TCK 292. Madde
Türk Ceza Kanunumuzun 292. maddesi şu şekildedir:
Adliyeye Karşı Suçlar – Hükümlü veya tutuklunun kaçması
Madde 292 – (1) Tutukevinden, ceza infaz kurumundan veya gözetimi altında bulunduğu görevlilerin elinden kaçan tutuklu veya hükümlü hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Bu suçun, cebir veya tehdit kullanılarak işlenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Bu suçun, silahlı olarak ya da birden çok tutuklu veya hükümlü tarafından birlikte işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir katına kadar artırılır.
(4) Bu suçun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin veya kasten öldürme suçunun gerçekleşmesi ya da eşyaya zarar verilmesi durumunda, ayrıca bu suçlara ilişkin hükümlere göre cezaya hükmolunur.
(5) Bu maddede yazılı hükümler, ceza infaz kurumu dışında çalıştırılan hükümlüler ile hapis cezası adli para cezasından çevrilmiş olanlar hakkında da uygulanır.
(6) (Mülga fıkra: 29.06.2005 – 5377 S.K/Madde 33)
Başlık
TCK’nın 292. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: İKİNCİ KİTAP: Özel Hükümler – DÖRDÜNCÜ KISIM: Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler – İKİNCİ BÖLÜM: Adliyeye Karşı Suçlar
Madde başlığı şu şekildedir: Hükümlü veya tutuklunun kaçması
Gerekçe
Türk Ceza Kanunu’nun 292. maddesinin gerekçesi şu şekildedir:
HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METNİN GEREKÇELERİ
a) Madde 461. Madde, kanun dairesinde göz altına alındıktan veya tutuklandıktan sonra kaçan kimseleri cezalandırmaktadır. Suçun koruduğu hukuki yarar Devlet otoritesine karşı itaat ve saygı zorunluluğudur. Kanunen göz altına alındıktan sonra kaçan kimseler de maddenin kapsamına alınmış, böylece, örneğin, karakol nezarethanesinden kaçan kimse hakkında da maddenin uygulanması sağlanmıştır.
Maddenin ikinci fıkrasında, suçun kişilere karşı cebir ve şiddet veya tehdit kullanılarak veya kaçmayı engelleyecek duvar, tel örgü gibi vasıta ve tesislerin tahrip edilmesi suretiyle veya bunların bozularak işlenmesi bir ağırlaştırıcı neden sayılmıştır.
Üçüncü fıkra ise, grup halinde kaçılmasını veya tehdit veya cebir ve şiddetin silahla icrasını ağırlaştırıcı neden saymaktadır.
b) Madde 462. Madde, hakkında hürriyeti bağlayıcı bir cezaya hükmedilmiş olan hükümlünün kanun gereğince hapsedildikten veya bu maksatla yakalandıktan sonra kaçmasını bir suç haline getirmiş bulunmaktadır.
Maddenin özelliği, hakkında hükmedilmiş olan cezanın yerine getirilmesi için yakalandıktan sonra kaçan hükümlü bakımından da aynı yaptırımın uygulanmasıdır. Böylece yakalandıktan sonra ceza infaz kurumuna konulmak üzere götürülürken kaçacak hükümlü de aynı yaptırımlara tabi tutulacaktır.
Maddenin birinci fıkrasının bentlerinde, kaçan hükümlü hakkında cezanın ne suretle tertip edileceği gösterilmiştir.
İkinci ve üçüncü fıkralarda ise, ağırlaştırıcı nedenler yer almaktadır. Bu nedenler yönünden 461 inci maddenin gerekçesine bakılmalıdır.
Dördüncü fıkrada, maddenin, ceza infaz kurumları dışında çalıştırılırken kaçan hükümlüler ile hürriyeti bağlayıcı cezaları para cezasından çevrilmiş olan ve çevrilen bu cezadan kaçan hükümlüler hakkında da uygulanacağı açıklanmıştır. Aslında bu son hususu belirlemek için ayrı bir hükme gerek yoktur; ancak duraksamaları gidermek üzere maddeye ayrıca hüküm konulması yerinde sayılmıştır.
Maddenin son fıkrasında, 66 ncı maddenin uygulanması hususundaki karara hükümlü tarafından uyulmadığında hakkında hükmolunacak ceza belirtilmekle birlikte hükümlünün geri kalan cezasını da çekeceği açıklanmıştır. Böylece hürriyeti bağlayıcı cezalarda özel infaz şekillerinden yararlananların koşullara uymamalarının yaptırımı gösterilmiş olmaktadır.
ADALET KOMİSYONU RAPORU
Madde, kanun dairesinde gözaltına alındıktan veya tutuklandıktan sonra kaçan kimseleri cezalandırmaktadır. Kanunen gözaltına alındıktan sonra kaçan kimseler de maddenin kapsamına alınmış, böylece, örneğin, karakol nezarethanesinden kaçan kimse hakkında da maddenin uygulanması sağlanmıştır.
Maddenin ikinci fıkrasında, suçun kişilere karşı cebir veya tehdit kullanılarak işlenmesi, daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektiren bir neden olarak kabul edilmiştir.
Üçüncü fıkrada ise, bu suçun silahlı olarak ya da gözaltına alınan veya tutuklu bulunan birden çok kimse tarafından birlikte işlenmesi, bir ve ikinci fıkralara göre daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektiren bir neden olarak kabul edilmiştir.
Dördüncü fıkraya göre; kaçma suçunun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin veya kasten öldürme suçunun gerçekleşmesi ya da eşyaya zarar verilmesi durumunda, ayrıca bu suçlara ilişkin hükümlere göre cezaya hükmolunacaktır.
TBMM Kabul Metni
292 nci maddeyi okutuyorum:
Gözaltına alınanın veya tutuklunun kaçması
MADDE 292. – (1) Bir suçtan dolayı gözaltına alındıktan veya tutuklandıktan sonra kaçan kimseye altı aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Bu suçun, cebir veya tehdit kullanılarak işlenmesi hâlinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Bu suçun, silâhlı olarak ya da gözaltına alınan veya tutuklu bulunan birden çok kimse tarafından birlikte işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir kat artırılır.
(4) Bu suçun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin veya kasten öldürme suçunun gerçekleşmesi ya da eşyaya zarar verilmesi durumunda, ayrıca bu suçlara ilişkin hükümlere göre cezaya hükmolunur.
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, madde üzerinde 1 adet önerge vardır; okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Türk Ceza Kanunu Tasarısının 292 ve 293 üncü maddelerinin aşağıdaki şekilde birleştirilerek değiştirilmesi ve madde numaralarının buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
K. Kemal Anadol
Orhan Eraslan
Ali Topuz
İzmir
Niğde
İstanbul
Haluk İpek
Ali Aydın Dumanoğlu
Ankara
Trabzon
Hükümlü veya tutuklunun kaçması
Madde 292- (1) Tutukevinden, ceza infaz kurumundan veya gözetimi altında bulunduğu görevlilerin elinden kaçan tutuklu veya hükümlü hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Bu suçun, cebir veya tehdit kullanılarak işlenmesi hâlinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Bu suçun, silâhlı olarak ya da birden çok tutuklu veya hükümlü tarafından birlikte işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir katına kadar artırılır.
(4) Bu suçun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin veya kasten öldürme suçunun gerçekleşmesi ya da eşyaya zarar verilmesi durumunda, ayrıca bu suçlara ilişkin hükümlere göre cezaya hükmolunur.
(5) Bu maddede yazılı hükümler, ceza infaz kurumu dışında çalıştırılan hükümlüler ile hapis cezası adlî para cezasından çevrilmiş olanlar hakkında da uygulanır.
(6) Kısa süreli hapis cezasının özel infaz şekillerinin gereklerine uymayan hükümlü hakkında bir aydan iki aya kadar hapis cezasına hükmolunur; geriye kalan ceza da ayrıca çektirilir.
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI KÖKSAL TOPTAN (Zonguldak) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükümet?..
ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK (Ankara) – Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarının Adalet Komisyonunda kabul edilen metninin “Hükümlünün kaçması” başlıklı 293 üncü maddesine göre, hükümlünün mahkûm olduğu hapis cezasının bir kısmını hücrede çekmesi gerekmektedir. Bu hücre süresi, hükümlünün bir yıl altı aya kadar yalnız başına bırakılmasını gerektirmektedir. Hatta, bu süre, söz konusu suçun nitelikli hallerinde, maddenin üçüncü fıkrasına göre bir kat artırılacaktır. Böylece kişi, üç yıl süreyle yalnız başına bir hücrede bırakılabilecektir.
Bu şekildeki bir düzenleme, insan onuruyla ve cezalandırmakla güdülen amaçla bağdaşmamaktadır. Üç yıl süreyle yalnız başına bırakılan bir kişinin yeniden topluma kazandırılması imkânından söz etmek, hayalden başka bir şey değildir.
Aslında bu düzenlemeyle, kişinin belli bir süre yalnız başına hücrede kalmaya mahkûm edilmesi şeklinde ayrı bir hürriyeti bağlayıcı ceza türü ihdas edilmiş olmaktadır. Bu bakımdan, söz konusu düzenleme biçimi, tasarının “Genel Hükümler Kitabında” kabul edilmiş olan yaptırım türleriyle de bağdaşmamaktadır.
Ayrıca, tasarının “Gözaltına alınanın veya tutuklunun kaçması” başlıklı 292 nci maddesine göre, hakkında verilmiş bir tutuklama veya mahkûmiyet kararı olmamasına rağmen, güvenlik görevlileri tarafından yakalanarak gözaltına alınan bir kişinin kaçması halinde, bir yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılabilecektir. Hatta, kaçma olgusunun, güvenlik görevlilerine karşı herhangi bir şekilde şiddet kullanmamalarına rağmen, örneğin iki kişi tarafından gerçekleşmesi halinde, ceza bir kat artırılacaktır. Yani, bu kişiler, sadece güvenlik görevlilerinin elinden kaçtığı için iki yıl hapis cezasıyla cezalandırılabileceklerdir. Böylece örneğin, izinsiz yapılan gösteri yürüyüşüne katıldığı için güvenlik görevlileri tarafından yakalanarak gözaltına alınan birden fazla kişi, güvenlik görevlilerinin dalgınlığından yararlanarak kaçmaları halinde, iki yıl süreyle hapis cezasıyla cezalandırılabilecektir. Bu bakımdan, söz konusu madde, ölçüsüz bir cezalandırmaya imkân sağlayan bir hüküm niteliği taşımaktadır.
Belirtilen nedenlerle, söz konusu iki madde hükmünün birleştirilerek önerimiz doğrultusunda tek madde olarak düzenlenmesi gerekir.
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Komisyonun takdire bıraktığı, Hükümetin katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, 292 ve 293 üncü maddeler tek madde halinde, yani, 292 nci madde içerisinde mündemiç olduğundan, 292 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.