Türk Borçlar Kanunu Madde 4

Bu yazımızda Borçlar Kanunumuzun 4. maddesini inceledik. Maddenin gerekçesi, uygulaması, çözdüğü uyuşmazlıkları yazımızın devamında bulacaksınız.

4. maddede sözleşmenin nasıl kurulacağı ve tarafların açıklamalarının ne şekilde olabileceği anlatılmaktadır.


TBK 4. Madde

Türk Borçlar Kanunumuzun 4. maddesi şu şekildedir:

Sözleşmenin kurulması, Öneri ve kabul, Süresiz öneri, Hazır olanlar arasında:

Madde 4: Kabul için süre belirlenmeksizin hazır olan bir kişiye yapılan öneri hemen kabul edilmezse; öneren, önerisiyle bağlılıktan kurtulur.

Telefon, bilgisayar gibi iletişim sağlayabilen araçlarla doğrudan iletişim sırasında yapılan öneri, hazır olanlar arasında yapılmış sayılır.

Başlık

TBK’nın 4. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: BİRİNCİ KISIM: Genel Hükümler – BİRİNCİ BÖLÜM: Borç İlişkisinin Kaynakları – BİRİNCİ AYIRIM: Sözleşmeden Doğan Borç İlişkileri

Madde başlığı şu şekildedir: Sözleşmenin kurulması – Öneri ve kabul – Süresiz öneri – Hazır olanlar arasında

İlgili Yargıtay Kararları

  • Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2020/7517 E. ve 2021/3100 K. Sayılı Kararı
    Özet: Uyuşmazlık davacı avukatın, vekalet ücretine ilişkin teklifinin davalı tarafından kabul edilmemesine ilişkindir. TBK’nın 4. maddesine göre davacı, vekalet ücretinin 30.000 TL olarak kararlaştırılması yönündeki talebini içeren icabının davalı tarafça kabul edilmemesi üzerine, icabının bağlılığından kurtulmuştur. Bu durumda davacı yanın vekalet alacağı teklif etmiş olduğu 30.000 TL ile sınırlı olmayacaktır.

Gerekçe

Türk Borçlar Kanunu’nun 4. maddesinin gerekçesi ise şu şekildedir:

818 sayılı Borçlar Kanununun 4. maddesini karşılamaktadır.

Tasarının iki fıkradan oluşan 4. maddesinde, hazır olanlar arasında yapılan süresiz öneride, önerenin önerisiyle bağlı olmaktan kurtulacağı an ile hangi önerilerin, hazır olanlar arasında yapılmış sayılacağı düzenlenmektedir.

818 sayılı Borçlar Kanununun 4. maddesinin kenar başlığında kullanılan “2. Kabul için müddet tayin olunmaksızın icap” şeklindeki ibare, Tasarıda “2. Süresiz öneri”; “a. Hazırlar beyninde” şeklindeki ibare de “a. Hazır olanlar arasında” şekline dönüştürülmüştür.

818 sayılı Borçlar Kanununun 4. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen telefon yanında, teknolojik gelişmeler göz önünde tutularak, Tasarıda “bilgisayar gibi iletişim sağlayabilen araçlarla doğrudan iletişim sırasında yapılan öneri”nin de, hazır olanlar arasında yapılmış sayılması öngörülmüştür. Ancak, bu sonucun, önerenin sadece “doğrudan iletişim” sağlayabilen araçlarla yaptığı, yani muhatabın da aynı anda içeriğini öğrenebildiği bir öneri bakımından geçerli olduğu kabul edilmiştir.

ADALET KOMİSYONU RAPORU

– Tasarının 4. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “edilmezse” ibaresinden sonra noktalı virgül işareti konulması anlamı daha netleştireceğinden, redaksiyon yetkisi kapsamında bu ibareden sonra noktalı virgül işareti konularak madde kabul edilmiştir.

TBMM Tartışma Metni

4. maddenin başlığını okutuyorum:

2. Süresiz öneri

a. Hazır olanlar arasında

MADDE 4-

BAŞKAN – Madde üzerinde iki adet önerge vardır.

