TMK 339. Madde
Türk Medeni Kanunumuzun 339. maddesi şu şekildedir:
Velayetin kapsamı
Madde 339 – Ana ve baba, çocuğun bakım ve eğitimi konusunda onun menfaatini göz önünde tutarak gerekli kararları alır ve uygularlar.
Çocuk, ana ve babasının sözünü dinlemekle yükümlüdür.
Ana ve baba, olgunluğu ölçüsünde çocuğa hayatını düzenleme olanağı tanırlar; önemli konularda olabildiğince onun düşüncesini göz önünde tutarlar.
Çocuk, ana ve babasının rızası dışında evi terkedemez ve yasal sebep olmaksızın onlardan alınamaz.
Çocuğun adını ana ve babası koyar.
Başlık
TMK 339. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: İKİNCİ KISIM: HISIMLIK – BİRİNCİ BÖLÜM: SOYBAĞININ KURULMASI – ALTINCI AYIRIM : VELAYET
Bu Ayrımda, soybağının özel bir hukuki sonucu olarak “Velayet” düzenlenmiştir. Ayırım, yürürlükteki Kanunun Aile Hukuku Kitabı’nın İkinci Kısmının Yedinci Babının Beşinci Faslım karşılamaktadır. Ayrımda yer alan maddelerin bazıları, İsviçre Medeni Kanununun 1976 tarihli değişikliğinden esinlenmiş, bazıları yürürlükteki Kanundan, bazıları ise 1984 tarihli Öntasarıdan alınmıştır.
Madde başlığı şu şekildedir: Velayetin kapsamı
Gerekçe
Türk Medeni Kanunu 339. maddesinin gerekçesi ise şu şekildedir:
Madde kısmen yürürlükteki Kanunun 264 üncü maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarını karşılamaktadır. Yürürlükteki maddenin birinci fıkrası velayetin kapsamıyla ilgili olmadığı için, bu maddeye alınmıştır.
Madde, İsviçre Medeni Kanununun dört fıkralık 301 inci maddesi hükmü örnek alınmak suretiyle beş fıkra halinde kaleme alınmıştır.
Birinci fıkraya göre, ana ve baba çocuğun menfaatini göz önünde tutarak onun bakımı ve eğitimi hususunda karar alır ve uygularlar.
İkinci fıkra ise, içerik olarak, yürürlükteki Kanunun 264 üncü maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesi hükmüyle aynıdır.
Üçüncü fıkradaki hüküm, velayet altındaki ayırt etme gücüne sahip çocuğun kendi işlerinde olanak bulundukça söz sahibi olabilmesindeki yarar fikrine dayanmaktadır. Yürürlükteki metnin ikinci fıkrasın da yer alan, beden ve akılca sakatlarla ilgili olan hüküm, bir sonraki “Eğitim” kenar başlıklı maddeye alınmıştır.
Dördüncü fıkra, yürürlükteki Kanunun 262 inci maddesinin birinci cümlesinde dile getirilen ve çocuğun yasal sebep olmadıkça ana ve babadan alınamayacağını ifade eden esas ile birlikte çocuğun da evi ana ve babasının rızası dışında terkedemeyeceğini belirtmektedir.
Beşinci fıkra, yürürlükteki Kanunun 264 üncü maddesinin son fıkrasındaki kuralı tekrar etmektedir.