TBK 19. Madde
Türk Borçlar Kanunumuzun 19. maddesi şu şekildedir:
Sözleşmelerin yorumu; muvazaalı işlemler
Madde 19: Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır.
Borçlu, yazılı bir borç tanımasına güvenerek alacağı kazanmış olan üçüncü kişiye karşı, bu işlemin muvazaalı olduğu savunmasında bulunamaz.
Başlık
TBK’nın 19. maddesinin ait olduğu bölüm başlık ismi şu şekildedir: BİRİNCİ KISIM: Genel Hükümler – BİRİNCİ BÖLÜM: Borç İlişkisinin Kaynakları – BİRİNCİ AYIRIM: Sözleşmeden Doğan Borç İlişkileri
Madde başlığı şu şekildedir: Sözleşmelerin yorumu, muvazaalı işlemler.
Gerekçe
Türk Borçlar Kanunu’nun 19. maddesinin gerekçesi şu şekildedir:
818 sayılı Borçlar Kanununun 18. maddesini karşılamaktadır.
Tasarının iki fıkradan oluşan 19. maddesinde, sözleşmelerin yorumunda göz önünde tutulacak ilke ile işlemin muvazaalı olduğu savunmasının ileri sürülemeyeceği durum düzenlenmektedir.
818 sayılı Borçlar Kanununun 18. maddesinin kenar başlığında kullanılan “d. Akitlerin tefsiri, muvazaa” şeklindeki ibare, Tasarıda “D. Sözleşmelerin yorumu, muvazaalı işlemler” şeklinde değiştirilmiştir.
Maddenin birinci fıkrasına göre, bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenip yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcükler değil, onların gerçek ve ortak iradeleri esas alınacağı düzenlenmektedir.
Maddenin ikinci fıkrasında ise, Tasarının 17. maddesinin gerekçesinde de açıklandığı gibi, yazılı bir “borç tanıması”na güvenerek alacağı kazanmış üçüncü kişiye karşı, işlemin muvazaalı olduğu savunmasında bulunulamayacağı belirtilmektedir.
Metninde yapılan arılaştırma dışında, maddede 818 sayılı Borçlar Kanununa göre bir hüküm değişikliği yoktur.
ADALET KOMİSYONU RAPORU
– Tasarının 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26 ve 27. maddeleri aynen kabul edilmiştir.
TBMM Tartışma ve Kabul Metni
19. maddenin başlığını okutuyorum:
D. Sözleşmelerin yorumu, muvazaalı işlemler
MADDE 19-
BAŞKAN – Madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan “Türk Borçlar Kanunu Tasarısı”nın 19. Maddesi ile ilgili olarak, “Borç tanıması” ibaresi yerine “borç ikrarı” ibaresinin yazılmasını ve “kazanmış olan” ibaresi yerine de “edinmiş olan” ibaresinin yazılmasını arz ve teklif ederiz.
Faruk Bal, Mehmet Şandır, İzzettin Yılmaz, Osman Ertuğrul, Rıdvan Yalçın
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) – Sayın Başkanım, “Borç tanıma” ibaresini bundan önceki maddedeki gerekçeyle, “edinmeye” ise mülkiyet hakkına taalluk eden bir terim olması sebebiyle katılamıyoruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz talebi?
Faruk Bal, Konya Milletvekili.
FARUK BAL (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın İyimaya ile böyle atışıyormuş gibi sürekli olarak huzurunuza geldiğim intibası uyanmasın. Doğrusu odur ki biz bu yasa tasarısının olgun bir şekilde çıkabilmesi ve yüce milletimizin borç ilişkilerinde bu hâliyle temayüz edebilmesi için bir gayret içerisindeyiz.
“Borç tanıması” tabiri, “borç ikrarı” deyimini tam olarak karşılamamaktadır. Bunu sadece hukukçular değil dil bilimciler de ifade etmektedir. Doğrudur Sayın İyimaya’nın dediği. Bazı, hukuki bilgileri ile temayüz etmemiş olan hukukçuların hukuk bilgileri yerine yeni kelimelerle kendilerini gösterebilmek için bir gayret içerisinde olduklarını biz de bilmekteyiz ancak bu gayretin kabul görebilmesinin şartı onun öngördüğü kelimenin, hukukun arzu ettiği, hedef aldığı amacı tam olarak karşılayıp karşılamamasıyla ölçülmelidir. İşte “borç tanıması” tabiri de yabancı unsur çağrıştırmasının yanında “ikrar” kelimesini de tam olarak karşılamamaktadır.
“Borç tanıması borcun sebebini içermemiş olsa bile geçerlidir.” şeklindeki ifade ise –tasarı metnindeki- “Borcun sebebini içermemiş olsa bile borç ikrarı geçerlidir.” şeklinde yazılması hâlinde madde hedef aldığı anlama kavuşabilecektir.
“Edinmek” fiiline gelince, elbette ki “kazanmak” ve “edinmek” fiili farklı farklı anlamlarda kullanılabileceği gibi “edinmek” fiilinin burada kullanılmış olması da çok yadırganacak bir durum değildir diyor, önergemizi yüce Kurulun takdirine sunuyoruz.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) – Karar yeter sayısı…
BAŞKAN – Arayacağım.
Önergeyi oylarınıza sunacağım ancak karar yeter sayısı arayacağım: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı yoktur, beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.29
SEKİZİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 19.34
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Murat ÖZKAN (Giresun), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 7’nci Birleşiminin Sekizinci Oturumunu açıyorum.
321 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 19’uncu maddesi üzerinde verilen Konya Milletvekili Faruk Bal ve arkadaşlarının önergesinin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi önergeyi yeniden oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısını arayacağım.
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı yoktur.
Beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.35
DOKUZUNCU OTURUM
Açılma Saati: 19.39
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Murat ÖZKAN (Giresun), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 7’nci Birleşiminin Dokuzuncu Oturumunu açıyorum.
321 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 19’uncu maddesi üzerinde verilen Konya Milletvekili Faruk Bal ve arkadaşlarının önergesinin oylamasında karar yeter sayısı ikinci kez bulunamamıştı.
Şimdi önergeyi yeniden oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı vardır ve önerge kabul edilmemiştir.
Tasarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
19’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.