TBK 598. Madde
Türk Borçlar Kanunumuzun 598. maddesi şu şekildedir:
Kefalet Sözleşmesi – Sona ermesi – Kanun gereğince
Madde 598 – Hangi sebeple olursa olsun, asıl borç sona erince, kefil de borcundan kurtulur.
Borçlu ve kefil sıfatı aynı kişide birleşmiş olursa, alacaklı için kefaletten doğan özel yararlar saklı kalır.
Bir gerçek kişi tarafından verilmiş olan her türlü kefalet, buna ilişkin sözleşmenin kurulmasından başlayarak on yılın geçmesiyle kendiliğinden ortadan kalkar.
Kefalet, on yıldan fazla bir süre için verilmiş olsa bile, uzatılmış veya yeni bir kefalet verilmiş olmadıkça kefil, ancak on yıllık süre doluncaya kadar takip edilebilir.
Kefalet süresi, en erken kefaletin sona ermesinden bir yıl önce yapılmak kaydıyla, kefilin kefalet sözleşmesinin şekline uygun yazılı açıklamasıyla, azami on yıllık yeni bir dönem için uzatılabilir.
Başlık
TBK’nın 598. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: İKİNCİ KISIM: Özel Borç İlişkileri – ONBEŞİNCİ BÖLÜM: Kefalet Sözleşmesi
Madde başlığı şu şekildedir: Kefalet Sözleşmesi – Sona ermesi – Kanun gereğince
Gerekçe
Türk Borçlar Kanunu’nun 598. maddesinin gerekçesi şu şekildedir:
818 sayılı Borçlar Kanununun 492 nci maddesini karşılamaktadır.
Tasarının beş fıkradan oluşan 598 inci maddesinde, kanun gereğince kefaletin sona ermesi düzenlenmektedir.
818 sayılı Borçlar Kanununun 492 nci maddesinin kenar başlığında kullanılan “E. Kefaletin hitamı / I. Asıl borcun sukutu” şeklindeki ibare, Tasarıda “D. Kefaletin sona ermesi / I. Kanun gereğince” şekline dönüştürülmüştür.
Maddenin birinci fıkrası, 818 sayılı Borçlar Kanununun 492 nci maddesiyle aynı içeriğe sahiptir. Maddenin diğer fıkraları ise, 818 sayılı Borçlar Kanununda yer verilmeyen, yeni hükümlerden oluşmaktadır.
Maddenin ikinci fıkrasında, borçlu ve kefil sıfatının aynı kişide birleşmesi durumunda, alacaklı için kefaletten doğan özel yararların saklı kalacağı belirtilmiştir. Mesela, borçlu kefilin ölümüyle onun tek mirasçısı olmuşsa, bu durumda kefil ve asıl borçlu sıfatları aynı kişide birleştiğinden, kefalet borcu sona erecektir. Ancak, kefile kefalet söz konusu olduğunda, böyle bir sona ermenin mutlak olarak kabul edilmesi halinde, kefile kefalet de sona ereceği ve bu durum alacaklıyı kefile kefalet güvencesinden yoksun bırakacağı için, fıkrada, alacaklının kefaletten doğan özel yararlarının saklı kalacağı hükme bağlanmış ve kefalet borcu sona ermemiş gibi, kefile kefalet borcunun varlığını sürdüreceği kabul edilmiştir.
Maddenin üçüncü fıkrasında, bir gerçek kişi tarafından verilmiş olan her türlü kefaletin, buna ilişkin sözleşmenin kurulmasından başlayarak on yılın geçmesiyle kendiliğinden ortadan kalkacağı belirtilmiştir.
Maddenin dördüncü fıkrasında, kefalet, on yıldan fazla bir süre için verilmiş olsa bile, uzatılmış veya yeni bir kefalet verilmiş olmadıkça kefilin ancak on yıllık süre doluncaya kadar takip edilebileceği kabul edilmiştir.
Maddenin son fıkrasında ise, kefalet süresi, en erken kefaletin sona ermesinden bir yıl önce yapılmak kaydıyla, kefilin kefalet sözleşmesinin şekline uygun yazılı açıklamasıyla azami on yıllık yeni bir dönem için uzatılabileceği öngörülmüştür.
Maddenin düzenlenmesinde kaynak İsviçre Borçlar Kanununun 509 uncu maddesi göz önünde tutulmuştur.
ADALET KOMİSYONU RAPORU
– Tasarının 596, 597, 598, 599 ve 600 üncü maddeleri aynen kabul edilmiştir.
TBMM Kabul Metni
598’inci maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.