Türk Ceza Kanunu Madde 304

TCK 304. Madde

Türk Ceza Kanunumuzun 304. maddesi şu şekildedir:

Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar – Devlete karşı savaşa tahrik

Madde 304 – (1) Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı savaş açması veya hasmane hareketlerde bulunması için yabancı devlet yetkililerini tahrik eden veya bu amaca yönelik olarak yabancı devlet yetkilileri ile işbirliği yapan kişi, on yıldan yirmi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Mülga cümle: 29.06.2005 – 5377 S.K/Madde 37) 

(2) Bu madde uygulamasında, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin güvenliğine karşı suç işlemek üzere oluşturulmuş örgütlerin doğrudan veya dolaylı olarak desteklenmesi, hasmane hareket olarak kabul edilir.

(3) Bu maddede tanımlanan suçun işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.


Başlık

TCK’nın 304. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: İKİNCİ KİTAP: Özel Hükümler – DÖRDÜNCÜ KISIM: Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler – DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar

Madde başlığı şu şekildedir: Devlete karşı savaşa tahrik


Gerekçe

Türk Ceza Kanunu’nun 304. maddesinin gerekçesi şu şekildedir:

HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METNİN GEREKÇELERİ

Madde 358. Maddenin koruduğu hukuki yarar, esas itibarıyla, Türkiye bakımından dış barışın korunmasıdır. Bu maksatla yabancı bir devletin Türkiye’ye savaş açması veya hasmane hareketlerde bulunması için yabancı ile anlaşılması veya bu maksada yönelik eylemlere girişilmesi birinci fıkrada belirtilen suçu oluşturmaktadır. Fıkrada geçen “hasmane hareket”, barış ilişkileriyle bağdaşması olanağı bulunmayan fiil ve hareket anlamında kullanılmıştır. Böylece hasmane hareket, düşmanca tutumu ifade eder ve hatta savaş nedeni olabilir.

Bu fıkrada yazılı suçun tamamlanması için, belirtilen maksatla yabancı ile anlaşma şart olup, savaşın gerçekleşmiş bulunmasına ihtiyaç yoktur. Fıkrada geçen yabancı ise, diğer devletin görevli bir kişisi, örneğin bir bakan olması gerekir. Savaş ilanı bakımından hiçbir nüfuz sahibi olması olanaklı bulunmayan bir kişi ile anlaşma, işlenemez suç sayılmak gerekir.

Fıkrada geçen “bu maksada yönelik eylem” anlaşma dışında savaşı tahrik edebilecek nitelikteki her türlü etkinlikleri, hileli eylemleri kapsayabilir.

Maddenin ikinci fıkrasında yer alan suçun maddi unsuru da yabancı ile anlaşmadır. Ancak bu halde anlaşmanın Türkiye Devletini tarafsızlık ilanına veya tarafsızlığını korumaya veya savaş ilanına veya savaşın devamına veya barış anlaşması yapmaya mecbur kılmak veya mecbur kılmaya yönelik işlemlerde bulunmak üzere, gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Madde ile hem savaşa son verici eylemler hem de savaş kışkırtıcılığı yapmak aynı suretle cezalandırılmış bulunmaktadır.

Maddenin üçüncü fıkrasında, birinci fıkrada yer alan maksat çerçevesindeki anlaşmaların, basın ve yayın yoluyla propaganda yapmak üzere gerçekleştirilmesi halinde verilecek cezanın üçte biri oranında artırılacağı belirtilerek bir ağırlaştırıcı neden meydana getirilmiş bulunulmaktadır.

Maddenin son fıkrasında ise, suçun yabancı tarafından işlenmesi halinde aynı cezanın uygulanacağı açıklanmıştır.

ADALET KOMİSYONU RAPORU

Maddenin koruduğu hukuki yarar, esas itibarıyla, Türkiye bakımından dış barışın korunmasıdır. Bu itibarla, yabancı bir devletin Türkiye’ye savaş açması veya hasmane hareketlerde bulunması için yabancı devlet yetkililerinin tahrik edilmesi veya bu maksada yönelik olarak yabancı devlet yetkilileri ile işbirliği yapılması, birinci fıkrada belirtilen suçu oluşturmaktadır. Fıkrada geçen “hasmane hareket”, barış ilişkileriyle bağdaşması olanağı bulunmayan fiil ve hareketleri ifade etmektedir. Böylece hasmane hareket, düşmanca tutumu ifade eder ve hatta savaş nedeni olabilir.

Söz konusu suçun faili vatandaş olabileceği gibi, yabancı da olabilir. Bu suçun özellikle yabancı devlet yetkilileri ile işbirliği yapmak suretiyle işlenmesi açısından, yabancı devlet vatandaşı olan, yabancı devlet yetkilileri, yabancı devlet adına görev yapan örneğin bir bakan, milletvekili veya diplomat, fail olabilecektir. Bu bakımdan örneğin Türkiye devletine karşı hasmane hareketlerde bulunmak amacına yönelik olarak Türk vatandaşlarıyla işbirliği yapan yabancı devlet yetkilileri, Türkiye’de bu suç nedeniyle cezalandırılabilecektir.

Bu fıkrada yazılı suçun tamamlanması için, Türkiye açısından savaşın gerçekleşmiş bulunmasına ihtiyaç yoktur.

Tahrik fiilinin basın ve yayın yolu ile işlenmesi, bu suç açısından daha ağır cezayı gerektiren bir nitelikli hal olarak kabul edilmiştir.

Maddenin ikinci fıkrasında hasmane hareket kavramı açısından önemli bir hükme yer verilmiştir. Buna göre; Türkiye’nin güvenliğine karşı suç işlemek üzere oluşturulmuş örgütlerin doğrudan veya dolaylı olarak desteklenmesi, hasmane hareket olarak kabul edilecektir. Böylece, belirtilen özellikleri taşıyan suç örgütlerini desteklemek için yabancı devlet yetkililerinin tahrik edilmesi veya bu yönde yabancı devlet yetkilileri ile işbirliği yapılması, birinci fıkrada tanımlanan suçu oluşturacaktır.

Maddenin üçüncü fıkrasında, bu suçun işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunacağı kabul edilmiştir.


TBMM Kabul Metni

305 inci maddeyi 304 üncü madde olarak okutuyorum:

Devlete karşı savaşa tahrik

MADDE 304. – (1) Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı savaş açması veya hasmane hareketlerde bulunması için yabancı devlet yetkililerini tahrik eden veya bu amaca yönelik olarak yabancı devlet yetkilileri ile işbirliği yapan kişi, on yıldan yirmi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Tahrik fiilinin basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.

(2) Bu madde uygulamasında, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin güvenliğine karşı suç işlemek üzere oluşturulmuş örgütlerin doğrudan veya dolaylı olarak desteklenmesi, hasmane hareket olarak kabul edilir.

(3) Bu maddede tanımlanan suçun işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

BAŞKAN- Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir