Türk Ceza Kanunu Madde 20

TCK 20. Madde

Türk Ceza Kanunumuzun 20. maddesi şu şekildedir:

Ceza sorumluluğunun şahsiliği

Madde 20 – (1) Ceza sorumluluğu şahsidir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz.

(2) Tüzel kişiler hakkında ceza yaptırımı uygulanamaz. Ancak, suç dolayısıyla kanunda öngörülen güvenlik tedbiri niteliğindeki yaptırımlar saklıdır.

Başlık

TCK’nın 20. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: BİRİNCİ KİTAP: Genel Hükümler – İKİNCİ KISIM: Ceza Sorumluluğunun Esasları – BİRİNCİ BÖLÜM: Ceza Sorumluluğunun Şahsiliği, Kast ve Taksir

Madde başlığı şu şekildedir: Ceza sorumluluğunun şahsiliği

Gerekçe

HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METNİN GEREKÇELERİ


Madde 19. Maddenin birinci fıkrasında, ceza sorumluluğu bakımından temel belirleyici ilkeye yer vermektedir. Bir kere kişiye davranışından dolayı ceza verilebilmesi için icra veya ihmal biçiminde bir eylemin (hareketin) zorunlu olduğu, soyut düşüncenin, bir eylemle ortaya çıkamaması halinde cezalandırılamayacağı ilkesi vurgulanmaktadır. İkinci olarak kişinin ancak kendi fiilinden dolayı ceza sorumluluğuna tabi bulunduğu belirtilmektedir. Bu hüküm, böylece suçtan dolayı kişisel sorumluluk ilkesini vurgulamakta ve esasen ilke anayasalarda, milletlerarası hukuk metinlerinde yer almaktadır. Yeni Fransız Ceza Kanunu da, sorumluluk bölümüne bu madde ile başlamaktadır. Fıkrada yer alan temel ilke, açıklandığı üzere suçun oluşması için kanaat, düşünce ve fikirlerin bir eylem şeklinde ortaya çıkmadıkça, kanunun bunları cezalandırmadığıdır.

Maddenin ikinci fıkrası bu düşünceyi daha güçlendirmekte ve vurgulamaktadır. Gerçekten bu fıkrada, Tasarının birçok maddesinde geçen “suç faili” terimi tanımlanırken, suç failinin eylemi gerçekleştiren veya buna teşebbüs eden olduğu belirtilmekte ve böylece, suçun oluşmasında eylemin temel unsur olduğu bir kere daha belirtilmiş olmaktadır.

Maddenin üçüncü fıkrası, tüzel kişilerin ceza sorumluluğuna ilişkin hükümlerin saklı bulunduğunu belirtiyor, tüzel kişiler adına eylemleri, organları veya diğer yetkililer yani gerçek kişiler gerçekleştirdiklerinden böyle bir fıkraya yer verilmesi, duraksamaları önlemek bakımından yerinde sayılmıştır.

ADALET KOMİSYONU RAPORU

Tasarının “Suçun faili” başlıklı maddesi değiştirilmiş olup, madde metninde Anayasamıza uygun olarak ceza sorumluluğunun şahsiliği kuralı vurgulanmıştır.

Özel hukuk tüzel kişilerinin suç faili sayılıp sayılmaması ile işlenen bir suçtan dolayı bunlar hakkında bir yaptırıma hükmedilmesi sorununu birbirinden ayırmak gerekir. Suç ve ceza politikası gereği olarak ancak gerçek kişiler suç faili olabilir ve sadece gerçek kişiler hakkında ceza yaptırımına hükmedilebilir. Bu anlaşılış, Anayasamızda da güvence altına alınan ceza sorumluluğunun şahsiliği kuralının bir gereğidir. Ancak, işlenen suç dolayısıyla özel hukuk tüzel kişileri hakkında güvenlik tedbiri niteliğinde yaptırımlara hükmedilebilecektir.

“Para cezası”nın uygulamasındaki kolaylık, tüzel kişiler hakkında da ceza yaptırımına hükmedilebileceği düşüncesine haklılık kazandırmaz. Tüzel kişiler için ancak idari yaptırım niteliğinde “para cezası” öngörülebilir. Çünkü, idari yaptırımlarla, ceza yaptırımları arasında neden, amaç ve sonuçları bakımından farklılıklar bulunmaktadır. Örneğin, şirket niteliğindeki bir tüzel kişinin faaliyeti ile ilgili olarak doğan vergi borcunun zamanında ve tam olarak ödenmemesi dolayısıyla, tüzel kişi hakkında da “para cezası” verilebilmektedir. Ancak, bu yaptırımın asıl amacı, verginin zamanında ve eksiksiz olarak ödenmemesi dolayısıyla kamu maliyesinin uğradığı zararın giderilmesi ve vergi düzeninin etkinliğinin sağlanmasıdır. Bu tür yaptırımların bir ceza hukuku yaptırımı olmadığı açıktır. Vergi borcunun gerçeğe uygun bir şekilde doğmasının önüne geçebilmek amacıyla sahte belge düzenlenmiş olması durumunda ayrıca bu sahteciliği gerçekleştiren gerçek kişiler hakkında ceza yaptırımına hükmedilebilecektir. Bu durumda bile tüzel kişi hakkında verilen “para cezası”, bir idari yaptırım olma özelliğini korur.

Yapılan bu yeni düzenlemeyle, tüzel kişiler hakkında da özellikle “para cezası” bağlamında ceza yaptırımına hükmedilebileceği yönündeki hukuki temelden yoksun anlayışın önüne geçilmek amaçlanmıştır.

TBMM Kabul Metni

20. maddeyi okutuyorum:

İKİNCİ KISIM

Ceza Sorumluluğunun Esasları

BİRİNCİ BÖLÜM

Ceza Sorumluluğunun Şahsîliği, Kast ve Taksir

Ceza sorumluluğunun şahsîliği

MADDE 20. – (1) Ceza sorumluluğu şahsîdir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz.

(2) Tüzel kişiler hakkında ceza yaptırımı uygulanamaz. Ancak, suç dolayısıyla kanunda öngörülen güvenlik tedbiri niteliğindeki yaptırımlar saklıdır.

BAŞKAN – 20. maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir