Türk Borçlar Kanunu Madde 53

TBK 53. Madde

Türk Borçlar Kanunumuzun 53. maddesi şu şekildedir:

Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri; Sorumluluk; Özel durumlar; Ölüm ve bedensel zarar; Ölüm

Madde 53: Ölüm halinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır:

1. Cenaze giderleri.

2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.

3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.

Başlık

TBK’nın 53. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: BİRİNCİ KISIM: Genel Hükümler – BİRİNCİ BÖLÜM: Borç İlişkisinin Kaynakları – İKİNCİ AYIRIM: Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri

Madde başlığı şu şekildedir: Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri – Sorumluluk – Özel durumlar – Ölüm ve bedensel zarar – Ölüm

Gerekçe

Türk Borçlar Kanunu’nun 53. maddesinin gerekçesi şu şekildedir:

818 sayılı Borçlar Kanununun 45. maddesini karşılamaktadır.

Tasarının tek fıkraya bağlı üç bentten oluşan 53. maddesinde, ölüm halinde uğranılan zararlar düzenlenmektedir.

818 sayılı Borçlar Kanununun 45. maddesinin kenar başlığında kullanılan “V. Hususi haller / 1. Adam ölmesi ve cismani zarar / a. Ölüm takdirinde zarar ve ziyan” şeklindeki ibareler, cismani zararın, Tasarının “Bedensel bütünlüğün zedelenmesi” kenar başlıklı 53 üncü maddesinde ayrıca düzenlenmesi nedeniyle, Tasarının 53 üncü maddesinde “IV. Özel durumlar/ 1. Ölüm ve bedensel zarar / a. Ölüm” şekline dönüştürülmüştür. İki fıkradan oluşan 818 sayılı Borçlar Kanunundan farklı olarak, haksız fiilin ölümle sonuçlanması durumunda istenebilecek zarar kalemleri, Tasarıda üç bent halinde sayılmıştır.

Sistematik yapısı ile metninde yapılan değişiklik ve arılaştırma dışında, maddede 818 sayılı Borçlar Kanununa göre bir hüküm değişikliği yoktur.

ADALET KOMİSYONU RAPORU

– Tasarının 53 ve 54. maddelerinde, redaksiyon yetkisi kapsamında kanun yapım tekniğine uygunluğun sağlanması amacıyla değişiklik yapılmıştır.

TBMM Tartışma ve Kabul Metni

53. maddenin başlığını okutuyorum:

IV. Özel durumlar

1. Ölüm ve bedensel zarar

a. Ölüm

MADDE 53-

BAŞKAN – Madde üzerinde iki adet önerge vardır, sırasına göre okutup aykırılığına göre işleme alacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan “Türk Borçlar Kanunu Tasarısı”nın 53. Maddesinin 2. ve 3. bentlerinde yer alan “kayıplar” kelimesinin “zararlar” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Faruk Bal

Mehmet Şandır

Rıdvan Yalçın

Konya

Mersin

Ordu

Behiç Çelik

M. Akif Paksoy

Beytullah Asil

Mersin

Kahramanmaraş

Eskişehir

Osman Ertuğrul

Aksaray

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 321 sıra sayılı Borçlar Kanunu Tasarısının 53. maddesinin,

“Madde 53- Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır:

1. Cenaze giderleri.

2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalması ya da yitirilmesi sonucu oluşan zararlar.

3. Ölen kişinin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu nedenle uğradıkları zararlar.”

şeklinde değiştirilmesini teklif ederiz.

Ali Rıza Öztürk

Turgut Dibek

Atila Emek

Mersin

Kırklareli

Antalya

İsa Gök

Ali İhsan Köktürk

Kemal Demirel

Mersin

Zonguldak

Bursa

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) – Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Ali Rıza Öztürk, Mersin Milletvekili, önerge üzerinde söz talepleri var.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. 53’üncü madde üzerinde verdiğimiz önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum. Hepinize saygılar sunarım. Eğer Sayın Başkan konuşmamıza müdahale etmezse, neyini konuşmayacağımıza direktif vermezse bir bütünlük içerisinde düşüncelerimi aktarmaya çalışacağım.

