Türk Medeni Kanunu Madde 708

Sayfa içeriği:

  2 Dakikalık Okuma

TMK 708. Madde

Türk Medeni Kanunumuzun 708. maddesi şu şekildedir:

Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması – Kazanma yolları – Yeni arazi oluşması

Madde 708 – Birikme, dolma, toprak kayması veya kamuya ait suların yatağında ya da seviyesinde değişme gibi sebeplerle sahipsiz yerlerde yeniden oluşan yararlanmaya elverişli arazi Devlete ait olur.

Devlet, bu araziyi kamusal bir sakınca bulunmadığı takdirde öncelikle arazisi kayba uğrayana veya bitişik arazi malikine devredebilir.

Toprak parçalarının kendi arazisinden koptuğunu ispat eden malik, bunları, durumu öğrendiği tarihten başlayarak bir ve her halde oluşumun gerçekleştiği tarihten başlayarak on yıl içinde geri alabilir.

Başlık

TMK 708. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: DÖRDÜNCÜ KİTAP: EŞYA HUKUKU – BİRİNCİ KISIM: MÜLKİYET – İKİNCİ BÖLÜM: TAŞINMAZ MÜLKİYETİ – BİRİNCİ AYIRIM: TAŞINMAZ MÜLKİYETİNİN KONUSU, KAZANILMASI VE KAYBI

Madde başlığı şu şekildedir: Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması – Kazanma yolları – Yeni arazi oluşması

Gerekçe

Türk Medeni Kanunu 708. maddesinin gerekçesi ise şu şekildedir:

Eski Kanunun 636 ıncı maddesini karşılamaktadır.

Madde yeniden kaleme alınmıştır.

Madde İsviçre aslında olduğu gibi üç fıkra haline getirilmiştir.

Birinci fıkra yürürlükteki metinden arılaştırılmak suretiyle alınmıştır.

İkinci fıkra, yeni oluşan ve Devlete ait olan arazinin, kamusal bir sakınca bulunmayan hallerde öncelikle arazisi kayba uğrayan veya bu araziyle bitişik olan arazi sahibine devredilebilmesini olanaklı hale getirmiştir.

Üçüncü fıkra yeni arazi oluşumunda toprak parçalarının kendi arazisinden koptuğunu kanıtlayan kişiye, bunu öğrenme tarihinden itibaren bir yıl ve her durumda bu arazi oluşumunun gerçekleşmesinden itibaren on yıl içinde geri alabilmesini sağlamaktadır.

İsviçre Medeni Kanununun bu maddemizi karşılayan 659 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında bir ve on yıl gibi süreler yerine “uygun süre içinde” ifadesi kullanılmıştır. Ancak, hak sahibinin isteminin, “uygun bir süre” gibi belirsiz bir koşula bağlanmasının isabetli olamayacağı düşünülerek, bunun yerine haksız fiillere ve sebepsiz zenginleşmelere ilişkin genel sürelerle paralellik sağlanması düşüncesiyle, bir ve on yıllık sürelerin kabul edilmesi uygun görülmüştür.

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir