TMK 303. Madde
Türk Medeni Kanunumuzun 303. maddesi şu şekildedir:
Babalık hükmü – Hak düşürücü süreler
Madde 303 – Babalık davası, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir. Ananın dava hakkı, doğumdan başlayarak bir yıl geçmekle düşer.
Çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi varsa, bir yıllık süre bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar.
Bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir.
Başlık
TMK 303. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: İKİNCİ KISIM: HISIMLIK – BİRİNCİ BÖLÜM: SOYBAĞININ KURULMASI – ÜÇÜNCÜ AYIRIM : TANIMA VE BABALIK HÜKMÜ
Madde başlığı şu şekildedir: Babalık hükmü – Hak düşürücü süreler
Gerekçe
Türk Medeni Kanunu 303. maddesinin gerekçesi ise şu şekildedir:
Eski Kanunun 296 nci maddesini karşılamaktadır.
Birinci fıkrada, babalık davasının çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilmesi öngörülmüş olmakla beraber uygulamada davanın daha çok doğumdan sonra açıldığı dikkate alınarak, ananın dava hakkının, doğumdan başlayarak bir yıl geçmekle düşeceği hükme bağlanmıştır. İkinci fıkrada, çocuğun davacı olması durumunda işleyecek bir yıllık süre düzenlenmiş ve bu sürenin, çocuğa kayyım atanmışsa atamanın kayyıma tebliği tarihinde, kayyım atanmamışsa çocuğun ergin olduğu tarihte işlemeye başlayacağı açıkça ifade edilmiştir. Üçüncü fıkrada, çocuğun başka bir erkek ile soybağı ilişkisi varsa, bu ilişki hukuken ortadan kalkmadıkça babalık davası açılamayacağına göre, dava süresinin de bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlayacağı belirtilmiştir. Dördüncü fıkra ise, haklı sebeple dava süresinin geçirilmiş olması halinde, davanın açılabilmesi için, haklı sebebin ortadan kalktığı tarihten itibaren işleyecek bir aylık ek bir süre öngörülmüştür.
Maddede öngörülen süreler, kenar başlığının da gösterdiği üzere, hak düşürücü sürelerdir.
ADALET KOMİSYONU RAPORU
– Tasarının 303 üncü maddesinin “Hak düşürücü süre” olan kenar başlığı 289 ve 300 üncü maddelerindeki düzenlemeye paralel olarak terim birliğini sağlamak amacıyla “Hak düşürücü süreler” şeklinde değiştirilmiştir.