BAŞKAN – Sayın Öztürk…

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, biz burada…

BAŞKAN – Sayın Öztürk, konudan ayrılırsanız ben konuya davet ederim. İç Tüzük uygulama benim görevim burada Sayın Öztürk.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) – Değerli arkadaşlarım…

Sayın Başkanımız, keşke o görevinizi az önce bu Meclis kürsüsünden bu Meclise yakışmayacak bir sürü sözler söylediği zaman da yapsaydınız. Biz burada hukuk konuşuyoruz ve borçlar hukukunu konuşacağız. Borçlar hukukunu…

BAŞKAN – Sayın Öztürk, Borçlar Kanunu görüşülüyor. Onun maddeleriyle ilgili önerge veriyorsunuz, onun üzerinde konuşmak durumundasınız.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) – Sayın Başkan… Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) – Sayın Başkan, ben konunun neyle ilgili olup olmadığı konusunda sizden akıl ve fikir alacak hâlim yok. Zaten grup başkan vekilleriniz yeteri kadar muhalefete akıl fikir veriyor.

BAŞKAN – Tüzük’e uygun davranmak zorundasınız Sayın Öztürk.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) – Lütfen siz bize akıl fikir vermeyin.

BAŞKAN – Tüzük’e uygun davranmak zorundasınız. Akıl veren yok Sayın Öztürk burada.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) – Bırakın biz görevimizi yapalım, bize müdahale etmeyin Sayın Başkan.

Burada deminden beri bir sürü hukuksuzluk yaşanıyor bu Mecliste…

BAŞKAN – Hukuksuzluk yaşanmıyor Sayın Öztürk. Tüzük’e davet ediyorum ben, Tüzük’e uymaya davet ediyorum.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) – Özellikle sizin yönetimlerinizde, izliyorum, her türlü hukuksuzluk yapılıyor ve bunlara seyirci kalıyorsunuz.

BAŞKAN – O sizin hüsnükuruntunuz Sayın Öztürk.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) – Şimdi, Sayın Başkan ve değerli arkadaşlar…

Bakın, müdahale etmeseydiniz şimdiye kadar geçecekti bunlar Sayın Başkan. Yani yeteri kadar zaten hem Meclis hem Türkiye gündemini gerdiniz. Lütfen siz bari buna katkıda bulunmayınız çünkü siz Meclis Bakan Vekilisiniz. Bu görevi zaten AKP’li arkadaşlarımız yapıyorlar. AKP’li grup başkan vekilleri yapıyor.

Değerli arkadaşlarım, şimdi, biz, burada, gerçekten… Bakın, Hükûmetin aleyhine, Sayın Başbakanın aleyhine muhalif görülen toplumsal kesimler çeşitli yöntemlerle sindiriliyor. Bunu susacağız…

AHMET YENİ (Samsun) – Borçlar Kanunu mu bu?

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) – Bunları susacağız ve yargıya ilişkin ne tesadüftür ki… Bunlar tesadüf müdür? Ben bunu Sayın Bakana sormak istiyorum, bir hukukçu olarak öğrenmek istiyorum. Hükûmetin aleyhine veya Başbakanın aleyhine karar çıkaran mahkemelerin yargıçları hakkında, savcıları hakkında soruşturmalar açılıyor. Olabilir. Yani soruşturmanın niteliğini falan bilmiyoruz ama ben şunu öğrenmek istiyorum: Nasıl ki maliye gücü kullanılarak Doğan Holdinge verilen cezalar bir tesadüf müdür ki, aynı şekilde yargıda da mahkeme, AKP aleyhine veya Başbakan aleyhine kararlar veren hâkimler hakkında soruşturma açılması bir tesadüf müdür?

Şimdi, bu ülkede adı üstünde iki tane şey vardır değerli arkadaşlar: Birisi cumhuriyet savcısıdır. Cumhuriyet savcıları Anayasa’da tanımlanan laikliğin yanında duruş gösterdi diye bunlar hakkında soruşturma açılmasının akıllı, mantıklı, makul ve meşru bir nedeni var mıdır? Cumhuriyet savcısı sistemin temelini oluşturan laiklik yanında taraf olmayacak da nerede olacak?

