Türk Borçlar Kanunu Madde 58

TBK 58. Madde

Türk Borçlar Kanunumuzun 58. maddesi şu şekildedir:

Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri; Sorumluluk; Özel durumlar; Kişilik hakkının zedelenmesi

Madde 58: Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.

Hakim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir.

Başlık

TBK’nın 58. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: BİRİNCİ KISIM: Genel Hükümler – BİRİNCİ BÖLÜM: Borç İlişkisinin Kaynakları – İKİNCİ AYIRIM: Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri

Madde başlığı şu şekildedir: Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri – Sorumluluk – Özel durumlar – Kişilik hakkının zedelenmesi

Gerekçe

Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesinin gerekçesi şu şekildedir:

818 sayılı Borçlar Kanununun 49. maddesini kısmen karşılamaktadır.

Tasarının iki fıkradan oluşan 57. maddesinde, kişilik hakkının zedelenmesinde manevi tazminat düzenlenmektedir.

818 sayılı Borçlar Kanununun 49. maddesinin kenar başlığında kullanılan “3. Şahsi menfaatlerin haleldar olması” şeklindeki ibare, Tasarının 57. maddesinde, “3. Kişilik hakkının zedelenmesi halinde” şeklinde değiştirilmiştir.

818 sayılı Borçlar Kanununun 49. maddesine, 4/5/1988 tarih ve 3444 sayılı Kanunla eklenen ikinci fıkrası gereksiz görülerek, Tasarının 57. maddesine alınmamıştır. Gerçekten, 818 sayılı Borçlar Kanununun 43. ve Tasarının 51. maddeleri uyarınca, hakim tazminat miktarını belirlerken, “hal ve mevkiin icabını / durumun gereğini”, yani saldırının kişilik hakkı zedelenen kişinin manevi kişilik değerlerinde sebep olduğu eksilmeyi göz önünde tutmalıdır. Bu eksilmenin ise, sıfatı ve makamı daha yüksek ve ekonomik durumu daha iyi olan taraf bakımından çok, diğer taraf için az olduğu şeklinde bir kurala bağlanması yanlış olur. Bu nedenle, Tasarının 57. maddesinde, hakimin manevi tazminat miktarını belirlerken, tarafların sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumları da dikkate alması gerektiğinin belirtilmesinde bir zorunluluk yoktur. Ayrıca, bunların maddede gereksiz yere tekrar edilmesi, herkesin kanun önünde eşit olduğu ilkesine de aykırı görülmüştür.

ADALET KOMİSYONU RAPORU

– Tasarının 56, 57 ve 58. maddeleri teselsül nedeniyle 57, 58 ve 59. maddeler olarak aynen kabul edilmiştir.

TBMM Tartışma ve Kabul Metni

BAŞKAN – Madde üzerinde iki adet önerge vardır, geliş sıralarına göre okutup aykırılıklarına göre işleme alacağım.

HALİL ÜNLÜTEPE (Afyonkarahisar) – Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum ilginize. Yakışıyor size Başkan, yakışıyor! (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Lütfen sayın milletvekilleri…

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan “Türk Borçlar Kanunu Tasarısı”nın 58. Maddesinin madde başlığının “Kişilik hakkının ihlali” olarak düzeltilmesini,

1. fıkrasında yer alan “zedelenmesinden” ibaresi yerine “ihlal edilmesinden” ibaresinin yazılmasını,

2. fıkrasında yer alan “bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir” ibaresi yerine, “bu kararın basın yoluyla yayınlanmasına hükmedebilir” ibaresinin yazılmasını,

Maddeye metninin üçüncü fıkrası olarak, “kişilik hakkının ağır bir şekilde ihlal edilmesi hâlinde, zarar görenin yakınları da yukarıdaki taleplerde bulunabilirler.”

Hükmünün eklenmesini arz ve talep ederiz.

Faruk Bal

Mehmet Şandır

Rıdvan Yalçın

Konya

Mersin

Ordu

Behiç Çelik

Beytullah Asil

Osman Ertuğrul

Mersin

Eskişehir

Aksaray

Alim Işık

Kütahya

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Borçlar Kanunu Tasarısının 58. maddesinin kenar başlığındaki “kişilik hakkının zedelenmesi” ifadesinin, “kişilik hakkının saldırıya uğraması” şeklinde, madde metninin de

“Madde 58- Kişilik hakkının saldırıya uğramasından zarar gören kişi, uğradığı manevî zarara karşılık manevî ödence olarak bir miktar para ödenmesini isteyebilir.

Hâkim, bu ödencenin ödenmesi yerine, başka bir giderim şekli kararlaştırabilir veya bunu ödenceye ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın basın yoluyla ilanına hükmedebilir.” şeklinde değiştirilmesini teklif ederiz.

Ali Rıza Öztürk

Turgut Dibek

Ali İhsan Köktürk

Mersin

Kırklareli

Zonguldak

Kemal Demirel

İsa Gök

Atila Emek

Bursa

Mersin

Antalya

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Ali Rıza Öztürk, Mersin Milletvekili, önerge hakkında söz istemişlerdir.

Buyurun.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 58’inci maddede verilen değişiklik önergesiyle ilgili söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

58’inci maddenin değişiklik önergesine ilişkin gerekçelerimize çok ayrıntılı bir şekilde önergemizde yer verilmiştir, merak eden arkadaşlarımız okuyabilirler. Burada esas olarak borçlar hukuku kurumuna daha henüz girmemiş, tam oturmamış “kişilik hakkının zedelenmesi” tanımının Borçlar Kanunu’na girmiş olması nedeniyle bunun değiştirilmesini önerdik, daha ziyade “kişilik hakkının saldırıya uğraması” tanımının daha doğru olduğunu söyledik. Bu konuda zaten 56’ncı maddedeki değişiklik önergesi ayrıntılıdır.

Ben bu vesileyle hemen şunu belirtmek istiyorum: Tabii Meclis Başkanımız izin verirlerse, çekle ilgili de düşüncelerimizi söylemek istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, hukuksuzluğun kural hâline geldiği bir ülkede hukuku inşa etme görevinin başta Türkiye Büyük Millet Meclisinin asli görevi olduğunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamamız lazım. Çünkü, millet iradesinin tecelli ettiği en yüksek organ Türkiye Büyük Millet Meclisiyse eğer, bu ülkede de hukuksuzluklar kural hâline gelmişse, buna öncelikle Türkiye Büyük Millet Meclisi karşı çıkacak ve dolayısıyla da Türkiye Büyük Millet Meclisinin her üyesi buna karşı çıkmak durumundadır. Bundan rahatsız olmamak gerekir. Aksine, hukuksuzluklara karşı çıkmak bence saygı duyulması gereken bir tavırdır. “Yok gündemle ilgili değildir, gündemle ilgidir, yok şununla ilgilidir, yok bununla ilgilidir.” gibi birtakım suni şeylerle insanların söz haklarını kesmek doğru değildir.

Değerli arkadaşlarım, şimdi bakın burada çok ciddi bir Kanun’u görüşüyoruz, Borçlar Kanunu. Tabii, ben üçüncü bölüm üzerindeki görüşlerimi açıklayacağım, bu kanunun neden ihtiyaç hâline geldiğini, o konuda düşüncelerimi söyleyeceğim ama bugün toplumun temel ihtiyacı olan bir durum söz konusu. Bugün gerçekten toplumda çek mağduru denilen karşılıksız çek keşide etme suçundan dolayı hapse girmiş, evinden barkından ayrı yaşayan hatta kaçak durumda yaşayan insanların durumu sizin içinizi hiç acıtmıyor mu?

Şimdi, çekle ilgili olayı, ekonominin dalgalanmaması adına karşılıksız çek keşide etme suçunu savunmak mümkün mü? AKP’deki hukukçu arkadaşlarıma soruyorum: Bu karşılıksız çek keşide etme suçunu getirmeye çalışan ceza hukuku hocasını komisyonda sordum. Hatta Türk Ticaret Kanunu’nun Bilim Komisyonu Başkanı Ünal Tekinalp’in geçen gün Dünya gazetesinde bir beyanatı var: Karşılıksız çek keşide etme suçunun “çağ dışı” olduğunu söylüyor.

Şimdi değerli arkadaşlarım…

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Ne zaman konuldu bu suç?

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) – Ne zaman konulduğunu açar okur, bakarsın; sağa sola laf atacağına bunlara bakarsın. Biraz da böyle sağa sola şey yapacağına biraz okuyacaksınız. Madem milletvekili oldunuz okuyacaksınız.

Değerli arkadaşlar, bakın, bakın değerli arkadaşlar…

RECEP KORAL (İstanbul) – Sen biliyor musun onu?

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) – Dinlersen anlatırım, sen öğrenirsin.

Şimdi, değerli arkadaşlarım, bakın, Türk Ticaret Kanunu’nda çek tanımlanmıştır. Çek, Türk Ticaret Kanunu’nda kayıtsız ve şartsız olarak belirli bir bedelin ödenmesi emrini içerir. Bono ise kayıtsız ve şartsız olarak belli bir bedelin ödenme taahhüdünü içerir. Yani her ikisi de Türk Ticaret Kanunu’nda tanımlanmış kambiyo senedi niteliğindedir. Birisi, taksitli ve vadeli alışverişin ödeme aracıdır yani bono. Diğeri ise, çek ise nakit yerine geçen hemen ödeme dediğimiz bir araçtır. Uygulamada çekin sanki taksitli veya uzun vadeli bir alışverişin aracı olarak kılınmış olması Yasa’nın çeke tanıdığı, yüklediği yükten daha fazla bir yükün yüklenmiş olması alışılmış, kural hâline getirilmiş. Şimdi, çeki biz Türk Ticaret Kanunu’ndaki anlamını çekmeye çalıştığımızda, oradaki görevini yüklemeye çalıştığımızda, çekin ekonomiyi allak bullak edeceği söyleniliyor.

Şimdi, bu Komisyon, Adalet Komisyonu Başkanı dâhil, Adalet Bakanlığı dâhil -yanılmıyorsam- karşılıksız çek keşide etme suçunun suç genel teorisi içerisinde yeri olmadığını, modern ceza hukuku içerisinde yeri olmadığını kabul ediyorlar ancak Ali Babacan Beyefendi, istemediği nedenle karşılıksız çek keşide etme suçunun suç olmaktan çıkarılmaması gerektiğini düşünüyorlar. Gerekçe ne? Gerekçe, ekonomide dalgalanmalar olmasın.

Değerli arkadaşlarım, çekin alacağın tahsilini garanti altına alma gibi bir fonksiyonu yoktur. O zaman bononun alacağını nasıl garanti altına alacaksınız? Hatta çekten ve bonodan daha kuvvetli bir belge niteliği taşıyan mahkeme ilamına bağlı alacağı nasıl garanti altına alacaksınız?

Şimdi, burada düşünülmesi gereken şey şudur…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Öztürk, lütfen tamamlayınız.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) – 1985 yılına kadar Çek Kanunu yoktu yani karşılıksız çek keşide etme diye bir suç tanımlanmamıştı. Peki, 1985 yılına kadar bu ülkenin ekonomisi yok muydu, ülke allak bullak mı oldu? 1985 yılında bu Çek Kanunu çıkarıldı, üç kez değişiklikler yapıldı, sorun çözüldü mü değerli arkadaşlarım? Sorun çözülmedi. Demek ki mesele, ceza getirmek değildir. Bugün, Şili, Bolivya ve Arjantin dışında hiçbir modern ülkede, çağdaş ülkede karşılıksız çek keşide etme suçu yoktur.

Bakın, bugün, Yargıtay 10. Ceza Dairesinde 2008 yılından devreden dosya sayısı 25.683 olmuş, 2009 yılında karara bağlanan 12 bin olmuş, 2009 yılında gelen dosya 9.579. Şu anda -tabii temmuz ayı rakamları bunlar, Sayın Bakanlık öyle verdi- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında bekleyen, hâlâ inceleme bekleyen dosya sayısı 58.188.

Değerli arkadaşlarım, mahkemeler keza öyle, 81.540 dosya karara bağlanmış, temyiz edilmemiş.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) – 170.608 dosyada hâlen yargılama devam ediyor.

Şimdi, ekonomi allak bullak olacak gerekçesiyle -hiç de doğru bir gerekçe değil- bunda ısrar etmek doğru değildir. Karşılıksız çek keşide etme suçu suç olmaktan çıkarılarak Çek Kanunu Meclise getirilmelidir, acilen getirilmelidir, halkın beklentisi karşılanmalıdır diye düşünüyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutup işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan “Türk Borçlar Kanunu Tasarısı”nın 58. Maddesinin madde başlığının “Kişilik hakkının ihlali” olarak düzeltilmesini,

1. fıkrasında yer alan “zedelenmesinden” ibaresi yerine “ihlal edilmesinden” ibaresinin yazılmasını,

2. fıkrasında yer alan “bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir” ibaresi yerine, “bu kararın basın yoluyla yayınlanmasına hükmedebilir” ibaresinin yazılmasını,

Maddeye metninin üçüncü fıkrası olarak, “kişilik hakkının ağır bir şekilde ihlal edilmesi hâlinde, zarar görenin yakınları da yukarıdaki taleplerde bulunabilirler.”

Hükmünün eklenmesini arz ve talep ederiz.

Faruk Bal (Konya) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Alim Işık, Kütahya Milletvekili…

Buyurun Sayın Işık.

ALİM IŞIK (Kütahya) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlarım.

Senaryo aynı, Komisyon Başkanı katılmıyor, Sayın Bakan katılmıyor, dolayısıyla burada ne söylersek söyleyelim, hangi doğruyu sizinle paylaşırsak paylaşalım sonucun değişmeyeceği baştan belli olsa da biz doğruları söylemeye devam edeceğiz.

OKTAY VURAL (İzmir) – Bu defa değişecek gibi.

ALİM IŞIK (Devamla) – Bu defa değişeceğe benziyor. Sayın Bakan ile Sayın Komisyon Başkanı umarım bu haklı gerekçelerle önergemizi destekler, dolayısıyla siz değerli milletvekilleri de bunu onaylarsınız.

Değerli milletvekilleri, biraz önceki 51’inci madde üzerinde yaptığım konuşmada mikrofon kapandığı için tamamlayamadığım son bölümü öncelikle sizlerle tekrar paylaşmak istiyorum.

Benden önceki çok değerli hatiplerin de dile getirdiği gibi, bugün ülkemizin en büyük sorunlarından birisi yaklaşan mübarek Kurban Bayramı öncesinde bayramı evinde geçiremeyerek cezaevinde çek suçlusu olarak yatan insanların ve memleketini, kaçarak hapishaneye girmemek için terk etmiş insanların dramıdır. Sayın Adalet Bakanına buradan bir kez de ben sesleniyorum: Bu insanlara bayram öncesinde, bir sorumluluk anlayışı içerisinde, bir müjde verebilecek misiniz?

İkincisi: Son dönemde, özellikle AKP İktidarı döneminde icra müdürlüklerinin sayısı ne kadar yükselmiştir? Son iki yılda yeni kurulan icra müdürlükleri hangi illerde ve sayı olarak nereye yükselmiştir?

Bunun bir anlamı var: Bu ülkede, insanlar, borçlarını zamanında ödeyemedikleri için -ki hepsi iyi niyetli esnaf, tüccar, sanayici, çiftçi ama ellerinde olmayan nedenlerle yaşanan ekonomik krizin çok ciddi etkileri sonucunda- bu noktaya gelmişlerdir. Bunun da kamuoyu tarafından mutlaka cevabının verilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Diğer yandan, 2009 yılının ilk yarısında yeni kurulan şirket sayıları geçen yıla göre yüzde 21 oranında azalmış, diğer taraftan kapanan şirket sayıları da yüzde 2,5’luk bir artışla 6 bini aşmıştır. Her işletmede çalışan birkaç insan düşünüldüğünde işsizliğin ve gelinen noktanın ne kadar ciddi olduğunu bu rakamlar da bir kez daha teyit etmektedir.

