Tespit davası nedir? Tespit davası dilekçesi nasıl hazırlanır ve tespit davasında dikkat edilmesi gereken şartlar nelerdir? Tespit davası için zamanaşımı ne kadardır?
Bu yazımızda yer alan konu başlıkları şu şekildedir:
Tespit Davası Ne Demektir?
Tespit davaları, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesinin mahkemeden istenilmesi talebidir. (HMK md106)
Tespit davası davacı tarafın bir hukuki ilişkinin varlığı, yokluğu veya içeriğinin belirlenmesi hakkında tespit hükmü elde etmek amacıyla açtığı davadır. Tespit davası ile sadece taraflar arasındaki hukuki ilişkinin varlığı,
yokluğu, ya da tereddütlü içeriği tespit edilir.
Tespit davaları “olumlu (müsbet) tespit davası“, “olumsuz (menfi) tespit davası” diye ayrılabilir.
Örneğin, kiracılık ilişkisinin tespiti davası olumlu tespit davası; kişinin borçlu bulunmadığının tespiti davası, bir olumsuz (menfi) tespit davasıdır.
Tespit Davası Açabilmek İçin Şartlar Nelerdir?
Tespit davalarının açılabilmesi için iki önemli şart vardır:
- Tespitte hukuki yarar bulunması;
- Tespitin konusunun tespite elverişli bulunması.
Tespit Davasında Hukuki Yarar Şartı
Tespit davası açmak isteyen davacının kanunlarda belirtilen istisnalar dışında tespitte hukuki menfaatinin yani hukuksal korunmaya değer güncel bir yararının bulunması gerekir.
Örneğin, bir kişinin, bir malın kendisine aidiyetini ileri sürerek bir “aidiyet tespiti davası” açmasında güncel ve hukuksal yarar vardır.
Tespit Davasında Konunun Tespite Elverişli Olması Şartı
Yasada belirtildiği üzere (HMK md 106/1), bir hakkın veya bir hukuki ilişkinin varlığı / yokluğu yahut bir belgenin sahte olduğu / olmadığı hususları, konu olarak tespit istemine elverişlidir.
Ama maddi olgular (vakıalar) yalnız başına bir tespit davasına konu olmaz.(HMK md 106/3).
Örneğin, bir kişi mahkemeden, kendisine hakaret edildiğinin tespitine karar verilmesi talebinde bulunamaz. Çünkü, böyle bir tespit kişiye tek başına hukuki bir yarar sağlamış olamaz. Fakat kişi, şartları varsa “Delil (Kanıt) Tespiti” yoluna gidebilir.
Tespit Davası Nasıl Açılır?
Tespit Davası açılırken davacı dava dilekçesinde açık bir şekilde talep sonucunu belirtmelidir. Bu hüküm eda davalarından farklı olarak tespit davalarında ancak tahkikat aşamasında kesin olarak belirlenebileceği için bu süreçte uygulanabilir.
Dava açarken mutlaka dava konusunun parasal değerinin belirtilmesi gerekmektedir. Genel nitelikteki tespit davaları eda davasının öncüsü olduğu için eda davaları gibi harca tabidirler. Davacı dava açarken nispi bir harç ödeyecektir bu sebeple bir değer bildirmesi gerekir.
Davacı davasını açarken hukuki yararının varlığını ortaya koymalıdır. Tespit davası ile elde edilebilecek hukuki koruma başka bir dava türü ile de elde edilebiliyorsa kişinin tespit davası açmasında hukuki bir yararının olduğundan bahsetmek zordur.
Tespit davasının konusu ancak hukuki ilişkilerdir ve bu ilişkilerinde somut nitelik arz etmesi gerekir. Tespit davası sonucunda gerek kabul gerek ret kararı verilsin, verilen iki karar da tespite yönelik kararlardır.
Tespit davalarında da eda davalarında olduğu gibi vekalet ücreti nispi
tarifeye göre belirlenecektir.
Tespit hükmü kesin hüküm ve kesin delil mahiyetindedir. Tespit hükmü madde 106’da ele alınan şekliyle icraya konu olamazken madde 107’de belirtilen türü ilamsız icra takibine konu olabilmektedir. Tespit hükümlerinin yargılama giderlerine ilişkin kısmı ise ilamlı icranın konusunu oluşturmaktadır.
Tespit davasında temyiz sınırı öncüsü olduğu eda davasının değerine göre belirlenmektedir. 6100 sayılı Yasa’nın 107/ 3. fıkrasındaki tespit davası belirsiz alacak davasının bir başka biçimde uygulanması niteliğindedir.
Hangi Hallerde Tespit Davası Açılabilir?
Kanunda belirtilen haller dışında tespit davası açmak isteyen davacı eda davası ile inşai davalardan farklı olarak korunmaya değer güncel bir yararının bulunduğunu açıkça ispat etmek zorunluluğu altındadır.
Bir hukuki ilişki bakımından henüz şartları oluşmadığı için eda davası açılamıyorsa bu hukuki ilişki hakkında tespit davası açma hakkı saklıdır. Bu durumda tespit davası eda davasının öncüsü niteliği arz etmektedir.
Tespit Davasının Sonuçları
Tespit davalarında verilen kararlar, Eda Davalarından farklı olarak, cebrî icraya konu olmaz. Sadece tespit davasının yargılama giderleri cebrî icraya konulabilir.
TESPİT DAVASI DETAYLARI
Eğer davacı belirsiz alacak davası açmış olsa idi davası sonucunda elde ettiği ilam ile ilamlı icra yoluna başvurabilir iken tespit davası açarsa verilen tespit hükmü ile sadece genel haciz yolu ile takip yapabilecektir. Ancak borçlu takibe itiraz ederse davacı itirazın iptali davası açtığında yüzde yirmi inkar tazminatına hükmedilmesini isteyebilecektir. Açılan bu tespit davası tespit davasına konu ilişkilerden tazminat ve alacakların tümü için hem zamanaşımını kesecek hem de 6100 sayılı kanun öncesinde miktarının belirlenmesi imkansız olan tazminat ve alacaklar için açılması zorunlu olan kısmi davanın sakıncalarını ortadan kaldıracaktır.
HMK md 106’daki tespit davası ile yine aynı yasanın 107. maddesi 3. fıkrasında bahsedilen tespit davaları birbirlerine karıştırılmamalıdır. Anlam ve kapsam olarak birbirlerini karşılamazlar. Örneğin 106. maddede ele alınan tespit davası bir hakkın ya da hukuki bir ilişkinin varlığı ya da yokluğu gibi tespitlere ilişkin olup maddi vakıaları tek başına konu edinemezken 107. maddedeki tespit davası edaya dönük özel nitelikte bir dava türüdür. Madde 106’ya dayanarak verilmiş bir tespit kararına ilişkin işlem yapılamadığı halde madde 107’ye dayanarak verilen tespit hükmü genel haciz yolu ile takibe konu yapılabilir. Madde 106’ya dayanarak verilen tespit hükmü 107. maddeye göre verilen tespit hükmüne göre oldukça geniş kapsamlıdır. Madde 107’ye göre tespit davası belirli konularla sınırlı olarak açılmaktadır. Bu konular da tazminat ve alacaklara ilişkin tespitlerdir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre manevi tazminat talepleri ile ilgili tespit davası açma imkanı vardır. Tespit davasının anıldığı iki maddeye göre de dava açma hakkı bulunmaktadır.
0 Yorum