TCK 87. Madde
Türk Ceza Kanunumuzun 87. maddesi şu şekildedir:
Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar – Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
Madde 87 – (1) Kasten yaralama fiili, mağdurun;
a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Konuşmasında sürekli zorluğa,
c) Yüzünde sabit ize,
d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, bir kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde üç yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde beş yıldan az olamaz.
(2) Kasten yaralama fiili, mağdurun;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine,
neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, iki kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde beş yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde sekiz yıldan az olamaz.
(3) (Değişik fıkra: 06.12.2006 – 5560 S.K/Madde 4) Kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olması halinde, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, kırık veya çıkığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre, yarısına kadar artırılır.
(4) Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hallerde sekiz yıldan oniki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hallerde ise oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Başlık
TCK’nın 87. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: İKİNCİ KİTAP: Özel Hükümler – İKİNCİ KISIM: Kişilere Karşı Suçlar – İKİNCİ BÖLÜM: Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar
Madde başlığı şu şekildedir: Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
Gerekçe
Türk Ceza Kanunu’nun 87. maddesinin gerekçesi şu şekildedir:
HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METNİN GEREKÇELERİ
a) Madde 146. Maddeyle, 142 nci maddedeki haller dışında bulunan etkili eyleme ait ağırlaştırıcı nedenler gösterilmiştir. Maddenin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde geçen silah deyiminin Tasarının 4 üncü maddesindeki genel tanım çerçevesinde geçen silah teriminin tümünü kapsadığı açıktır.
Kişiler bakımından ise 135 inci maddeye yollama yapılmaktadır.
b) Madde 147. Maddeyle, etkili eylemin cezasının indirilmesini öngören bir hafifletici neden açıklanmış olmaktadır.
Madde netice nedeni ile sorumluluğa ilişkin bir objektif hali kapsamaktadır.
Bu maddenin uygulanmasında fail işlediği etkili eylemde önceden belirli bir neticeye ulaşmak, örneğin faili itelemek, sadece düşmesini sağlamak istemiş ve fakat netice çok daha ağır nitelikte olmuş ise, faile verilecek ceza indirilecektir. Etkili eylemleri esasta Tasarı neticelerine göre cezalandırmaktadır. Ancak fail eylemini gerçekleştirmeden önce belirli bir neticeye yönelik kast oluşturmuş ve netice bu maksadı aşmış ise faile yine de meydana gelen neticeye göre ceza verilecek ve fakat bu halde ceza indirilecektir.
4. fıkra
Madde 138. Maddede, etkili eylemlerde kastın aşılması suretiyle ölüm neticesinin meydana gelmesi halinde hükmedilmesi gerekli cezalar gösterilmiştir. Maddenin ikinci fıkrasında 137 nci maddede söz konusu olan hafifletici nedenin bu halde de uygulanacağına dair hüküm yer almış bulunmaktadır.
ADALET KOMİSYONU RAPORU
Madde metninde kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış halleri belirlenmiştir.
Birinci fıkranın (a) bendinde, kasten yaralama suçunun mağdurun duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına neden olması, bu suçun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hali olarak öngörülmüştür. Bunun için duyu veya organlardan birinin işlevinin sürekli zayıflamasına neden olunmalıdır. Vücutta çift olarak bulunan organlardan birinin işlevini tamamen yitirmesi halinde, diğer organ fonksiyon görmeye devam edebilir. Bu durumda dahi, organın işlevinin zayıflaması değil, ikinci fıkraya göre işlevin yitirilmesi söz konusudur. Çünkü, bent metninde duyu veya organlardan birinin işlevinden söz edilmiştir.
Keza, kasten yaralamanın mağdurun konuşmasında sürekli zorluğa neden olması, (b) bendinde bu suçun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hali olarak öngörülmüştür. Bu hükmün uygulanabilmesi için, konuşma yeteneğinin tamamen yitirilmesi değil, konuşma yeteneğinin kullanılmasında güçlükle karşılaşılması gerekir. Aksi takdirde ikinci fıkra hükmü uygulanır.
Fıkranın (c) bendine göre, kasten yaralama suçunun yüzde sabit ize neden olması, bu suçtan dolayı daha ağır bir ceza ile cezalandırılmayı gerektirmektedir. Burada geçen yüz deyimi, çehre karşılığında kullanılmıştır ve kişinin boyun ve kulakları dahil, başın ön kısmını ifade eder. Yüzde sabit iz, yaralama sonucu yüzde meydana gelen daimi, sürekli izlerdir. Ancak bu izler yüzün sürekli değişikliği halinden farklıdır. Sabit iz yüzü değiştirmemekte ve mağduru öteden beri tanıyanlarda, kişiliği bakımından herhangi bir duraksamaya neden olmamaktadır. İkinci fıkrada söz konusu edilen yüzde sürekli değişiklik halinde ise, bunun tam tersi söz konusudur; yüzüne kezzap atılmış bulunan kişinin durumu buna örnek teşkil eder.
Fıkranın (d) bendine göre, kasten yaralamanın kişinin hayatını tehlikeye sokan bir duruma neden olması, bu suçtan dolayı daha ağır bir ceza ile cezalandırılmayı gerektirmektedir. Kasten yaralamanın hayati tehlikeye sebebiyet verip vermediğinin tespiti, tıbbi bir değerlendirmeyi gerekli kılmaktadır.
Fıkranın (e) bendinde, kasten yaralamanın gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına neden olması hali düzenlenmiştir.
Maddenin ikinci fıkrasında, kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış diğer halleri belirlenmiştir.
Fıkranın (a) bendinde kasten yaralama sonucunda mağdurun iyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesi halinde, suçun temel şekline nazaran verilecek cezanın artırılması öngörülmüştür.
(b) bendinde ise, duyu veya organlardan birinin işlevinin yitirilmesi halinde cezanın artırılması öngörülmüştür. İşlevin zayıflamasıyla yitirilmesi arasındaki farka ilişkin açıklama için birinci fıkranın gerekçesine bakılmalıdır.
Fıkranın (c) bendinde, kasten yaralama sonucunda mağdurun konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolması hali düzenlenmiştir.
(d) bendinde yüzünün sürekli değişikliğe uğraması hali öngörülmüştür. Bu hususa ilişkin açıklama için birinci fıkranın gerekçesine bakılmalıdır.
Nihayet (e) bendinde, kasten yaralama suçunun gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine neden olunması hali düzenlenmiştir.
Maddenin üçüncü fıkrasında kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına neden olması haline ilişkin düzenleme yapılmıştır. Bu itibarla, kırığın mağdurun hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre, fail hakkında fıkrada belirtilen oranlarda cezaya hükmolunacaktır.
Dördüncü fıkrada, kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmiş olması haline ilişkin hükme yer verilmiştir. Neticesi sebebiyle ağırlaşmış bu kasten yaralama hallerinde, failin bu ağır neticeden sorumlu tutulabilmesi için, Genel Hükümler Kitabında yer alan netice sebebiyle ağırlaşmış suçlara ilişkin hükümler, burada da geçerlidir.
TBMM Kabul Metni
87 nci maddeyi okutuyorum:
Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
MADDE 87. – (1) Kasten yaralama fiili, mağdurun;
a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Konuşmasında sürekli zorluğa,
c) Yüzünde sabit ize,
d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, bir kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hâllerde üç yıldan, ikinci fıkraya giren hâllerde beş yıldan az olamaz.
(2) Kasten yaralama fiili, mağdurun;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine,
Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, iki kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hâllerde beş yıldan, ikinci fıkraya giren hâllerde sekiz yıldan az olamaz.
(3) Kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına neden olması hâlinde, kırığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre, bir yıldan altı yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(4) Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hâllerde sekiz yıldan oniki yıla kadar, ikinci fıkrasına giren hâllerde ise oniki yıldan onaltı yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.