TMK 875. Madde
Türk Medeni Kanunumuzun 875. maddesi şu şekildedir:
Taşınmaz Rehni – Rehnin paraya çevrilmesi – Güvencenin kapsamı
Madde 875 – Taşınmaz rehninin alacaklıya sağladığı güvencenin kapsamına şunlar girer:
1. Ana para,
2. Takip giderleri ve gecikme faizi,
3. İflasın açıldığı veya rehnin paraya çevrilmesinin istendiği tarihe kadar muaccel olmuş üç yıllık faiz ile son vadeden başlayarak işleyen faiz.
Daha önce belirlenmiş olan faiz oranı, sonradan gelen alacaklıların zararına olarak artırılamaz.
Başlık
TMK 875. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: DÖRDÜNCÜ KİTAP: EŞYA HUKUKU – İKİNCİ KISIM: SINIRLI AYNİ HAKLAR – İKİNCİ BÖLÜM: TAŞINMAZ REHNİ – BİRİNCİ AYIRIM: GENEL HÜKÜMLER
Madde başlığı şu şekildedir: Taşınmaz Rehni – Rehnin paraya çevrilmesi – Güvencenin kapsamı
Gerekçe
Türk Medeni Kanunu 875. maddesinin gerekçesi ise şu şekildedir:
Eski Kanunun 790 inci maddesini karşılamaktadır.
Madde, hükmünde taşınmaz rehnine konu olan taşınmaz rehninin paraya çevrilmesi suretiyle satılması halinde, satış parasından hangi alacak ve alacak kalemlerinin güvenceli olarak karşılanacağı düzenlenmektedir.
Buna göre, taşınmaz rehni kararlaştırılan ve tapuda gösterilen ana alacak miktarı yanında bunun fer’ilerini oluşturan alacak faizleri ile takip ve dava giderlerini kapsamı içine almaktadır. Gecikme (temerrüt) faizinin rehnin kapsamı içinde sayılması için tapuda gösterilmesi gerekmez. Ancak kanuni gecikme faizinin üzerinde bir gecikme faizi kararlaştırılmış ise, bunun güvenceli olabilmesi, tapuda gösterilmesine bağlı olacaktır. Aynı şekilde kanuni faiz oranı üzerinde kararlaştırılan akdi faiz oranlarının da tapu kütüğünde yazılması gerekecektir.
Gerek akdi faiz olsun, gerekse gecikme faizi olsun, sadece bu hükümde belirtilen ölçüde güvencelidir. Bütün akdi ve gecikme faizleri değil sadece rehnin paraya çevrilmesi istendiği veya iflasın açıldığı anda muaccel olmuş son üç yılın faizleri ile bu andan itibaren rehnin paraya çevrilmesine kadar muaccel olacak alacak faizleri güvenceli alacak olarak kabul olunmaktadır.
Yukarıda belirtilen faizlerin güvenceli sayılması kuralı, azami meblağ ipoteğinde, tapuda yazılan azami meblağı ile sınırlıdır. Azami meblağı aşan faiz miktarları adi alacak sayılacaktır. Anapara ipoteğinde ise, böyle bir sınır olmadığından rehin, tapuda yazılı ana alacak miktarının yanısıra bu hükmün içerdiği alacak faizlerinin de güvencesi sayılacaktır.
Belirtilmesi gerekir ki rehin ayrıca, aşağıda düzenlenen, alacaklı tarafından ödenen sigorta primleri ile alacaklı tarafından rehin konusu taşınmazın korunması için yapılan masrafların aynı derecede güvencesi sayılmaktadır.
Son fıkra hükmüne göre, önceki derecedeki rehinlerin kapsamının, faiz oranlarını yükseltmek suretiyle, sonraki sıradaki derecede bulunan rehinli alacaklıların aleyhine olarak genişletilmesi uygun görülmemiştir.