Türk Ceza Kanunu Madde 13

TCK 13. Madde

Türk Ceza Kanunumuzun 13. maddesi şu şekildedir:

Kanunun Uygulama Alanı – Diğer suçlar

Madde 13 – (1) Aşağıdaki suçların, vatandaş veya yabancı tarafından, yabancı ülkede işlenmesi halinde, Türk kanunları uygulanır:

a) İkinci Kitap, Birinci Kısım altında yer alan suçlar.

b) İkinci Kitap, Dördüncü Kısım altındaki Üçüncü, Dördüncü, Beşinci, Altıncı, Yedinci ve Sekizinci Bölümlerde yer alan suçlar.

c) İşkence (madde 94, 95).

d) Çevrenin kasten kirletilmesi (madde 181).

e) Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188), uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma (madde 190).

f) Parada sahtecilik (madde 197), para ve kıymetli damgaları imale yarayan araçların üretimi ve ticareti (madde 200), mühürde sahtecilik (madde 202).

g) Fuhuş (madde 227).

h) (Mülga bend: 26.06.2009 – 5918 S.K/Madde 1)

i) Deniz, demiryolu veya havayolu ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması (madde 223, fıkra 2, 3) ya da bu araçlara karşı işlenen zarar verme (madde 152) suçları.

(2) (Ek fıkra: 29.06.2005 – 5377 S.K/Madde 3) İkinci Kitap, Dördüncü Kısım altındaki Üçüncü, Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümlerde yer alanlar hariç; birinci fıkra kapsamına giren suçlardan dolayı Türkiye’de yargılama yapılması, Adalet Bakanının talebine bağlıdır.

(3) Birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinde yazılı suçlar dolayısıyla yabancı bir ülkede mahkumiyet veya beraat kararı verilmiş olsa bile, Adalet Bakanının talebi üzerine Türkiye’de yargılama yapılır.

Başlık

TCK’nın 13. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: BİRİNCİ KİTAP: Genel Hükümler – BİRİNCİ KISIM: Temel İlkeler, Tanımlar ve Uygulama Alanı – İKİNCİ BÖLÜM: Kanunun Uygulama Alanı

Madde başlığı şu şekildedir: Diğer suçlar

Gerekçe

Türk Ceza Kanunu’nun 13. maddesinin gerekçesi şu şekildedir:

HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METNİN GEREKÇELERİ


Madde 11. Maddeyle, “gerçekçilik ilkesi” düzenlenmiştir: Bazı suçların ulaştığı boyutlar, zaman zaman devletleri bu suçların kovuşturulması bakımından ortak bir tavır almaya zorlamaktadır. Yapılan anlaşmalarda, karşılıklılık koşulu ile bu tür suçların soruşturulması ve kovuşturulması bakımından alınması gereken tedbirler belirtilmekte, gerektiğinde yasal düzenlemelere gidilmesi hususuna da yer verilmektedir: Örneğin 7/4/1975 tarihli ve 1883 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunmuş “Sivil Havacılığın Güvenliğine Karşı Kanun Dışı Eylemlerin Önlenmesine İlişkin Sözleşmenin” 1 inci maddesinde, “kanuna aykırı ve kasıtlı olarak, uçuş halindeki bir uçakta bulunan şahsa karşı uçağın emniyetini tehlikeye düşürmesi muhtemel bir şiddet hareketinde bulunmak, servisteki bir uçağı tahrip etmek, uçamayacak şekilde hasara uğratmak, uçuş emniyetini tehlikeye düşürmek eylemleriyle bunlara teşebbüs ve iştirak hallerinin suç sayılacağı açıklandıktan sonra, 3 üncü maddede, her akit devletin 1 inci maddede belirtilen suçları ağır cezalarla karşılanacak suçlar haline getirmeyi taahhüt etmesi” öngörülmüş, 7 nci maddede de “sanığın ülkesinde yakalandığı akit devlet eğer onu iade etmezse herhangi bir istisna tanımadan ve suç kendi ülkesinde işlenmiş olsun veya olmasın, ceza kovuşturması yapılması maksadıyla olayı yetkili makamlarına intikal ettirmek zorunda kalacağı ve bu makamların kararlarını, o devletin hukukuna göre ciddi nitelikteki herhangi bir adi suç için öngörülen usuller uyarınca verecekleri”ne işaret edilmiştir.

“Uçakların Kanun Dışı Yollarla Ele Geçirilmesinin Önlenmesi Hakkındaki Sözleşme” (31 Mart 1973 tarihli ve 14493 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 17 Mayıs 1973 tarihinde yürürlüğe giren La Haye Sözleşmesi) bu konuda açık hükümler getirmiş olup, 1 inci maddede “uçuş halindeki bir uçakta bulunan herhangi bir şahıs kanun dışı olarak zorla veya tehditle veya diğer herhangi bir korkutma yoluyla uçağa el koyar veya uçağın kontrolünü ele geçirirse veya böyle bir harekete teşebbüs ederse veya böyle bir hareketi yapan ve buna teşebbüs eden şahısla suç ortağı olursa suç işlemiş sayılır. Bu hareket bundan böyle suç olarak tanımlanacaktır.” denilmiş, Sözleşmenin 2 nci maddesinde ise, “her akit devletin suçu şiddetli cezalarla karşılamayı taahhüt ettiği” açıklanmıştır.

8/12/1975 tarihli ve 15436 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Uçaklarda İşlenen Suçlar ve Bazı Eylemlere İlişkin Tokyo Sözleşmesinde”de bu doğrultuda hükümler mevcuttur.

Bu itibarla, ulusal ve uluslararası hava ulaşımını tehlikeye düşüren ve terör unsuru haline gelen uçak kaçırma ve tahrip eylemlerine ilişkin bulunan hükümler madde kapsamına alınmıştır.

Maddenin birinci fıkrasında, hangi suçlardan dolayı re’sen soruşturma ve kovuşturma yapılacağı teker teker maddeleri gösterilmek suretiyle açıklanmış, üçüncü fıkrada ise bunun istisnaları gösterilmiştir. Ayrıca, aynı hüküm yabancı memlekette işlenen fuhşa teşvik, uyuşturucu madde imal, ticaret ve kullanılması suçlarında da benimsenmiştir.

Bu suçlarda 18 inci maddenin uygulanmaması, fiillerin vahameti nedeniyle daha etkin bir caydırıcılık sağlamak içindir. 14 üncü madde hükmü ise elbette ki, uygulanacaktır.

ADALET KOMİSYONU RAPORU

Madde metninde, belli suçların yabancı bir ülkede işlenmesi durumunda, failin Türk vatandaşı veya yabancı olmasına bakılmaksızın, Türkiye’de Türk kanunlarına göre yargılama yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

Birinci fıkranın (a) bendine göre, İkinci Kitap, Birinci Kısım altındaki

1) “Soykırım” başlıklı Birinci Bölümde,

2) “Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti” başlıklı İkinci Bölümde

yer alan suçlar ile;

(b) bendine göre, İkinci Kitap, Dördüncü Kısım altındaki

1) “Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar” başlıklı Üçüncü Bölümde,

2) “Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar” başlıklı Dördüncü Bölümde,

3) “Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar” başlıklı Beşinci Bölümde,

4) “Milli Savunmaya Karşı Suçlar” başlıklı Altıncı Bölümde,

5) “Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk” başlıklı Yedinci Bölümde ve

6) “Yabancı Devletlerle Olan İlişkilere Karşı Suçlar” başlıklı Sekizinci Bölümde

yer alan suçlar ile, fıkranın (c), (d), (e), (f), (g), (h) ve (i) bentlerinde sayılan suçlar nerede işlenmiş olursa olsun, bu nedenle Türkiye’de yargılama yapılarak, Türk vatandaşı veya yabancı olmasına bakılmaksızın fail hakkında Türk kanunlarına göre cezaya hükmolunur. Yabancı ülkede işlenen bu suçlar dolayısıyla failler hakkında Türkiye’de re’sen takibat yapılır.

Maddenin ikinci fıkrasına göre, bu suçlar dolayısıyla yabancı bir ülkede mahkumiyet veya beraat kararı verilmiş olsa bile, Türkiye’de yeniden yargılama yapılır. Ancak bunun için Adalet Bakanının talepte bulunması gerekir.

Yabancı ülkede mahkum olunan ceza bu ülkede tamamen veya kısmen infaz edilmişse; infaz edilen bu ceza miktarının, mahsup hükümlerine göre, Türkiye’de hükmolunan cezadan mahsup edilmesi gerekir.

Birinci fıkranın (c), (d), (e), (f), (g), (h) ve (i) bentlerinde sayılan suçların yurt dışında işlenmesi halinde; bu suç dolayısıyla, suçu işleyen kişinin Türk vatandaşı veya yabancı olması arasında fark gözetmeksizin, Türkiye’de Türk kanunları uygulanarak yargılama yapılabilecektir.

Ancak, (a) ve (b) bentlerinden farklı olarak, bu bentlerde sayılan suçlardan dolayı Türkiye’de yargılama yapılabilmesi için, fail hakkında yabancı ülkede mahkumiyet veya beraat kararı verilmemiş olması gerekir.

Türkiye’nin taraf olduğu çeşitli uluslararası sözleşmelerde aut dedere aut judiciare/aut punire kuralına yer verilmek suretiyle ilgili sözleşme kapsamına giren suçlar dolayısıyla ister vatandaş olsun ister yabancı olsun faillerin suçun işlendiği ülkeye geri verilmesi öngörülmüştür. Ancak, bu sözleşmelerle, çeşitli hukuki mülahazalarla geri verme yoluna gidilmemesi halinde, taraf devletlere yargılama ve cezalandırma yükümlülüğü yüklenmiştir.

Bu konuda, 1963 yılında imzalanan Uçaklara Karşı İşlenen Suçlara veya Diğer Fillere İlişkin Tokyo Sözleşmesi, 1970 yılında imzalanan Uçakların Kanun Dışı Yollarla Ele Geçirilmesinin Önlenmesi hakkındaki La Haye Sözleşmesi, 23 Eylül 1971 tarihli Sivil Havacılığın Güvenliğine Karşı Kanun Dışı Eylemlerin Önlenmesine İlişkin Montreal Sözleşmesi, 14 Aralık 1973 tarihli Diplomasi Ajanları da Dahil Olmak Üzere Uluslararası Korunmaya Sahip Kişilere Karşı İşlenen Suçların Önlenmesi ve Cezalandırılmasına Dair New York Sözleşmesi, Uyuşturucu Maddelere Dair 1961 Tek Sözleşmesi, 21.12.1971 tarihinde Viyana’da imzalanan Psikotrop Maddeler Sözleşmesi ve ayrıca, Avrupa Konseyi’nce 27.01.1977 tarihinde hazırlanan Tedhişçiliğin Önlenmesine İlişkin Avrupa Sözleşmesi örnek olarak gösterilebilir.

TBMM Kabul Metni

13 üncü maddeyi okutuyorum:

Diğer suçlar

MADDE 13. – (1) Aşağıdaki suçların, vatandaş veya yabancı tarafından, yabancı ülkede işlenmesi hâlinde, Türk kanunları uygulanır:

a) İkinci Kitap, Birinci Kısım altında yer alan suçlar.

b) İkinci Kitap, Dördüncü Kısım altındaki Üçüncü, Dördüncü, Beşinci, Altıncı, Yedinci ve Sekizinci Bölümlerde yer alan suçlar.

c) İşkence (madde 94, 95).

d) Çevrenin kasten kirletilmesi (madde 181).

e) Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188), uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma (madde 190).

f) Parada sahtecilik (madde 197), para ve kıymetli damgaları imale yarayan araçların üretimi ve ticareti (madde 200), mühürde sahtecilik (madde 202).

g) Fuhuş (madde 227).

h) Rüşvet (madde 252).

i) Deniz, demiryolu veya havayolu ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması (madde 223, fıkra 2-3) ya da bu araçlara karşı işlenen zarar verme (madde 152) suçları.

(2) Birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinde yazılı suçlar dolayısıyla yabancı bir ülkede mahkûmiyet veya beraat kararı verilmiş olsa bile, Adalet Bakanının talebi üzerine Türkiye’de yargılama yapılır.

BAŞKAN- 13 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir