Usulsüz Tebligat

Şu gibi durumlarda tebligat usulsüz sayılır:

1) Davalının Bulunan Adresine Tebligat Yapılmaması Usule Aykırıdır

“Davalının yapılan araştırma sonucu bulunan adresine tebligat yapma imkanı varken yapılmaması ve Tebligat Yasasının 35. maddesine göre tebligat yapılması suretiyle davalıya savunma hakkı tanınmadan karar verilmesi doğru değildir. (4. HD. 30.01.2007-83297698 (YKD 2007/7 sf. 1268))

2) Davalının Ne Sebeple Adreste Bulunmadığı İmza Altına Alınmazsa Tebligat Usulsüzdür

“Muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan her biri gösterilen adreste bulunmaz iseler, tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak imzalaması gerekir. Bu şekil geçerlilik şartıdır. Somut olayda muhatabın ne sebeple adreste bulunmadığı tevsik edilmemiştir. (19. HD. 20.10.2006-4304/10013 (YKD 2007/7 sf. 1346))

Kanunun gösterdiği istisnalar dışında hakim, her iki tarafı iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için yasal şekillere uygun olarak davet etmedikçe hükmünü veremez. Dava dilekçesi ve duruşma gününün davalıya Tebligat yasasının 21. maddesine göre tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasında, muhatabın adreste bulunmama sebebi tevsik edilmediği gibi, tebliğ memurunun adı ve soyadı da bulunmamaktadır (M. 23/8). Bu hali ile davalıya dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliği geçersizdir. Davalıya, dava dilekçesi ve duruşma günü usulüne uygun olarak tebliğ edilmeden yokluğunda hüküm kurulması doğru değildir. (2. HD. 02.05.2008-8208/8329 (Terazi D. 2008/9 sf. 152))

Davalıya gönderilen duruşma gün ve saatini bildirir dava dilekçesi davalıya, “muhatabın işyeri devamlı kapalı olduğundan mahalle muhtarına tebliğ edilerek 2 no’lu ihbar yapıştırılıp komşusu E.K haber verilmiştir” şerhi ile tebliğ edilmiştir. Dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir tebligatta 7201 sayılı Yasanın 21 ve Tüzüğün 28. maddesi hükümlerine göre, komşu imzası alınmadığından veya komşunun imzadan imtina edip etmediği tebligat parçasına yazılmadığından davalıya yapılan tebligat geçersizdir. Bu durumda davada taraf teşkili sağlandığından söz edilemez. Mahkemece, davalıya yöntemine uygun dava dilekçesi tebliğ edilip taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek savunmahakkı kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. (6. HD. 02.04.2007-1269/3662 (Terazi D. 2007/11 sf. 180))

“Tebliğ memuru, davalının gösterilen adreste geçici ve kısa süreli bulunmama sebebini aynı binada oturan Z.S’den soruşturarak “davalının işe gittiği” yönündeki beyanını tebliğ belgesine yazmış, beyanı yapanın imzadan çekinmesi nedeniyle bu ciheti de şerh ve kendi imzası ile tasdik ettikten sonra, direnme kararını muhtara tebliğ ve 2. no.lu fişin kapıya yapıştırılması işlemlerini tamamlamıştır. Böylece Tebligat Kanununun 28. maddesi hükmü yerine getirilmiş olduğundan tebligat işlemi usulüne uygundur. (HGK25.01.2006-2/272-17 (Terazi D. 2006/1 sf. 102)

“Tebliğ memurunun adresin kapalı olması nedeniyle mahalle muhtarına tebligatı teslim edip, ihbarnameyi muhatabın kapısına yapıştırdığı ve durumu en yakın komşusuna haber verdiği anlaşıldığına göre, tebligat usulüne uygun yapılmıştır. HGK 11.11.2009-12/436-487 (YKD 2010/4 sf. 587);

3) İlanen Yapılan Tebligatta Askı Tutanağı Düzenlenmemesi Usule Aykırıdır

Davalının tüm aramalara rağmen, adresinin tespit edilememesi üzerine, mahkemece dava dilekçesi ve duruşma gününün ilanen tebliğ edildiği, ancak tebliğ evrakı ile ilgili olarak askı tutanağı düzenlenmediği anlaşılmaktadır (Tebligat K m. 29/2, Tüzük m. 47/2). Bu hali ile tebligat geçersizdir. Davalının savunma hakkı kısıtlanmıştır. Mahkemece davalıya dava dilekçesi ve duruşma günü Tebligat Kanunu ve Tüzüğüne uygun şekilde tebliğ edilip, delil göstermesi halinde bunların da toplanması, birlikte değerlendirilmesi ve sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir. Bu hususların dikkate alınmaması usul ve yasaya aykırıdır. (2. HD. 24.01.2007-12644/367 (Terazi D. 2007/16 sf. 246))

4) İlanen Tebligat Son Çare Olarak Uygulanmalıdır, Aksi Taktirde Tebligat Usulsüzdür

İlanın, tebligatta başvurulacak son çare olduğu hükmü dikkate alınmadan ve sadece emniyet ve jandarma vasıtasıyla yapılan araştırmada adresin bulunamadığı gerekçesiyle mahkeme kararı ve temyiz dilekçesinin davalıya ilan yoluyla tebliği işlemini geçerli kabul etmek mümkün değildir. (18. HD. 05.02.2007-135/710 (Terazi D. 2007/16 sf. 269))

5) 21. Maddeye Göre Usule Aykırı Yapılan Tebligat

Giyabi hükmün davalı Ö.M Sanayi Limitet Şirketine tebliğinde, “tevziat sırasında adresinde bulunmadığı” belirtilerek yasanın 21. maddesi uyarınca işlem yapılmıştır. Anılan 21. madde hükmü, “kendisine tebliğ yapılacak kimse veya … kimselerden hiç biri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse..”uygulama önceliği bulabilecektir. Hükmi şahıslara yapılacak tebliğlerin ise, anılan yasanın 12. maddesi hükmü dikkate alınarak “salâhiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine” yapılması gerekmektedir. Belirtilen nedenle, davalı Ö.M Limited Şirketinin bağlı bulunduğu Ticaret Sicil Memurluğundan, şirketin adresi ve yetkili mümessillerinin isim ve adresleri sorularak anılan yasanın 12, 13 ve gerektiğinde 35/son maddesi hükümleri gözetilerek giyabi hüküm yöntemince tebliğ edilerek, temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde HUMK 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek üzere dosyanin mahalline geri çevrilmesine. 31.03.2008-2001/2719 (Terazi D, 2008/25 sf. 157);

6) Sekretere Yapılan Tebligat Geçerlidir

7201 sayılı Yasanın 17. maddesi gereğince sekretere tebligat yapılması geçerlidir. Büroda tadilat olması bu sonucu etkilemez. 12. HD. 02.04.2007 3740/6321 (Terazi D. 2007/10 sf. 218);

7) 35. Maddeye Göre Tebligat Usule Uygun Olmalıdır

Davalı borçluya duruşma gün ve saatini bildirir tebligat, TK. 35’e göre yapılmıştır. Bu tebligat davalının işyeri adresi olan dükkana çıkartılmış olup, daha önceden bu adrese yapılan geçerli bir tebligat dosyada mevcut değildir. Bu durumda aynı adrese önceden usulüne uygun şekilde yapılmış bir tebligat bulunmadığından, TK 35. maddesinin geçerli bir şekilde uygulandığından söz edilemez. (6. HD. 07.12.2006 10931/12537 (Terazi D. 2009/40 sf. 194))

8) Tebligatı Alan 3. Kişi Ehil Olmalıdır

Olayda davalılardan N.Y adına çıkartılan davetiye “görevli … imzasına tebliğ edildi” şerhini içermektedir. Mahkemece, tebligat yapılan kişinin tebligatı almaya ehil olup olmadığı araştırılmamıştır. (3. HD. 08.04.2008-3339/6157 (Terazi D. 2008/24 sf. 236))

9) Usulsüz Tebligatta Muhatabın Beyan Tarihi Tebliğ Tarihi Sayılır

“7201 sayılı TK m. 32 gereğince, tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur. (12. HD. 11.12.2006-20320/23432 (YKD 2007/6 sf. 1118))

10) Özürlülere Tebligat Usulüne Uygun Yapılmalıdır

“Özürlülere tebligat TK m. 24, Tüzük m. 32 uyarınca yapılmalıdır. (1. HD. 08.02.2006-13984/901 (YKD 2006/7 sf. 1047))

11) Yetersiz Zabıta Araştırmasına Dayanarak Yapılan Tebligat Usulsüzdür

“Davacı vekili yapılan tebligatların usulsüz olduğunu ve haberdar olmadığını ileri sürdüğüne göre, talebi, usulen kesinleşmeyen kararın bozulmasını istemekten ibaret olduğundan, yargılama iadesi talebi olarak kabul edilemez. Yetersiz zabıta araştırmasına dayanılarak ilanen tebligat yapılması usulsüz olduğu gibi, resmi merciler önünde adres bildirmiş olan davalıya 35. maddeye göre tebligat yapılmasının düşünülmemiş olması da doğru değildir. (16. HD. 25.12.2007-5496/5209 (YKD 2009/11 sf. 2113))

12) Vekille Takip Edilen İşlerde Tebligat Vekile Yapılmalıdır, Aksi Durum Usulsüz Tebligattır

“Vekil ile takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Hükmün asile tebliğ edilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. (19. HD. 18.02.2008-10648/1394 (YKD 2009/1 sf. 111))

13) Tebligat Hilesi Yapmak Usulsüz Tebligattır ve Yargılamanın İadesi Gerekir

“HUMK 445/8. maddesine ilişkin olarak yargılamanın iadesi isteminde bulunma hakkı, davaya vekil veya temsilci olmayan kimsenin huzuru ile bakılıp hüküm verilmiş olan tarafa aittir. Davacı kocanın, davalı kadının adresini bilerek yanlış gösterdiği, bu adreste davalı kadının bir kardeşi olmadığı halde, bu kişiye tebligat yapılarak yokluğunda boşanmaya karar verilmesini sağlamak suretiyle tebligat hilesi yaptığı anlaşıldığından yargılamanın iadesi isteminin kabulü gerekir. (2. HD. 17.10.2007-18513/13729 (YKD 2008/1 sf. 21))

14) Özel Hukuk Tüzel Kişisine Yapılacak Tebligat Tüzel Kişinin Yetkili Temsilcisine Yapılmalıdır

“Özel hukuk tüzel kişilerine tebligat, yetkili temsilcilerine yapılır. Eğer yetkili temsilciye yapılamazsa, sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi bu işlerle görevli kişiye, o da yoksa tüzel kişinin memur ve müstahdemlerinden birine yapılır. Tebligat kanunu ve tüzüğü tamamen şekle ilişkin kuralları içermesi nedeniyle, tüm unsurları ile birlikte uygulanması zorunludur. Bu nedenle mahkemece usulsüz tebligat iddiası araştırılmalıdır. (HGK 04.04.2007-12/200-187 (YKD 2007/6 sf. 1057))

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir