Türk Medeni Kanunu Madde 713

Sayfa içeriği:

  3 Dakikalık Okuma

TMK 713. Madde

Türk Medeni Kanunumuzun 713. maddesi şu şekildedir:

Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması – Kazanma yolları – Kazandırıcı zamanaşımı – Olağanüstü zamanaşımı

Madde 713 – Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.

Aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan veya yirmi yıl önce (…) hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.

Tescil davası, Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılır.

Davanın konusu, mahkemece gazeteyle bir defa ve ayrıca taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en az üç defa ilan olunur.

Son ilandan başlayarak üç ay içinde yukarıdaki koşulların gerçekleşmediğini ileri sürerek itiraz eden bulunmaz ya da itiraz yerinde görülmez ve davacının iddiası ispatlanmış olursa, hakim tescile karar verir. Mülkiyet, birinci fıkrada öngörülen koşulların gerçekleştiği anda kazanılmış olur.

Davalılar ve itiraz edenler, aynı davada kendi adlarına tescile karar verilmesini isteyebilirler.

Kararda, tescili istenilen taşınmazın niteliği, yeri, sınırları ve yüzölçümü belirtilir ve karara, uzmanlarca düzenlenen teknik bilgileri içeren krokisi de eklenir.

Özel kanun hükümleri saklıdır.

Başlık

TMK 713. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: DÖRDÜNCÜ KİTAP: EŞYA HUKUKU – BİRİNCİ KISIM: MÜLKİYET – İKİNCİ BÖLÜM: TAŞINMAZ MÜLKİYETİ – BİRİNCİ AYIRIM: TAŞINMAZ MÜLKİYETİNİN KONUSU, KAZANILMASI VE KAYBI

Madde başlığı şu şekildedir: Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması – Kazanma yolları – Kazandırıcı zamanaşımı – Olağanüstü zamanaşımı

Gerekçe

Türk Medeni Kanunu 713. maddesinin gerekçesi ise şu şekildedir:

Eski Kanunun 639 uncu maddesini karşılamaktadır.

Arılaştırılmak ve kısmen de hüküm değişikliği yapılmak suretiyle yeniden kaleme alınmıştır.

Maddenin birinci fıkrasında olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı ile kazanmanın taşınmazın tamamı, bir parçası ya da bir payı üzerinde de olabileceği kabul edilmiştir.

Maddenin ikinci fıkrasında da birinci fıkrada olduğu gibi, kazanmanın taşınmazın tamamı, bir parçası ya da bir payı üzerinde olabileceği kabul edilmiştir. Bunun sonucu olarak bir taşınmaz paylı mülkiyet konusu olup da paydaşlardan birinin payı için, olağanüstü zamanaşımı ile kazanmanın koşulları mevcut ise, zilyet, taşınmazın tamamını değil, sadece bir payını kazanabilecektir. Olağanüstü zamanaşımı ile kazanmanın taşınmazın tamamı için değil, bir parçası ya da bir payı için de olabileceği hususu öğretide savunulmakta ve yürürlükteki madde bu yönüyle eleştirilmekte idi.

Maddenin üçüncü fıkrasında yapılan değişiklikle, tescil davasında sadece Hazine ve ilgili kamu tüzel kişilerinin değil, varsa tapuda malik görünen kişinin mirasçılarının da davalı gösterilmesi zorunluluğu getirilmiştir.

Eski maddenin üçüncü fıkrasında öngörülen gazetede üç kez ilan yerine, maddenin dördüncü fıkrasında bir kez ilan yapılması yeterli görülmüştür. Ülkemizde, gazete ile ilanların amaçlarına hizmet etmediği, bu tür ilanlarla kimsenin ilgilenmediği, ilanların çoğu kez bilinmeyen ve ilgi gösterilmeyen gazetelerde sırf yasadaki bir zorunluluğu şeklen yerine getirmek amacıyla yapıldığı göz önünde tutularak, bir kez ilanın yeterli olduğu kabul edilmiştir. Buna karşılık gazete dışındaki uygun araçlarla ilanda üç kez ilan koşulu değiştirilmemiştir.

Maddenin beşinci fıkrasında, yürürlükteki maddenin dördüncü fıkrasından farklı olarak, mülkiyetin birinci fıkrada öngörülen koşulların gerçekleştiği anda kazanılmış olacağı ifade edilmiştir.

Maddenin yedinci fıkrasına ilgili taşınmazın “uzmanlarca düzenlenen teknik bilgileri içeren krokisi”nin eklenmesi koşulu da getirilmiştir.

Maddede ayrıca “nizasız” sözcüğü yerine “davasız” sözcüğüne yer verilmiştir. Çünkü “nizasız” yani “çekişmesiz” kelimesi de belirsizdir; örneğin noterlik aracılığıyla gönderilen bir protesto veya fiili bir müdahale ve çatışma da “niza” olarak nitelendirilebilir. Oysa amaç, İsviçre Medeni Kanununu şerh ve tevsil eden bütün hukuk bilginlerinin birleştikleri gibi, zilyede karşı bir istihkak veya müdahalenin önlenmesi davası açılmış olmasının niza (çekişme) sayılacağıdır. 3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanuna idari makamlar nezdinde zilyetliğe tecavüzün önlenmesinin istenmesi buradaki manada “niza” sayılmaz ve zilyetliği kesintiye uğratmaz; zira Medeni Kanun anlaşmazlıkların kesin olarak çözümlenmesini yargı makamlarına bırakmış, yalnız fiili müdahalelerin geçici bir zaman için önlenmesi gayesi ile 3091 sayılı Kanun çıkarılmıştır. Bütün bu nedenlerle maddedeki “nizasız” sözcüğü yerine “davasız” sözcüğünün kullanılması uygun bulunmuştur.

Yazar Hakk覺nda: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir