TMK 190. Madde
Türk Medeni Kanunumuzun 190. maddesi şu şekildedir:
Eşlerin temsil yetkisinin kaldırılması veya sınırlanması
Madde 190 – Eşlerden biri birliği temsil yetkisini aşar veya bu yetkiyi kullanmada yetersiz kalırsa hakim, diğer eşin istemi üzerine temsil yetkisini kaldırabilir veya sınırlayabilir. İstemde bulunan eş, temsil yetkisinin kaldırıldığını veya sınırlandığını, üçüncü kişilere sadece kişisel duyuru yoluyla bildirebilir.
Temsil yetkisinin kaldırılmasının veya sınırlanmasının iyiniyetli üçüncü kişilere karşı sonuç doğurması, durumun hakimin kararıyla ilan edilmesine bağlıdır.
Başlık
TMK 190. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: İKİNCİ KISIM, ÜÇÜNCÜ BÖLÜM : EVLİLİĞİN GENEL HÜKÜMLERİ
Madde başlığı şu şekildedir: Eşlerin temsil yetkisinin kaldırılması veya sınırlanması
Gerekçe
Türk Medeni Kanunu 190. maddesinin gerekçesi ise şu şekildedir:
Madde 1984 tarihli Öntasarı 153 üncü maddeden yararlanılmak suretiyle yeniden kaleme alınmış, İsviçre Medeni Kanununun 174 üncü maddesinde olduğu gibi üç fıkra halinde düzenlenmiştir.
Ancak madde kaleme alınırken, İsviçre Medeni Kanununun 174 üncü madde hükmü göz önünde tutulmak suretiyle kısmen değiştirilmiştir. Bu anlamda olmak üzere 1984 tarihli Öntasarıdan farklı olarak “Eşlerden birinin evlilik birliğini temsil yetkisini kötüye kullanması” yerine “Eşlerden biri birliği temsil yetkisini aşar” ibaresine yer verilmiştir. Öte yandan 1984 tarihli Öntasarıda kullanılan “veya bu yetkisini kullanma gücünden yoksun bulunması halinde” yerine “veya bu yetkiyi kullanmada yetersiz kalırsa” ibaresi amacı daha iyi ifade etmesi yönünden tercih edilmiştir.
Yürürlükteki Kanunda madde, kadının temsil yetkisinin nez’i (kaldırılması) açısından düzenlenmiştir. Maddede ise temsil yetkisi her iki eş açısından eşit olarak düzenlendiği cihetle, temsil yetkisinin kaldırılması veya sınırlanması her iki eş açısından ancak hakimden karar alınmasına bağlıdır. Hakimin böyle bir karar vermesi için, temsil yetkisinin aşılmış olması veya yetkiyi kullanmada yetersiz kalınmış bulunması gerektiği esası kabul edilmiştir.
Ayrıca maddede, istemde bulunan eşin, temsil yetkisinin kaldırıldığı veya sınırlandığını hakim kararı gerekmeksizin, sadece üçüncü kişilere, kişisel duyuru yoluyla bildirebileceği öngörülmüştür.
İkinci fıkrada ise daima hakim kararını gerektiren durum düzenlenmiştir. Bu hükme göre temsil yetkisinin kaldırılmasının veya sınırlanmasının iyiniyetli üçüncü kişilere karşı sonuç doğurması, durumun hakimin kararıyla ilan edilmesine bağlı olacaktır.