Taraflar arasında görülen tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin verilen karara karşı davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine …Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi tarafından, istinaf başvurusunun esastan kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmünün ortadan kaldırılarak, mirasbırakanın saklı payı zedeleme kastı ile hareket ettiği ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 08.10.2019 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılardan …, … ve vekilleri Avukat … geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı … vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, tenkis isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakan …’nun maliki olduğu 8848 parsel sayılı taşınmazını davalıya bağış suretiyle devrettiğini, bu tasarruf ile saklı paylarının ihlal edildiğini ileri sürerek, tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacıların erkek kardeşlerine karşı da tenkis davası açtıklarını, mirasbırakanın sağlığında davacılara da bir kısım taşınmazlar bağışladığını ve sağlığında tüm mirasçılarına mirasını paylaştırdığını, dava konusu taşınmazın en son sırada tenkise tabi tutulması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne ilişkin verilen karara karşı davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine…Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi tarafından, istinaf başvurusunun esastan kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmünün ortadan kaldırılarak, mirasbırakanın saklı payı zedeleme kastı ile hareket ettiği ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan …’nun maliki olduğu 8848 parsel sayılı taşınmazının intifa hakkını üzerinde bırakıp çıplak mülkiyetini 24.02.2000 tarihinde davalı kuruma bağış suretiyle devrettiği, 1932 doğumlu murisin 26.12.2010 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak kendisinden önce ölen ilk eşi Gülüzar’dan olma davacı kızları …, …, …, …ile dava dışı çocukları …, …, …ve …den olma torunları … ve …ile dava dışı ikinci eşi Heva’nın kaldıkları anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, mirasçılık ve mirasın geçişi mirasbırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir (4722 s. Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 17). Mirasbırakan 1.1.2002 tarihinden önce ölmüşse 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin, 01.01.2002 tarihinden sonra ölmüşse 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ilgili hükümlerinin uygulanması gerekir.
Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu
tereke ile kazandırma (temlik ) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür.
Tereke mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Mirasbırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Kanun uygulanacaksa bir aylık 4721 sayılı Kanun uygulanacaksa üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur.
Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir (TMK m.564). Miras bırakanın TMK’nin 506. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez.
0 Yorum