Yine aynı dönemde inşaat sektöründe ciddi anlamda gerileme ortaya çıkmış, inşaat ruhsatları sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10 azalmıştır.

Dış borç anapara ve faiz ödemeleri de 2009’un ilk sekiz aylık döneminde 7,6 milyar TL’yle geçen yıla göre yüzde 31 oranında azalmıştır. Yani ülke geçen yıl daha iyi dış borç ve faiz ödemesi yapabilirken bu sene bunu da yapamamıştır. Önümüzdeki yıllar, ödenmeyen bu borçların ödeneceği düşünüldüğünde, daha zor geçeceğe benzemektedir.

Yine, 2009’un ilk sekiz aylık döneminde taşıt kredilerinde yüzde 27 oranında azalmaya karşın, kredi kartları tutarında yüzde 10, tüketici kredileri toplamında da yüzde 2’ye yakın artış söz konusudur.

Çok dramatik verilerden birisi de, tasfiye olunacak tüketici kredileri yüzde 183, kredi kartları tutarı ise yüzde 88 artışla 4 milyar TL’ye dayanmıştır. Bunlar bu ülkenin gerçeği. Peki, kazanan olmamış mı? Kazananlar var. Bu dönemde en büyük kazancı, yüzde 25’lere varan artışla yabancı para kredilerinin verildiği mevduat bankalarıdır. Yani bankalar kazanmış, bu ülkenin suçsuz, günahsız evlatları batmıştır.

Değerli milletvekilleri, önergemizde, Sayın Kâtip Üyemizin de okuduğu şekliyle, birkaç önemli konuyu sizlere, düzeltme amacıyla sunduk. Bunlardan birisi “zedelenmesinden” ifadesi yerine “ihlal edilmesinden” ifadesini öneriyoruz. Çünkü “hakkın zedelenmesi” deyimi isabetli bir deyim değil, buna karşın “hakkın zedelenmesinden” çok, “hakkın ihlal edilmesinden” söz edilmektedir. Yaşayan Türkçede bu kavram daha yaygındır. Bu nedenle birinci fıkrada bu değişikliği önerdik.

İkinci fıkrada yaptığımız önerinin gerekçesini şöyle söyleyebilirim: Tasarının 49’uncu maddesindeki gibi burada da basın yoluyla yayın vurgulanmalıdır. Yayının nasıl yapılacağı mevcut tasarıda belirtilmemiştir. Basın yoluyla…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Işık, lütfen tamamlayınız.

ALİM IŞIK (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Aksi takdirde, kararın nasıl yayınlanacağı düzenleme dışı kalmış olacak. Kararın basın yoluyla yayımı, kontrollü ve denetime elverişli olması bakımından önem arz etmekte. Bu da son derece olumlu bir katkı olarak değerlendirilmelidir.

Üçüncü fıkradaki değişiklik talebimizde, kişilik hakları ihlal edilenlerin yakınları için de talep hakkı tanınması, yine, tasarının 56’ncı maddesindeki düzenlemeye paralel bir düzenleme olacaktır. Bunun da kabul edileceğini umuyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Işık.

III.- YOKLAMA

(MHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan, yoklama talep ediyoruz.

BAŞKAN – Sayın Bal, Sayın Vural, Sayın Enöz, Sayın Durmuş, Sayın Ural, Sayın Torlak, Sayın Çelik, Sayın Korkmaz, Sayın Özkan, Sayın Asil, Sayın Bal, Sayın Tankut, Sayın Yunusoğlu, Sayın Işık, Sayın Varlı, Sayın Paksoy, Sayın Akcan, Sayın Kumcuoğlu, Sayın Bukan, Sayın Çalış, Sayın Uzunırmak.

Evet, yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklamayı başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.

VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) KANUN TASARI VE TEKLIFLERI (Devam)

2.- Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S. Sayısı: 321) (Devam)

BAŞKAN – Sayın Bal ve arkadaşlarının önergesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Madde 58’i oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

  • İlk yayınlanma tarihi: 24 Nisan 2021

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İçindekiler
Bize WhatsApp'tan ulaşın!