TMK 287. Madde
Türk Medeni Kanunumuzun 287. maddesi şu şekildedir:
Soybağının reddi – İspat – Evlilik içinde ana rahmine düşme
Madde 287 – Çocuk evlilik içinde ana rahmine düşmüşse davacı, kocanın baba olmadığını ispat etmek zorundadır.
Evlenmeden başlayarak en az yüzseksen gün geçtikten sonra ve evliliğin sona ermesinden başlayarak en fazla üçyüz gün içinde doğan çocuk evlilik içinde ana rahmine düşmüş sayılır.
Başlık
TMK 287. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: İKİNCİ KISIM: HISIMLIK – BİRİNCİ BÖLÜM: SOYBAĞININ KURULMASI – İKİNCİ AYIRIM : KOCANIN BABALIĞI
Madde başlığı şu şekildedir: SOYBAĞININ KURULMASI – Soybağının reddi – İspat – Evlilik içinde ana rahmine düşme
Gerekçe
Türk Medeni Kanunu 287. maddesinin gerekçesi ise şu şekildedir:
Madde 1984 tarihli Öntasarının 223 üncü ve kaynak İsviçre Medeni Kanununun 255 inci maddeleri örnek alınarak düzenlenmiştir.
Yürürlükteki Kanunun 241 inci maddesini karşılamaktadır.
Birinci fıkrada, hüküm değişikliği yoktur. Yürürlükteki hükmün birinci cümlesinin daha sade ve açık bir Türkçeyle ifadesi söz konusudur. Böylece, evlilik devam ederken veya evlilik sona erdikten sonraki üçyüz gün içinde doğan çocuğun babasının koca olduğu yönündeki karine aynen korunmuştur. Ancak bu karine, yürürlükteki metnin aksine, bir “sahih nesep karinesi” değil, sahih-gayrisahih farklılığı kaldırıldığına göre, sadece bir soybağı karinesi, yani maddenin kenar başlığının ifadesiyle “babalık karinesi”dir.
İkinci fıkra ise, yürürlükteki metinle içerik açısından bir noktada aynıdır. Bu nokta, hem yürürlükteki metne hem de yeni düzenlemeye göre, aslolanın, evlilik sona erdikten sonraki üçyüz günlük süreden sonra doğan çocuğun koca ile arasında soybağının bulunmadığının kabul edilmesi gereğidir. Ancak madde, yürürlükteki metinden farklı olarak, ana üçyüz günlük süre geçtikten sonra doğurmuş olsa bile onun yine de evlilik sırasında gebe kaldığının kanıtlanması halinde, çocuk ile koca arasında soybağının kurulabileceğini açık ve net bir şekilde ifade etmektedir. Böylece, istisnai durumlarda gebeliğin üçyüz günden fazla sürmesi nedeniyle çocuğun bu süre geçtikten sonra doğmuş olması halinde, gebeliğin evlilik sırasında gerçekleştiğinin kanıtlanmasıyla, soybağının kurulabileceği hususu, yürürlükteki metinden farklı olarak, açık bir hüküm haline getirilmek istenmiştir.
Üçüncü fıkra ise, yürürlükteki metinde mevcut olmayan bir hükümdür. Gerçekten, yürürlükteki Kanun, kocanın gaipliğine karar verilmesi halinde, yukarıda öngörülen üçyüz günlük sürenin ne zamandan itibaren işlemeye başlayacağına dair herhangi bir hüküm içermemekte ve bu durum doktrin ve uygulamada duraksamalara yol açmaktadır. Bugün doktrinde, bu fıkrayla getirilen çözümü kabul eden görüşler vardır; ancak bunlar sadece birer görüş olup, pozitif hukuk açısından konuya herhangi bir açıklık kazandırmamaktadır. Getirilen bu hüküm, gerek 1984 tarihli Öntasarıyı gerek kaynak Kanunda yapılan değişikliği izleyerek, sorunun çözümünü pozitif bir hukuk kuralıyla halletmeyi amaçlamaktadır. Böylece, bu fıkra hükmü gereğince, çocuğun doğumu, eğer ölüm tehlikesi veya son haber tarihinden itibaren üçyüz günlük süreden sonra gerçekleşmişse, bu çocuk ile hakkında gaiplik kararı verilen koca arasında soybağının bulunmadığı kabul edilecektir.