafından maluliyet oranının yüksek bulunduğu ve başvuran tarafından tek taraflı başvuru yolu ile alınan Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi raporunun karara dayanak teşkil etmesi Yargıtay içtihatlarına aykırıdır.
- VEKALET ÜCRETİ HAKKINDA;
TARAFLAR LEHİNE HÜKMEDİLECEK VEKÂLET ÜCRETİ HER İKİ TARAF BAKIMINDAN GÖZ ÖNÜNE ALINMASI GEREKEN BİR ÜCRET OLUP ALEYHİMİZE HÜKÜM KURULMASI HALİNDE BAŞVURAN VEKİLİ LEHİNE AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİNDE BELİRLENEN VEKALET ÜCRETİNİN 1/5’İNE HÜKMEDİLMESİNİ TALEP EDERİZ.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/11893 Esas, 2017/7995 Karar ve 20.09.2017 tarihli kararında avukatlık ücretinin 1/5’ine hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile kararın düzeltilerek onanması yönünde hüküm kurulmuştur;
“..19.01.2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazetede yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16 ncı maddesinin 13 üncü fıkrasına “(13)(Ek:RG-19/1/2016-29598)tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beste biridir.” hükmü eklenmiştir. Heyetçe verilen 12.02.2016 tarihli kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime Iliskin Yönetmeliğin 16.13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT’nin 13. maddesi gereğince hesaplanan 15.550,00 TL vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tam nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki, yukarıda (2) numaralı bentte belirtilen nedenler bozma nedeni ise de, bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/II. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HMUK’nın 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.”
Avukatlık ücretinin 1/5’ine hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile kararın bozulması yönünde Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin E. 2016/64, K. 2016/1453 ve 15.02.2016 tarihli kararı da bulunmaktadır.
Ayrıca Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin E. 2016/1573, K. 2016/7620 Ve 29.09.2016 tarihli kararında da, Sigortacılık Kanunu’nun 30/17. hükmü uyarınca talebi kısmen veya tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücretinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin beşte biri olacağı ve HER İKİ TARAF BAKIMINDAN da uygulanacağı belirtilmiştir.
Yukarıda yer alan beyanlarımız doğrultusunda başvuran vekili lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin 1/5’ine hükmedilmesini talep ederiz. Aksi halin kabulü BOZMA nedeni teşkil etmektedir.
NETİCE VE TALEP: Yukarıda belirtilen sebepler ve gerekçelerle resen nazara alınacak hususlar dikkate alınarak yerel mahkeme tarafından verilen hükmün kaldırılmak suretiyle davanın tümden reddine karar verilmesini arz ve talep ederim.
Davalı
SİGORTA A.Ş.
Vekili
İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
SAYIN HÂKİMLİĞİ’NE
2018/ 2070 D. İş
Gönderilmek Üzere
( ) ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
SAYIN HAKİMLİĞİ’ NE
İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne 2018/ 2070 D. İş sayısı ile muhafaza edilmek üzere tevzi olunan Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 2017/41923 Esas 2017/60023 Karar, 2017/İ-6383 2018/İHK-411 01.03.2018 tarihli itiraz hakem heyeti kararına karşı tehiri icra talepli olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bu hususta dilekçem altına derkenar verilmesine karar verilmesini vekâleten saygıyla arz ve talep ederim.
Davalı
AXA SİGORTA A.Ş.
Vekili
Av.
İLGİLİ İCRA MÜDÜRLÜĞÜNE
İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne 2018/ 2070 D. İş sayısı ile muhafaza edilmek üzere tevzi olunan Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 2017/41923 Esas 2017/60023 Karar, 2017/İ-6383 2018/İHK-411 01.03.2018 tarihli itiraz hakem heyeti kararına davalı AXA SİGORTA A.Ş. vekili tarafından Tehiri İcra Talepli istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İşbu derkenar davalı vekilinin talebi üzerine verilmiştir.