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Önergeyle ne alakası var? Önerge üzerinde söz aldınız.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) – Laiklik yanında duruş göstermenin suç olması ancak ve ancak bu ülkede, bu sistem içerisinde en yüce yargı kararı olan Anayasa Mahkemesi kararı ile laiklik karşıtı hareketlerin odak noktası olduğu tespit edilen bir siyasal anlayışın içerisinde laikliğin yanında olmanın suç olduğu tanımlanabilir.

Şimdi, Sayın Bakana soruyorum -geçmişte avukatlık yaptı- buradaki bütün hukukçu arkadaşlarıma soruyorum: Kartal’da Başbakan aleyhine karar çıkaran hâkim -kararları geç yazdığı nedeniyle- hakkında soruşturma açılıyor. Şimdi, basından öğrendiğimiz kadarıyla -ters biliyorsak Sayın Bakan bizi bilgilendirsin- Osman Kaçmaz hakkında aynı şekilde, kararları geç yazdığı nedeniyle soruşturma açılıyor. Şimdi, bu ülkede Sayın Bakan çıksın bu kürsüde söylesin. Arkadaşlarımız, avukatlar var. Kararları zamanında yazan bir tek hâkim var mı?

Değerli arkadaşlarım, şimdi, bu uygulamalar olurken biz AKP’nin iktidarına, AKP’nin yönetimine nasıl güveneceğiz? Güven vermek sizin göreviniz değil mi arkadaşlar? Eğer bu tesadüfse bu kadar mı tesadüf olur?

AHMET YENİ (Samsun) – Millet güveniyor, millet.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) – Milletin güvenip güvenmediğini göreceğiz.

AHMET YENİ (Samsun) – Her geçen gün artarak devam ediyor.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) – Bakın değerli arkadaşlarım, ben bir milletvekili olarak…

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Anayasa Mahkemesinin kararları da var.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen…

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) – Bir milletvekili olarak AKP’nin Kürt açılımıyla ilgili görüşlerini samimi olarak öğrenmek istedim.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Anayasa Mahkemesinin başka kararları var. Böyle devam ederseniz biz onları getiririz.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) – Samimi olarak AKP bu konuda ne diyor, hâlâ öğrenmek istiyorum.

AHMET YENİ (Samsun) – Dinlemediniz ki!

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Anayasa Mahkemesinin hesaplarla ilgili bir kararı da var.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) – DTP’nin görüşlerini biliyorum, PKK örgütünün görüşlerini biliyorum ama altı aydır AKP’nin görüşlerini öğrenemedim.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Anayasa Mahkemesinin CHP’nin hesaplarıyla ilgili kararı da var. Bu kararı da getiririz çok istiyorsanız.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) – Dün burada sabırla ve özenle AKP grup başkan vekili arkadaşlarımız ne diyecek, Sayın Bakan ne diyecek diye sabırla dinledim ama Kürt açılımı konusunda bir tek cümle dahi söylenilmedi, muhalefet milletvekillerine akıl verildi, hatta hakaret boyutuna varan konuşmalar yapıldı. Bunları siz içinize sindirebiliyor musunuz?

Bakın, arkadaşlar, siz bizim siyasi eleştirilerimizden…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Öztürk, tamamlayınız lütfen.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) – …siyasi konuşmalarımızdan alınıyorsunuz, siyasi konuşmalarımızdan içinizin acıdığını belirtiyorsunuz ama siz siyasi üslubu, hukuki üslubu bir kenara bırakıyorsunuz, muhalefeti suçluyorsunuz; suçlamakla kalmıyorsunuz, hakaret ediyorsunuz. Şimdi, burada bütün mesele, birbirimizin ne söylediğini anlamamamız, anlamak istemememizdir. Eğer Sayın Başkan, burada Borçlar Kanunu’nun temelini tartışamıyor isek eğer, önergeler verildiğinde biz ne söylersek söyleyelim Sayın Bakan ve Komisyon Başkanı “Katılmıyoruz.” diyorsa, grup da hiç önergelerin içeriğine bile bakmaksızın reddetme durumunda kalıyorsa elbette bu kürsüde de biz farklı şeyleri gündeme getirmek durumundayız.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…

HÜSEYİN YILDIZ (Antalya) – Karar yeter sayısı istiyorum.

BAŞKAN – Arayacağım.

Kabul etmeyenler…

Elektronik sistemle oylama yapacağım kâtip üyeler arasında anlaşmazlık olduğu için.

3 dakikalık süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylamaya başlandı)

YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Sayın Başkan, ne kadar tarafsızsın! İnşallah domuz gribi olursun.

BAŞKAN – Sayın Ağyüz, burada bir AK PARTİ bir de Cumhuriyet Halk Partisini temsilen 2 tane Kâtip Üye var.

İSA GÖK (Mersin) – Bir de Başkan var.

MUHARREM VARLI (Adana) – Tamam da o AKP’nin temsilcisi hep “Tamam.” diyor zaten!

BAŞKAN – Hiçbir başkan burada, Genel Kurulda…

YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Her zaman tarafsız olmak zorundasınız.

BAŞKAN – …karar ve toplantı yeter sayısı var mıdır, yok mudur, bunu saymaz.

YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Bu oylama biçimini de yeni görüyoruz biz. Parmak sayısına bakarak bulabilirsiniz. Bunu yapamıyorsanız Başkanlık etmeyin.

BAŞKAN – Yerinize oturun lütfen Sayın Ağyüz.

İSA GÖK (Mersin) – Sayın Başkan, şunu söyleyin: Vicdanen rahat mısınız? Allah aşkına bunun cevabını verin bize. Tarafsızlık konusunda vicdanen rahat mısınız? Rahatsanız nasıl bir vicdan bu?

HALİL ÜNLÜTEPE (Afyonkarahisar) – Başbakandan talimat alıyor, talimat.

(Elektronik cihazla oylamaya devam edildi)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.

TURGUT DİBEK (Kırklareli) – Kaç kişi var Sayın Başkan? Merak ettik.

HÜSEYİN YILDIZ (Antalya) – Kaç kişi var Sayın Başkan?

BAŞKAN – Diğer önergeyi okutup işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na

Görüşülmekte olan “Türk Borçlar Kanunu Tasarısı”nın 53. Maddesinin 2. ve 3. bentlerinde yer alan “kayıplar” kelimesinin “zararlar” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Faruk Bal (Konya) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet önergeye katılıyor mu?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Mehmet Akif Paksoy konuşacak.

BAŞKAN – Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un söz talebi vardır.

Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

MEHMET AKİF PAKSOY (Kahramanmaraş) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 321 sayılı Borçlar Kanunu Tasarısı’nın 53’üncü maddesinde istediğimiz değişiklik önergesiyle ilgili söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değişiklik teklifimiz, verilen önergemizde belirtilmiştir. Çok değerli arkadaşlar, bu Hükûmetin Türkiye’nin sorunlarının çözümüne yönelik bir kaygısı bulunmamaktadır, göz boyamaya yönelik, günü kurtarma kabilinden yapılan icraatlarda duvara toslamıştır. Bakın, Merkez Bankası tarafından bankalara duyurulan toplam karşılıksız çek sayısı, 2009 yılının on ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 33,9 artarak 1 milyon 662 bin 781’e çıkmıştır. Bu rakamlar, bize her üç çekten bir tanesinin karşılıksız çıktığını göstermektedir.

Bugün, birçok esnaf battığı için çeklerini ödeyememiş, hapishaneler çek mağdurları yüzünden dolmuştur. Bu çek mağdurlarının büyük bir bölümü küçük ve orta esnaftır. Şimdi, bu Hükûmetin günü kurtarmaktan başka bir kaygısı bulunsaydı, yedi yıllık iktidarları boyunca en basitinden vatandaşlarımızın aşının ve işinin artması gerekirdi. Hâlbuki, artan sadece borç oldu. Geçen sürede vatandaşın da, devletin de, özel sektörün de borcu arttı. AKP Hükûmeti yedi yıl boyunca fakirliği ve yoksulluğu çoğaltarak Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Vakfının bütçesini artırmaktan başka ciddi bir iş yapmadı, hükûmet etmeyi yeşil kart ve kömür dağıtmaktan ibaret saydı. Sağlık harcamalarıyla ilgili veriler duvara toslandığını gösteriyor. Nitekim, katkı payı getirildi. Bir süre sonra bu paylar daha da artırılacak.

Arkasından, hastane birlikleri yasasıyla kamu hastaneleri tam bir işletme olacak, hizmet esasına göre değil kâr esasına göre çalışacak. İşte o zaman kapanan hastaneleri, devredilen hastaneleri, hepsinden önemlisi kapısından hasta çevrilen hastaneleri göreceğiz.

Vatandaşların ödenmeyen kredi kartları borçları çığ gibi büyüyor. Bireysel kredi kartlarında batık miktarı yıl başından bu yana yüzde 51 arttı. Batık kredi kartı borçlarının oranı ise yüzde 10,47’yle rekor seviyeye yükseldi.

Bu Hükûmetin bir başka artısı daha var. Bakın, Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünün verilerine göre, yedi yılda suç sayısında yüzde 65’lik bir artış olmuştur. Bu husus bile tek başına Türkiye’nin yedi yılda nereye geldiğini çok açık gösteriyor. Veriler her 6 saniyede 1 kişi hakkında soruşturma açıldığını gösteriyor. Açılan davalarda ilk sırada hırsızlık, kapkaç gibi mal varlığına karşı işlenen suçlar yer alıyor. Bir yılda hırsızlıktan dolayı açılan dava sayısı 235.495. Buna göre, yaklaşık her 2,5 dakikada 1 kişi yaralama ve hırsızlık suçunun mağduru oluyor.

Toplum neredeyse cinnet geçiriyor. Cinayet sayılarında büyük artış gözlenmekte. Her gün televizyonlarda ve basında hunharca işlenen cinayet duymaktan vatandaşlarımız bıktı. Artık, cinayet haberleri gazetelerin üçüncü sayfalarından birinci sayfalarının manşetlerine taşındı. Seçim bölgem Kahramanmaraş’ta son birkaç ay içinde 11 kişi yaşamını kaybetti. Dört kız kardeş esrarengiz bir şekilde intihar etti. Şu ana kadar bu elim hadiseyle ilgili bir sonuca da ulaşılamadı. Daha dün, belediyenin Park ve Bahçeler Müdürlüğünde şirket işçisi olarak alınacaklar arasında ismini göremeyen bir vatandaşımız, dört beş yaşlarında, anaokuluna giden çocuğuyla birlikte kendisini Kahramanmaraş Belediyesi önünde yakmaya kalktı.

Şimdi, herkes domuz gribiyle yatıp kalkıyor. Hükûmet, vatandaşı paniğe sevk etti. Ancak Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesi Büyüktatlı Belediyesindeki kanser vakalarıyla ilgili Sağlık Bakanlığı kılını kıpırdatmıyor. Son on üç yılda bölgede yaklaşık 250 kişinin asbestli toprak ve suyun sebep olduğu kanser hastalığı yüzünden hayatını kaybettiği, birçok vatandaşın değişik illerde tedavi gördüğü, beş yıl önce 5 bin olan belde nüfusunun ölümler ve göç yüzünden 2 bine düştüğü bizatihi belediye başkanı ve muhtarlar tarafından ifade ediliyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Paksoy, lütfen tamamlayınız.

MEHMET AKİF PAKSOY (Devamla) – Teşekkür ederim.

Halk kendisinin kaderine terk edildiğini düşünüyor. Ben bu konuda Sayın Sağlık Bakanımızın cevaplaması isteğiyle yüce Meclise soru önergesi sundum. Sayın Bakana huzurlarınızda çağrıda bulunuyorum: Lütfen ilgili bürokratlarınıza talimat verin. Afşin ilçemizin Büyüktatlı beldesindeki kanser vakalarıyla ilgili bir araştırma yapın. İddialar doğruysa Bakanlık ve Hükûmet olarak gerekli tedbirleri süratle alın.

Sayın milletvekilleri, tasarıda kullanılan dildeki birtakım ifadelerin değiştirilmesinin uygun olacağını düşünüyoruz. Değişiklik önergemize destek vermenizi bekliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

53’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir