Türk Medeni Kanunu Madde 241

Sayfa içeriği:

  2 Dakikalık Okuma

TMK 241. Madde

Türk Medeni Kanunumuzun 241. maddesi şu şekildedir:

Eşler arasındaki mal rejiminden kaynaklı üçüncü kişilere karşı dava

Madde 241 – Tasfiye sırasında, borçlu eşin malvarlığı veya terekesi, katılma alacağını karşılamadığı takdirde, alacaklı eş veya mirasçıları, edinilmiş mallarda hesaba katılması gereken karşılıksız kazandırmaları bunlardan yararlanan üçüncü kişilerden eksik kalan miktarla sınırlı olarak isteyebilir.

Dava hakkı, alacaklı eş veya mirasçılarının haklarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her halde mal rejiminin sona ermesinin üzerinden beş yıl geçmekle düşer.

Yukarıdaki fıkra hükümleri ve yetki kuralları dışında mirastaki tenkis davasına ilişkin hükümler kıyas yoluyla uygulanır.

Başlık

TMK 241. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: İKİNCİ AYIRIM: EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA

Madde başlığı şu şekildedir: Eşler arasındaki mal rejiminden kaynaklı üçüncü kişilere karşı dava

Gerekçe

Türk Medeni Kanunu 241. maddesinin gerekçesi ise şu şekildedir:

Madde İsviçre Medeni Kanununun 220 nci maddesini karşılamaktadır.

Madde bir eşin katılmadan doğan alacağının, borçlu eşin malların ayrılması sonucu ortaya çıkan malvarlığından veya borçlu eş ölmüşse terekeye dahil malvarlığından tahsil edilebilmesini düzenlemektedir. Bu malların kişisel veya edinilmiş mal olmasının önemi yoktur. Bu malvarlığı diğer eşin katılma alacağını karşılamadığı takdirde, bu madde ile alacaklı eşe, edinilmiş mallarda hesaba katılması gereken karşılıksız kazandırmaları, bunlardan yararlanan üçüncü kişilerden eksik kalan kısmın tamamlanmasını isteme hakkı tanınmaktadır. Bu düzenleme, katılma alacağı için borçlunun tasfiye sırasında sahip olduğu veya terekesine dahil bütün malvarlığı ile sorumlu olmasının doğal bir sonucudur.

İkinci fıkrada dava hakkı, alacaklı eşin veya mirasçılarının haklarının ihlal edildiğini öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde mal rejiminin sona ermesinden itibaren beş yıllık zamanaşımı süresine tabi tutulmuştur. Bu maddenin ikinci fıkrasını karşılayan İsviçre Medeni Kanununun 220 nci maddesinin ikinci fıkrasında uzun zamanaşımı süresi on yıl olarak öngörülmüştür. Ancak tenkisle ilgili hak düşümü süresini düzenleyen 571 inci madde ile paralellik sağlamak amacıyla maddede İsviçre aslından ayrılmış ve on yıllık süre yerine beş yıllık süre öngörülmüştür.

Maddenin üçüncü fıkrası yetkiye ilişkin hükümler hariç olmak üzere, mirastaki tenkis davasına ilişkin hükümlere yollama yapmıştır.

ALT KOMİSYON RAPORU

– Tasarının 241 inci maddesinin ikinci fıkrasının sonunda yer alan “zamanaşımına uğrar” ibaresi bu sürenin hak düşürücü süre olması bakımından “düşer” şeklinde değiştirilmiştir.

ADALET KOMİSYONU RAPORU

– Tasarının 241 inci maddesinin ikinci fıkrasının sonunda yer alan “zamanaşımına uğrar.” ibaresi bu sürenin hak düşürücü süre olması bakımından “düşer.” şeklinde değiştirilmiştir.

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir