TMK 787. Madde
Türk Medeni Kanunumuzun 787. maddesi şu şekildedir:
TAŞINMAZ LEHİNE İRTİFAK HAKKI – Hükümleri – Tescile göre
Madde 787 – İrtifaktan doğan yetki ve yükümlülükleri açıkça belirlediği ölçüde tescil, irtifakın kapsamını belirlemede esas oluşturur.
Tescilden açıkça anlaşılmadığı hallerde kapsam, tescilin sınırları içinde, irtifak hakkının kazanılma sebebine veya uzun süreden beri davasız ve iyiniyetle kullanılış biçimine göre belirlenir.
Başlık
TMK 787. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: DÖRDÜNCÜ KİTAP: EŞYA HUKUKU – İKİNCİ KISIM: SINIRLI AYNİ HAKLAR – BİRİNCİ BÖLÜM: İRTİFAK HAKLARI VE TAŞINMAZ YÜKÜ – BİRİNCİ AYIRIM: TAŞINMAZ LEHİNE İRTİFAK HAKKI
Madde başlığı şu şekildedir: TAŞINMAZ LEHİNE İRTİFAK HAKKI – Hükümleri – Tescile göre
Gerekçe
Türk Medeni Kanunu 787. maddesinin gerekçesi ise şu şekildedir:
Eski Kanunun 711 inci maddesini karşılamaktadır.
Hüküm değişikliği yoktur. Maddenin “Sicil kaydına göre şümulün tayini” şeklindeki kenar başlığı, “Tescile göre” olarak değiştirilmiştir. Madde kaynak Kanun da göz önünde tutularak arılaştırılmak suretiyle yeniden kaleme alınmıştır. İrtifak hakkının kapsamının nasıl saptanacağını belirleyen maddede, kural olarak bir hüküm değişikliği yapılmamıştır. Ancak bu belirlemede tescilin esas olması gerektiği düşüncesinden hareketle, yürürlükteki metnin birinci fıkrasındaki “tapu sicilindeki kayıtlar” ibaresi “tescil” sözcüğü ile değiştirilmiş; Ayrıca İsviçre Medeni Kanununun 738 inci maddesine uygun olarak, irtifaktan doğan yetki ve yükümlülükleri açıkça belirlediği ölçüde irtifakın kapsamını tayinde tescilin esas olacağı kabul edilmiştir. Zaten doktrinde de yürürlükteki metnin birinci fıkrasında “açıkça belirleme” ifadesi yer almamış olmasına rağmen, İsviçre Medeni Kanununa dayanılarak; tescile ancak bu ölçü içerisinde itibar olunabileceği belirtilmektedir.
İkinci fıkrada da, irtifak hakkının kapsamının, bunun kazanılma sebebine veya uzun sureden beri davasız ve iyiniyetle kullanılış biçimine göre belirlenmesinin, ancak tescilden yetki ve yükümlülüklerin açıkça anlaşılamadığı hallerde söz konusu olabileceği hususu, daha belirgin bir şekilde açıklanmıştır.