Önergeleri önce geliş sırasına göre okutacağım, sonra aykırılıklarına göre işleme alacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan “Türk Borçlar Kanunu Tasarısı”nın 4. maddesinin başlığı olan “Süresiz Öneri” yerine “Süresiz Teklif” ibaresinin yazılmasını,

madde metninde yer alan “öneri” kelimesinin yerine “teklif” kelimesinin yazılmasını,

“öneren, önerisiyle bağlılıktan” ibaresinin yerine “teklif eden teklifi ile bağlılıktan” ibaresinin yazılmasını,

maddenin 2. fıkrasının “İletişim araçları ile doğrudan iletişim sırasında yapılan teklif, hazır olanlar arasında yapılmış sayılır” şeklinde değiştirilmesini saygı ile arz ve teklif ederiz.

BAŞKAN – En aykırı olan ikinci önergeyi okutup işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Türk Borçlar Kanunu tasarısının 4. maddesinin 2. fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

“Telefon, İnternet gibi iletişim sağlayabilen araçlarla doğrudan iletişim sırasında yapılan öneri, hazır olanlar arasında yapılmış sayılır.”

Ali İhsan Köktürk, Mehmet Ali Susam, Birgen Keleş, Fatma Nur Serter, Faik Öztrak

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

K. KEMAL ANADOL (İzmir) – Sayın Susam konuşacak efendim.

BAŞKAN – Mehmet Ali Susam, İzmir Milletvekili.

Buyurun Sayın Susam. (CHP sıralarından alkışlar)

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Borçlar Kanunu’nun günümüz diline uyarlanmasıyla ilgili ve günümüz ihtiyaçlarına cevap verme doğrultusunda yeniden düzenlenmesi noktasında 4’üncü maddenin ikinci fıkrasında bir değişiklik önergesi verdim. Bunun için söz almış bulunuyorum.

Burada verdiğimiz değişiklik önergesi “Telefon, bilgisayar gibi iletişim sağlayabilen araçlarla doğrudan iletişim sırasında yapılan” şeklindeki ifadenin “Bilgisayar” yerine “İnternet gibi araçlarla” denilmesinin doğru olduğuna inanıyoruz. Komisyon katılmadı, Bakanlık katılmadı ama bilgisayar bir iletişim aracı değildir. Asıl iletişim aracı ‘İnternet’tir. ‘İnternet’i kullanabilmek için bazen bilgisayara ihtiyacınız vardır. Onun için katılmadıkları bu değişiklik önergemizi onların da kafalarında izah edebileceklerini düşünmüyorum.

Değerli arkadaşlar, bu vesileyle, bugün Borçlar Kanunu konuşulurken Türkiye’nin içinde bulunduğu durumda çok borçlu bir kesimin haftasını yaşıyoruz. Esnaf ve sanatkârların Ahilik Haftası bu hafta. Türkiye’nin her ilinde komiteler kuruldu. Bu komiteler vasıtasıyla bu hafta esnaf ve sanatkârın Ahilik Haftası kutlanıyor. Cumartesi günü de Sayın Başbakan Kırşehir’de Ahilik Haftası törenlerine katılacak.

Nedir Ahilik? Ahilik’in tanımı şu: Sanatın, ticaretin, mesleğin iyi ahlak, dürüstlük ve doğrulukla yapılmasını ve bilgiyi kullanarak en iyi şekilde topluma hizmet etmesini öneren felsefi bir sistem. Bir dünya görüşü, bir meslek grubunun felsefi anlayışı. Ve Ahilik Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından önce de vardı, Osmanlının kurulmasından önce de Anadolu’da vardı. Moğol istilalarında Anadolu’nun ayakta kalmasına Ahiler ve Ahi ocakları önderlik etmiş, Osmanlının devlet hâline dönüşmesine de örgütlü yapıları ve bu felsefi, bilimsel anlayışlarıyla ciddi şekilde katkı koymuşlar, içlerinden padişahlar çıkarmışlar. Orhan Gazi de bunlardan bir tanesidir. Ahilik teşkilatı hem meslek ve sanatta gelişmeyi desteklerken hem toplumda iyi ahlakı, dürüstlüğü önermektedir.

Bu kesim, bu Ahilerin bugün temsilcileri esnaf ve sanatkârlardır ama esnaf ve sanatkârlar Türkiye’de hiçbir dönemde olmadığı kadar AKP döneminde maalesef ihmal edilmişlerdir. Esnaf ve sanatkârın sorunlarıyla ilgili yasal düzenlemeler getirilmediği gibi buraya getirilen bütün yasal düzenlemelerde küçük işletmeler, esnaf ve sanatkârlar ihmal edilmiş, unutulmuş ya da görmezlikten gelinmiştir.

Bunun en önemli göstergelerinden bir tanesi ARGE Kanunu’dur. Bunun en büyük göstergelerinden bir tanesi Türkiye Odalar Birliği Kanunu’nun ve Esnaf ve Sanatkârlar Kanunu’nun aynı konuda farklı yaklaşımıdır ve bütün kanun çıkışlarında bu anlayış kendini göstermiştir.

Şimdi, en önemli konulardan bir tanesi de: Borçlar Kanunu’nu niye çıkartıyorsunuz? Dilini düzelteceğiz, Borçlar Kanunu’nda günümüzde aksayan yanları değiştireceğiz ve günün ihtiyaçlarına cevap vereceğiz. Peki, bu kriz döneminde en çok yasal düzenleme bekleyen kesim esnaf-sanatkârlar. Perakendecilik kanunu veya piyasada, halk arasında bilindiği şekliyle “hipermarket kanunu” iki buçuk yıldır bu Meclisin gündemine gelmiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Susam, lütfen toparlayınız.

MEHMET ALİ SUSAM (Devamla) – Sayın Başkan, bakın, açılan yabancı mağazalarla elektronikte, mobilyada, gıdada, tekstilde esnaf ve sanatkâr, hem krizin hem bu büyük mağazaların haksız rekabeti karşısında inim inim inliyor. Ahilik Haftası’nda ne söyleyebileceksiniz siz esnaf-sanatkâra? Bu toplumun omurgasına, belkemiğine, istihdamı sağlayan ve toplumda her insana bir iş bulmayı sağlayan bu kesime ne yüzle çıkıp da bir şey söyleyebileceksiniz? Onun için, bu haftaları sadece kutlamak değil, bu haftalarda esnaf ve sanatkârın sorununa sahip çıkmak gerekir. AKP’li arkadaşlara Ahilik Haftası’nı hatırlatıyorum. Onu hatırlatırken esnaf ve sanatkârların içinde bulunduğu dert ve sorunlara çözüm bulmanızı ve hipermarket yasasını çıkarmanızı hatırlatıyorum.

Bu duygularla yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Susam.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.

Diğer önergeyi okutup işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan “Türk Borçlar Kanunu Tasarısı”nın 4. maddesinin başlığı olan “Süresiz Öneri” yerine “Süresiz Teklif” ibaresinin yazılmasını,

madde metninde yer alan “öneri” kelimesinin yerine “teklif” kelimesinin yazılmasını,

“öneren, önerisiyle bağlılıktan” ibaresinin yerine “teklif eden teklifi ile bağlılıktan” ibaresinin yazılmasını,

maddenin 2. fıkrasının “İletişim araçları ile doğrudan iletişim sırasında yapılan teklif, hazır olanlar arasında yapılmış sayılır” şeklinde değiştirilmesini saygı ile arz ve teklif ederiz.

Faruk Bal (Konya) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge hakkında söz isteyen Faruk Bal, Konya Milletvekili.

Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

FARUK BAL (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ilk on maddeyle ilgili önergeler gruplara dağıtıldı. Milliyetçi Hareket Partisine gelen önergeleri ben bir inceledim. Bizim önergelerimizin ve Cumhuriyet Halk Partisinin önergelerinin dışında ilk on maddede 10 tane milletvekilinin, 10 tane farklı milletvekilinin önergesi var. Bu, şu durumu ortaya koyuyor: Milletvekilleri bu kanundan rahatsızdır. Bu kanun tasarısının yeterince olgunlaşmadığını ortaya koyabilmek için milletvekilliği görevini yerine getirerek değişiklik önermektedirler. Ancak Sayın Komisyon ve Sayın Bakanlık, bunlara, her tarafa açılmasına rağmen bu tarafa kapanmaktadır. Şimdi, kapandığı konulardan ikisiyle ilgili olarak görüşlerimi sizlerle paylaşmak üzere huzurunuzdayım.

Birinci teklifimiz, “icap” kelimesi yerine yazılan “öneren” kelimesinin ya da “öneri” kelimesinin yaşayan Türkçede bulunmadığıyla, “icap” kelimesinin esas itibarıyla Türkçede başka bir anlamda kullanıldığıyla, kanunun yüklediği anlama uymayan bu kelimenin değiştirilerek yaşayan Türkçede kullanılan “teklif” kelimesinin bu maddeye yerleştirilmesiyle ilgilidir. Ancak Komisyonun, sayın Bakanlığın öneriyi reddetmeleri üzerine Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna mensup milletvekilleri bu düşünceyi değerlendirmeden grup başkan vekillerinin işareti doğrultusunda reddetmişlerdir. Bunu demokratik bir yaklaşım olarak görmemekteyiz. Bu antidemokratik yaklaşımın Borçlar Kanunu’na yansıyacağını ve önümüzdeki süreç içerisinde nesillerin çarpık ifadeler ile özel hukukun temel kanunu olan Borçlar Kanunu’nu değerlendireceğini ifade ediyorum.

İkinci teklifimiz ise garip bir ifade tarzının ve garip bir kanunlaştırma anlayışının normale dönüştürülmesiyle ilgilidir. Kanun tasarısı şöyledir: “Telefon, bilgisayar gibi iletişim sağlayabilen araçlarla doğrudan iletişim sırasında yapılan öneri, hazır olanlar arasında yapılmış sayılır.”

Değerli arkadaşlarım, bilgisayar, bir aletin adıdır. O alet kullanılır ise onun fonksiyonlarından bir tanesi iletişimdir. Dolayısıyla, bilgisayarı bir iletişim aracı olarak bu kadar yanlış bir şekilde kanun metni içerisine sokmak, akılla, mantıkla birleşebilecek bir durum değildir; hele hele bunu kanuni bir tabir hâline getirmek ise akla ziyandır. Doğrusu nedir? Doğrusu “İletişim araçları ile…” başlayan bizim önerdiğimiz fıkradır.

Şimdi, tek tek sayma, telefon, bilgisayar gibi aletleri sayarak kanun metnine yerleştirme, bize yaşadığımız bir olumsuzluğu hatırlatıyor. Mevzuatımızın önemli bir bölümünde vardır; telgraf, teleks, telegram gibi kelimeler de kullanılmak suretiyle iletişimle ilgili bazı maddeler hatırlıyoruz. Peki, bugün telegram var mıdır? Yok. Telgraf ne kadar kullanılmaktadır? Eskiden hayatın tamamı telgrafla iletişim sağlanabilecek bir şekilde düzenlenmiş iken bugün telgraf sadece kutlama metinleri arasında yer almaktadır. Dolayısı ile ilerleyen teknolojinin, gelişen teknolojinin önüne açık bir şekilde bir yazım, bir kanun tekniği benimsenmesi gerekirken iletişimle ilgisi olmayan bir aletin ismini kanun metnine yerleştirmek son derecede yanlıştır. Bu yanlışın düzeltilmesi için bu önergeyi vermiş bulunmaktayız.

Şu saate kadar yaptığımız eleştiriler, kanunun tümüne olumlu katkı sağlamak amacıyla İç Tüzük’ün verdiği yetkilerdir. Bunun da, bu kadar makul, bu kadar masum bir isteğin de reddedilmesi hâlinde bundan sonraki eleştirilerimizin sınırı, boyutu farklı bir noktaya gidecektir.

Bunu yüce heyete saygıyla arz eder, önerimizin makul bir şekilde değerlendirilmesini de yüce heyetin takdirine sunarız.

Teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

4’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…

HÜSEYİN YILDIZ (Antalya)- Karar yeter sayısı…

BAŞKAN – Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Yazar Hakkında: Avukat Saim İncekaş

Saim İncekaş, Adana Barosu'na kayıtlı bir avukattır. 2016 yılından bu yana Merkezi Adana'da bulunan ve kurucusu olduğu İncekaş Hukuk Bürosu'nda çalışmaktadır. Yüksek lisans derecesi ile hukuk eğitimini tamamladıktan sonra bu alanda birçok farklı çalışma yürütmüştür. Özellikle aile hukuku, boşanma, velayet davaları, çocuk hakları, ceza davaları, ticari uyuşmazlıklar, gayrimenkul, miras ve iş hukuku gibi alanlarda uzmandır. Saim İncekaş, sadece Adana Barosu'nda değil, aynı zamanda Avrupa Hukukçular Derneği, Türkiye Barolar Birliği ve Adil Yargılanma Hakkına Erişim gibi dernek ve kuruluşlarda da aktif olarak görev almaktadır. Bu sayede, hukukun evrenselliği konusundaki farkındalık ve hukuk sistemine olan güveni arttırmaya yönelik birçok çalışmada yer almaktadır. Randevu ve Ön Görüşme İçin WhatsApp Üzerinden Hemen İletişime Geçin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir