TCK 294. Madde
Türk Ceza Kanunumuzun 294. maddesi şu şekildedir:
Adliyeye Karşı Suçlar – Kaçmaya imkan sağlama
Madde 294 – (1) Gözaltına alınanın veya tutuklunun kaçmasını sağlayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Hükümlünün kaçmasını sağlayan kişi, çekilecek olan hapis cezasının süresine göre iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, hükümlünün cezası;
a) Müebbet hapis cezası ise, beş yıldan sekiz yıla,
b) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ise, sekiz yıldan oniki yıla,
kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Bu suçların, cebir veya tehdit kullanılarak işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.
(4) Kaçması sağlanan kişi sayısının birden fazla olması halinde, bu sayı göz önünde bulundurularak, verilecek ceza üçte birden bir katına kadar artırılır.
(5) Bu suçların gözaltına alınan, tutuklu veya hükümlünün muhafaza veya nakli ile görevli kişiler tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza, üçte biri oranında artırılır.
(6) Bu suçların üstsoy, altsoy, eş veya kardeş tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranında indirilir.
(7) Bu suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin veya kasten öldürme suçunun gerçekleşmesi ya da eşyaya zarar verilmesi durumunda, ayrıca bu suçlara ilişkin hükümlere göre cezaya hükmolunur.
(8) Gözaltına alınan, tutuklu veya hükümlünün, muhafaza veya nakli ile görevli kişinin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranmasından yararlanarak kaçması halinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Başlık
TCK’nın 294. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: İKİNCİ KİTAP: Özel Hükümler – DÖRDÜNCÜ KISIM: Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler – İKİNCİ BÖLÜM: Adliyeye Karşı Suçlar
Madde başlığı şu şekildedir: Kaçmaya imkan sağlama
Gerekçe
Türk Ceza Kanunu’nun 294. maddesinin gerekçesi şu şekildedir:
HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METNİN GEREKÇELERİ
a) Madde 464. Madde, gözaltına alınmış veya tutuklu veya hükümlünün kaçmasını hazırlama veya kolaylaştırma eylemini cezalandırmaktadır.
Maddenin birinci fıkrasında yer alan suçun faili herkes olabilir. Ancak, 465 inci madde, görevli memurların aynı fiilleri işlemesini ayrıca cezalandırdığından, bu madde, sadece memur olmayanlar tarafından, örneğin tutuklu veya hükümlünün muhafaza veya nakli ile görevli bulunmayan herkes tarafından işlenebilecektir.
Aslında maddenin cezalandırdığı hareketler, 461 ve 462 nci maddelere göre işlenen bir suça iştirak niteliğindedir. Ancak Tasarı, kaçmayı hazırlama veya kolaylaştırmayı ayrıca müstakil bir suç olarak saptamayı uygun saymıştır. Zira maddenin dördüncü fıkrasında kaçma gerçekleşmiş olmasa da, hazırlama hareketi cezalandırılmaktadır. Sadece iştirak hükümleri uygulansa idi, bu netice meydana gelmezdi.
Suçun maddi unsuru, adı geçenlerin kaçmalarının hazırlanması veya kolaylaştırılmasıdır. Kaçmanın hazırlanmasından maksat, suçluya yol göstermek, talimat vermek, kılık değiştirmesini sağlamak, bu maksatla giysileri temin etmek veya para vermek ve hatta dışarıda kalacağı yerleri hazırlamak gibi hareketlerdir.
Kaçmanın kolaylaştırılması ise, diğer her türlü suretlerle kaçmanın kolaylıkla gerçekleşmesini olanaklı kılacak hareketleri yapmak demektir. Her iki halde de suçun tamamlanmış sayılması için hükümlü veya tutuklunun kaçmış olması şarttır yani birinci fıkrada belirtilen cezanın hükmedilebilmesi, kaçmanın gerçekleşmiş olmasına bağlıdır.
Görülüyor ki, birinci fıkra, kaçmanın gerçekleşmesi koşulu ile, hazırlık hareketlerini de cezalandırmaktadır. Netice yani kaçma gerçekleşmediği veya gerçekleşemediği takdirde fail, dördüncü fıkrada belirtildiği şekilde cezalandırılacaktır. Böylece hazırlık hareketi niteliğindeki eylemler müstakil olarak cezalandırılmaktadır.
Maddenin ikinci fıkrası, gözaltına alınmış kişi veya tutuklu veya hükümlünün suçuna göre, kaçma halinde verilecek cezaları göstermektedir. Maddenin üçüncü fıkrasında ise suça ait ağırlaştırıcı nedenler gösterilmiştir.
Maddenin sonuncu fıkrasında failin, gözaltına alınmış kişi veya tutuklu veya hükümlünün fıkrada belirtilen derecede akrabasından olması halinde verilecek cezanın indirileceği açıklanmıştır.
b) Madde 465. Madde, 464 üncü maddede yazılı suçun, gözaltına alınmış veya tutuklu veya hükümlünün muhafazası veya nakli ile görevli kimse tarafından işlenmesini ayrı bir suç olarak cezalandırmaktadır. Böylece mahsus bir suç ihdas edilmiş olmaktadır. Maddede yer alan hususlar için 464 üncü maddenin gerekçesine de bakılmalıdır.
Maddenin birinci fıkrası, sadece hükümlü veya tutukluları değil ve fakat aynı zamanda gözaltına alınmış kişileri de kapsamı içine almıştır. Suç, aslında, muhafaza ve nakil ile görevli olanın, failin kaçmasını hazırlamasını veya bunu kolaylaştırmasını cezalandırmaktadır. Fıkranın izleyen (1) ila (3) numaralı bentlerinde ise, fail hakkında verilecek ceza, kaçması hazırlanan veya kolaylaştırılan kişilerin kaçmış olup, olamamasına göre farklı şekilde düzenlenmektedir: Hükümlünün kaçmasının hazırlanması veya bu hususun kolaylaştırılması söz konusu olduğunda verilecek ceza hükümlüye ait cezaya göre belirlenmektedir. Ancak, iki sınır arasında hakim, hükümlünün cezasını ve suçunun ağırlığını ve cezanın geri kalan kısmını göz önünde bulundurmak suretiyle verilecek temel cezayı belirleyecektir. Hükümlünün cezası ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis olduğunda verilecek ceza ayrıca gösterilmiştir.
Birinci fıkranın (2) numaralı bendinde, fiil neticesi gözaltına alınan veya tutuklunun kaçmış olması halinde verilecek ceza bir yıldan beş yıla kadar belirlenmiştir. Zira, bu gibi hallerde hüküm ve dolayısıyla verilmiş bir ceza söz konusu olmadığından hükümlüler hakkındaki ceza belirlenmesi usulü, adı geçenler bakımından uygulanamaz. Ancak, bu halde de hakim, gözaltına alınan veya tutukluya ilişkin iddiayı göz önüne alarak, fail hakkındaki cezayı bir yılla beş yıl arasında belirleyebilecektir.
Birinci fıkranın (3) numaralı bendinde, kaçırılamadığı veya adı geçenler kaçmadıkları takdirde, fail hakkında verilecek cezanın üçte bir oranında indirilerek hükmolunması öngörülmektedir.
Maddenin ikinci fıkrasında, suça ait ağırlaştırıcı nedenler gösterilmektedir.
Maddenin son fıkrasında ise, gözaltına alınan veya tutuklu veya hükümlünün kaçması, memurun taksirli fiilinden ileri geldiğinde, faile, bu taksirli hareketinden dolayı verilecek ceza gösterilmektedir. Burada söz konusu olan fiil sadece taksirli bir hareketten ibaret bulunduğundan artık ceza tertibi itibarıyla hükümlü hakkında verilmiş olan cezaların göz önünde bulundurulmasının bir anlam taşımayacağı sonucuna varılmış ve kaçanın fiilinin ağırlığına göre cezanın altı ayla üç yıl arasında hakim tarafından saptanması uygun sayılmıştır.
ADALET KOMİSYONU RAPORU
Maddenin birinci fıkrasında, gözaltına alınanın veya tutuklunun kaçmasını sağlamak, suç olarak tanımlanmıştır. İkinci fıkrasında ise, hükümlünün kaçmasını sağlamak fiili ceza yaptırımı altına alınmış ve failin ne suretle cezalandırılacağı gösterilmiştir.
Söz konusu suçlar, kaçmaya imkan sağlamakla oluşur. Ancak, suçun tamamlanabilmesi için, kaçmanın gerçekleşmesi gerekir. Örneğin, suçluya yol göstermek, talimat vermek, kılık ve kıyafet değiştirmesini sağlamak gibi kaçmanın kolaylıkla gerçekleşmesini olanaklı kılacak hareketleri yapmakla bu suç oluşur. Aslında bu fiiller, gözaltına alınanın, tutuklunun veya hükümlünün kaçması suçlarına iştirak niteliği taşımaktadır. Ancak, izlenen suç siyaseti gereğince, bunların bağımsız suç olarak tanımlanması gereği duyulmuştur.
Üçüncü fıkraya göre, bir ve ikinci fıkrada tanımlanan suçların, cebir veya tehdit kullanılarak işlenmesi, bu suçların daha ağır cezayı gerektiren nitelikli unsurunu oluşturmaktadır. Bu nitelikli unsur bağlamında söz konusu olan cebir, kasten yaralama suçunun temel şeklini oluşturur. Yedinci fıkraya göre; şayet bu suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış halleri veya ölüm gerçekleşmiş ya da eşyaya zarar verilmiş ise; ayrıca bu suçlara ilişkin hükümlere göre cezaya hükmolunacaktır.
Maddenin dördüncü fıkrasında, özel bir içtima hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, kaçması sağlanan kişi sayısının birden fazla olması halinde, faile bir ceza verilecektir; ancak, bu ceza artırılacaktır.
Maddenin bir ve ikinci fıkralarında tanımlanan suçların faili herkes olabilir. Ancak, beşinci fıkrada, bu suçların gözaltına alınan, tutuklu veya hükümlünün muhafaza veya nakli ile görevli kişiler tarafından işlenmesi, daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hal olarak kabul edilmiştir.
Altıncı fıkrada, failin, gözaltına alınmış kişi, tutuklu veya hükümlünün fıkrada belirtilen derecede akrabasından olması halinde verilecek cezanın indirileceği açıklanmıştır.
Maddenin son fıkrasında ise, gözaltına alınan, tutuklu veya hükümlünün, bunların muhafaza veya nakli ile görevli kişinin taksirli fiilinden yararlanarak kaçması halinde, faile, bu taksirli hareketinden dolayı verilecek ceza gösterilmektedir. Burada söz konusu olan fiil sadece taksirli bir hareketten ibaret bulunduğundan, artık ceza tertibi itibarıyla hükümlü hakkında verilmiş olan cezaların göz önünde bulundurulmasının bir anlam taşımayacağı sonucuna varılmış ve failin taksire dayalı kusuruna göre cezanın altı ayla üç yıl arasında hakim tarafından saptanması uygun sayılmıştır.
TBMM Kabul Metni
295 inci maddeyi 294 üncü madde olarak okutuyorum:
Kaçmaya imkân sağlama
MADDE 294. – (1) Gözaltına alınanın veya tutuklunun kaçmasını sağlayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Hükümlünün kaçmasını sağlayan kişi, çekilecek olan hapis cezasının süresine göre iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, hükümlünün cezası;
a) Müebbet hapis cezası ise, beş yıldan sekiz yıla,
b) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ise, sekiz yıldan oniki yıla,
Kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Bu suçların, cebir veya tehdit kullanılarak işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.
(4) Kaçması sağlanan kişi sayısının birden fazla olması hâlinde, bu sayı göz önünde bulundurularak, verilecek ceza üçte birden bir katına kadar artırılır.
(5) Bu suçların gözaltına alınan, tutuklu veya hükümlünün muhafaza veya naklî ile görevli kişiler tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza, üçte biri oranında artırılır.
(6) Bu suçların üstsoy, altsoy, eş veya kardeş tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte biri oranında indirilir.
(7) Bu suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin veya kasten öldürme suçunun gerçekleşmesi ya da eşyaya zarar verilmesi durumunda, ayrıca bu suçlara ilişkin hükümlere göre cezaya hükmolunur.
(8) Gözaltına alınan, tutuklu veya hükümlünün, muhafaza veya naklî ile görevli kişinin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranmasından yararlanarak kaçması hâlinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.